Güzel ve kasvetli bir deneme olmuş :) İçeriği bakımından bir çöküntüyü, kayboluşu, yalnızlığı içeriyor. Bununla beraber sizi sıkmıyor ama 'bir insan bu satırları yazacak kadar ne yaşamış olabilir' diyorsunuz ve zaten kendi içinde de bu soruya cevap buluyorsunuz. Sonuç olarak boş zamanlarda okunabilecek güzel bir eser.
Mehmet Ali Kılıçbay, Deliliğin Tarihi 1 sunuşuna " Toplumları kapsadıkları, benimsedikleri ile dışladıklarının zıtlığı içinde okumak mümkündür. " diyerek başlar. İnsan Foucault'un Ortacağ'ın Narrenschiff (Deliler Gemisi) yolcuları için " Deli, çılgın kayığının üzerinde, öte dünyaya doğru yola çıkmaktadır; kayıktan indiğinde de öte dünyadan gelmektedir." (Deliliğin Tarihi-1) deyişiyle karşılaşınca sormadan edemiyor: Neredeyim sorusuna yanıt veremeyenlerin,gittiği ve geldiği yeri sorgulayabilmesi olanaklı mıdır? Öyleyse bir daha soralım: Sizce, öte dünya masalları hangi aklın ürünü olabilir? Son kez soralım: Bizim yüzyıllardır dolap beygiri dibi dolanıp durmamızda aklın yeri ne?
Deliliğin Tarihi 1
Kitabı 1000kitap sayesinde tanıdım ve hakkındaki olumlu yorumları okuyunca okumalıyım dediğim kitapların arasına yerleşti ama bunda birazda psikiyatriye duyduğum ilginin de payı olmuş olabilir :)
Kitap psikanalist Gary Small in meslek hayatı boyunca tedavi ettiği\edemediği hastaların psikolojik sorunlarını ve bu sorunları çözümlemede nasıl yollar izlediğini anlatıyor.
İnsanların psikiyatriden çekindiklerini hatta bir bakıma korktuklarınıda anlatan ve bunu eleştiren Dr. Gary aslında bu sorunun temelinde insanların deli hastası damgası yemek istemedikleri olduğunu söylüyor. Dr. Gary psikiyatriden korkulmaması gerektiğini açıkça belirtiyor..
Biraz psikiyatriye ve insan psikolojisine ilginiz varsa mutlaka okumalısınız..
"Bana bir seferinde sokak adın olarak neden Day'i seçtiğini anlatmıştın. Her yeni sabahla birlikte her şey tekrar mümkündür, değil mi?"
"Bazen güneş daha erken batar. Günler sonsuza kadar sürmez, bilirsin. Ama elimden gelen en iyi şekilde mücadele edeceğim. Sana bunun sözünü verebilirim."
Dünden beri bekledim. Uyudum uyandım,
beklentimin fazla olması sebebiyle belki beni biraz hayal kırıklığına uğratmış olabilir.
tabii ki yine çok güzeldi çok eğleceliydi...
hele gizemli bayan Whistledown sırrının çözülmesiyle ayrı bir havası olduğu söylenebilir.
ama işte muhteşem bekar,deli çapkın Colin Bridgerton'ın daha çarpıcı bir hikayesi olmalıydı diye düşünüyorum.
Colin ,onunla asla evlenmem dediği Penelope 'ye ( sosyetenin evde kalmış kız kurusu diye adlandırdığı) deli gibi aşık oldu,hem de ne aşk...
Bridgertonlar her zaman eğlenceli :)
tarihi aşk sevenleri,kabarık eteklerle balo salonunda gezmeyi dans etmeyi hayal edenleri Rüyalar Gerçek Olsa'ya bekleriz :)
**** İnceleme kitabın içeriği hakkında çok da önemli olmayan ufak bilgiler içeriyor olabilir.Okumanızın tadını kaçıracak kadar önemli bir bilgi yok yine de.****
Kitabımızın ana kahramanı Rıfat bir kitapçı ve Seyrek Yağmur da bu kitapçı dükkanının adı. Rıfat kitapçı olduğu için okumayı çok seviyor, şair ve yazarlarla da arası çok iyi.
100
