Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

banuk yollarda

banuk yollarda
@deadpoets
üniversite
istanbul
28 okur puanı
Ekim 2016 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Çiziktirmişim bir ara....: En güzel zamanlar, minnacık ayaklarıma, annemin ayakkabılarını giydiğimde, ‘Topuklarını kıracaksın çıkart’ uyarısından hemen sonra ‘Annem benden daha ağır, o giyince değil de, nasıl olur da ben giyince kırılır ki?’ diye düşüne düşüne aynada kendime bakıp hayrete düştüğüm zamanlardı . Kafanın farklı çalıştığı zamanlar…
Reklam
Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle. Hatta bunların tersi de tesadüf değil. Alışveriş yaptığımız market, yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar. Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz
''Hayatta kalma arzusu için, bazen gel ağla diye uzatılmış bir omuz yeter. Gel ağla, gel dinlen, gel uyu, gel konuşalım, gel susalım''

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İnsanın anavatanı çocukluğudur. Birey oyuna doyarsa, hayata hazırdır!"
ben bu siteyi az evvel buldum. çek keyifli görünüyor. göz atmak isteyen olur diye şuraya adresini bırakıyorum, alabilirsiniz :) birazoku.com
Reklam
…Ve işte o esnada, yani Feveran sisler arasında uzaklara doğru sürüklenip giderken, bindiğimiz bot ardında köpüklü dalgalardan bir iz bırakarak hızla kıyıya doğru yaklaşırken, benim de kalbime düştü birkaç sözcük. Yaşadıklarını arzulayan belki, belki de yadsıyan, ama her şeye rağmen içindeki o umutsuzluğu silip atarak: “Hayır! Hiçbir şey sona ermedi daha ve elbette bir çıkış vardır, bir yol üzerinde yürünüp gidecek. Öyle ki şaşıracaksın tanık olduğunda, bir mucize gibi önüne açılan kapıları gördüğünde ya da dilinden dökülen sözcükleri duyduğunda… çünkü gerçek yolculuklar, tam da yolların bittiği yerde başlar! Gerçek sözcüklerin de, tam da sözlerin bittiği yerde dudaklardan dökülmesi gibi… Ümit Aktaş / Gemi
1. Düşündüğünüz, 2. Söylemek istediğiniz, 3. Söylediğinizi sandığınız, 4. Söylediğiniz, 5. Karşınızdakinin duymak istediği, 6. Duyduğu, 7. Anlamak istediği, 8. Anladığını sandığı, 9. Anladığı, Arasında farklar vardır. Dolayısıyla insanların birbirini yanlış anlaması için en az 9 ihtimal var.
Şimdi seni düşünüyorum, biliyorsun Aklıma ellerin geliyor önce Yağmurlu birgün hatırlıyorum Islanmış bir serçe kuşu hatırlıyorum Durup durup ölümü hatırlıyorum Alnıma bir ışık vuruyor karanlıkta Sonra alabildiğine bir sessizlik başlıyor Alabildiğine bir deniz Alabildiğine kum İçim ürpertilerle dolu Karanlık denizlerin ortasında Seni
Ekmek şarap sen ve ben bir de sabahın dördü dışarda kar odamız ılık gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını kıskandım Gogen’i Tahitilim terlemiş vücudunu silerken cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini saçların bağlamıştı ellerimi muz
"Acıyı hatırlatan elinde kalan ip midir, uçup giden balon mu??"
Reklam
"Birine altı çizili kitaplarımızı vermek, yaralarımızı emanet etmektir bir bakıma." Nazan Bekiroğlu
Sen Ve Ben "Dostum, Sen ve ben Hayata hep yaban kalacağız. Birimiz diğerine Ve her birimiz kendisine. Senin konuşacağın Ve benim seni dinleyeceğim güne değin. Sesini sesim sanarak. Ve karşında durduğum güne değin. Bir aynanın karşısında duruyormuşcasına." HALİL CİBRAN
İki şehri var gecenin, biri gözümde tütüyor, dumanı üstünde yağmur gibi çöken siste, bana bu uykusuz şehri niye bıraktın, göze alamadığım bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin, gece değil istediğin hayli karanlık bakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmak hevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüz bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin; gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir, öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak, sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz, biri sis içinde kirpiklerine kadar açık, bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum konuşkan gözlerinde tek sözcük bile, gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa şiir niye? Haydar ERGÜLE
"Ne tuhaf! İnsanoğlunun yaşamda en geç keşfettiği şey şimdiki zamandı. İnsan içinde yaşadığı ânı derinleştirmeyi zamanla, yani zamanı azaldıkça öğreniyordu." Şairin Romanı // Murathan Mungan
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.