Bir sonraki vuruşu için yaşayan bir eroinmana dönüşmüştüm. Kusursuzca inşa edilmiş hayatım etrafımda çatırdıyordu ve benim tek umurumda olan onu hissetmekti.
O benden gideli tam dört ay oldu. Hiç geçmeyen baş ağrılarım, uyanmak istemediğim Özgür’lü rüyalarım, sanki o her an geri gelebilirmiş gibi hissettiren ince düş sızım... Bedenim bunlara gebe olalı, tam dört ay...
Bir gün içerken bana dedi ki, ‘Sakın âşık olma. Âşık olacağına, sarhoş ol. İkisi de aynı oranda çarpıyor adamı. Hem ayıldığında içki hâlâ yanında oluyor. O ise gidiyor...’
Annelik babalık gibi şeyler de kavramsal... Biyolojik bir olayın abartılmış hali. Sadece sığınacak liman arama çabası insanoğlunun. Fazla abartmışlar anne baba gibi değerleri. Çoğu şanslıyken, bazılarımız şanssız düşsün diye. Umurunda olmasın. Anne ya da baba... Olmasa da oluyor.”