-Çocuklar neden sakat doğuyorlar?
-Genelde bu soruyu soran kişiler yüzlerini buruştururlar. Bu da aslında cevabı görememelerinden dolayıdır. Onlar, engelli çocukların "hatalı" olduğu düşüncesiyle bu çocuklara genelde acıyarak bakarlar. Ben fizyoterapist olarak, normal bir insana göre pek çok engelliyle daha fazla vakit geçirme şansına
İnsanın en değerli varlığı yapmak istedikleridir, hayalleridir. Kim ne derse desin! Cemil Kavukçu, "Üç şey söyledin. Parasını, umutlarını ve düşlerini. Bence ilk ikisini yitirince ölünmez ama düşler yitirilince..." der, yüklemsiz bitirir cümlesini. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin sevgili okur. Dünyada var olmuş her şey bir vakitler
Kitap şans eseri elime geçti. Can Yayınları tarafından yayımlanmış. Yazarın adını da daha önce duymamıştım.
Bir edebiyat eseri olarak gerçekten muhteşem bir kitap olmuş. Ana karakter olan Mürşit'te bir Zebercet'lik, kitapta da bir Anayurt Oteli havası var. Hayatta beklentileri karşılanmamış biri olan Mürşit kaderi kendininkine benzeyen Madenci ile
Çocukluk çayın dem kısmıdır sevgili Tsubasa, büyümekse sıcak suyudur. Dem'e ne kadar su katarsan kat, çayın tadına dem hakim olur... 80'lik bir ihtiyar bile olsan, çocukluk daha ağır basar ruhta.
İlk dikkatimi çeken şey kitabın ismi oldu.
Ve hemen kitabın yazarı Seyfullah Özalp'e sordum bunu. Az çok ne demek olduğunu biliyordum ama yazar için ne ifade ettiğini merak ettim doğrusu. “46’lık eskiden argoda deli manasına gelirmiş. E ben de kendimi bildim bileli biraz deli hissederim. O yüzden kitabın ismi 46’lık oldu.” dedi. Aldığım en samimi cevaplardandı. Kitap şiirden düzyazıya birçok türü içerisinde barındırıyor En çok beğendiğim kısım ‘’Kabulleniş’’ isimli yazıydı Kitap 63 sayfa. Bir çırpıda okunabilecek türden. Kısa ve öz dedikleri bu olsa gerek.
Kitap herhangi bir sonla bitmiyor, yarım kalıyor. Ben de devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
46'lıkSeyfullah Özalp · Kendi baskısı · 20174 okunma
Şu dünyada yaşadığımız ortalama 70 yıl boyunca pek çok insan tanır, pek çok olaya şahit oluruz. Hangimize yaşadıklarına dair fikri sorulsa, yüksek ihtimalle çoğumuz roman gibi bir hayatımızın olduğundan dem vururuz. Her karşılaştığımız insan, yaşamımızın akışını iyi ya da kötü yeni bir rotaya yönlendirir, yeni bir dünyanın kapılarını aralar bize.
***
Ne kadar yabancıymışız kendi tarihimize, Milli Mücadelemize
Bir kitabı okurken ancak bu kadar hayıflanabilirdim! Ne de geç kalmışım!
***"... acele olarak telsize ihtiyacımız var efendim.
İsmet paşa acıyla güldü:
-Acele ihtiyacımız olmayan ne var ki ?" (sayfa:43)
Bence başlangıcın özetiydi bu konuşma. Yo hayır! Bütün olayın özetiydi
Çocukluk çayın dem kısmıdır sevgili Tsubasa, büyümekse sıcak suyudur. Dem'e ne kadar su katarsan kat, çayın tadına dem hakim olur... 80 lik bir ihtiyar bile olsan, çocukluk daha ağır basar ruhta. Bu böyledir...
Çocukluk çayın dem kısmıdır sevgili Tsubasa, büyümekse sıcak suyudur. Dem'e ne kadar su katarsan kat, çayın tadına dem hakim olur... 80 lik bir ihtiyar bile olsan, çocukluk daha ağır basar ruhta. Bu böyledir...
“Kelimeler, Alice’e (ve bize) bu afallatıcı dünyadaki tartışmasız tek gerçeği, görünüşteki bir rasyonalizmin altında, hepimizin deli olduğumuz gerçeğini gösteriyor.”
İclâl
Hikaye Adı : Gördünüz mü?
Link: #29382781
"Pardon, bakar mısınız?" Karşımdaki adam işaret parmağıyla göğsüne dokunuyor, 'ben mi' dercesine.
"Evet evet siz. Şey ben gözlerimi arıyorum da gördünüz mü acaba?"
Adam bana deliymișim gibi bir bakış atıp arkasını