Gidersem istikbalimi kaybedecektim,fakat durursam aklımı...
❛❛ İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür. 🧠_______
İbn-i Haldun
İbn-i Haldun
_______🧠
Reklam
Bir toplumda, politika, kendi alanının dışına taşmış, diğer bir deyişle araç olmaktan çıkıp amaç olmaya yüz tutmuşsa, o toplum için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Eski Yunan, Kartaca, Roma ve İslâm tarihinde, bozuluşun şaşmaz ölçüsü olarak gözlemlenmektedir bu. Ağır kriz çağlarında politika, başlangıçta, her derdin çaresi gibi kendini ileri sürmüş, fakat, kısa bir zaman sonra ortalığı toz duman eden bir anarşi ve terör bulutuna sarmalanarak, ters bir tepkiyle, normal alanını da yitirmiştir. Bu, politikanın yapısından ileri gelmektedir. Politika, amorf, her kalıba dökülür plastik bir madde gibi yoğrulabilir. Böylece de, giderek, düşüncenin, inancın, ahlâkın, hatta estetiğin yerini doldurmaya kalkar. Politika, sanıldığı gibi, böyle dönemlerde maskeli değil, bizzat maske olmuştur. İçinde bir şey bulunmayan, daha doğrusu hiçliğin ve boşluğun vınladığı, fakat yüzeyinde metafizikten ahlâka kadar her alanın çizgilerini gösteren bir maske. Gün gelir, sağlıksız toplumlarda, bu maske, yeri göğü kaplar, bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir dev haline gelir. Karşısına çıkan, her gönül atılımını bir değirmen gibi, ağır taşının altında ezer, un ufak eder.
Sayfa 103 - Diriliş YayınlarıKitabı okuyor
Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onun koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.
"Ta ne zamanlardan beri sesimizi çıkarmayıp içimize attığımız şeyler, hep birden uyandı; hepsinin acısını birden duyduk.Bu acı, gençleri, ihtiyarları, kadınları ve çocukları hep birden bir kurt sürüsü haline koymaya kafi geldi."
Reklam
İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür. | İbn Haldun
Onu alamam, onu kaçıramam.. Halbuki o da beni seviyor. Bunu evvelisi gün ağlayarak söyledi. 'Gel' dedim, 'beraber kaçalım.' Acı acı güldü, 'Ağam' dedi, 'ben senden noksanım, bana sadaka mı veriyorsun?..' Onu nasıl sevdiğimi anlattım: 'Bana kolunun yerine kalbini veriyorsun,' dedim, 'bir kalp bir koldan daha mı az değerlidir?'
Sayfa 19 - YKYKitabı okuyor
Çok konuşmaz, konuştuğu zaman da içindekilerden bize bir şey sezdirmezdi. Neler hisseder, neler düşünürdü? Onu bu dünyaya bağlayan şey neydi? Hiçbirimiz bilmezdik. Acaba birisini sevdiği için mi, yoksa hiç kimseyi sevmediği için mi, bu kadar yanık, bu kadar derinden çalıyordu?
Sayfa 16 - YKYKitabı okuyor
39. Bir eşyadan diğer bir eşyaya seyahat edip durma! Aksi halde daha önce dönüp geldiği yere tekrar tekrar gelen değirmen eşeği gibi olursun. (Bunu bırak da) kevnden mükevvine, kevni ve kainatı yaradana ulaş! "Muhakkak ki varılacak son varlık senin Rabbındır" (Necm 53/42). Resûlüllah'ın (s.a.) şu sözüne dikkat et! "Hicret (ve niyeti) Allah ve Resûlü için olan kimsenin hicreti Allah ve Resûlü içindir. Hicreti bir dünyalığa sahip bir kadınla evlenmek olan kişinin hicreti de hicret ettiği şeyedir. Resûlüllah'ın (s.a.) bu sözünü iyi anla! Anlayışlı isen bunun üzerinde derin derin düşün.
Sayfa 26 - Dergâh Yay, 7. Baskı
Reklam
Peki ama bu sevmek midir be adaşım,bir kadını öpmek,onu istemek sevmek midir?(...) Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekâlâ, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?.. Atma be adaşım kaç tane kalbin var senin?
"İnsan, beyninin kendisini ufalamakta olan bir değirmen olduğunu düşünür... Burada ruh nerede bulunabilir ki?"
Sayfa 31 - Yurt Kitap - YayınKitabı okuyor
"Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler gördünüz? dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki...."
Sayfa 39
“Ah… Yanmak isteyen kandilleri sebepsiz yere ve birdenbire söndürülen kuvvetin, bu alevi saklayacak kadar güzel yerleri var mıydı acaba?..”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.