İnsana insan gerek, insana kanun gerek
Kanun demek; düzen demek, adalet demek. Bunlar olmayınca hayvandan farkımız mı ola ki? Son kelamımızı da edelim. İnsanın en önemli işi, mesleği; insan olmaktır.
Soluk aldığımız için mi yaşarız? Son nefesini verenler midir sadece ölüler? Yok mudur aramızda gezen, bize selam veren ama ruhu ölen? Ölmek bu diyardan öte dünyaya göçmek midir sadece?
"Ey benim demirden dağlarım!
Yağı külleri savurduğum kadim ormanlarım!
Demirdağın tinleri geldi bu gece ateşimize!
Ey Börüler!
Uluyun...
Parçalayın...
Haykırın!
Börüler ant içtiler yağı kanı akıtmaya!
Ey Ulu Tengri, güç ver gökte doğan oğullarına!
Ey Toprak Ana, yol göster bize ulu kayın ağaçlarınla!
Ey Çakay Han, aydınlat önümüzü, göğü aydınlatan gazap kırbaçlarınla!
Ey Kızagan Tengri, ant içtik adına!
Salınsın kara atlar çıksın Erlik Han cenk meydanına! "
“Ey gece! Kavuş güne.
Ey gün! Aydınlat karanlık geceyi.
Ey zaman! Ak git tüm acıları yutan bir sel gibi. İlaç ol şu garibin yarasına. Merhem eyle bizi bu kanayan yaraya.”
“Çölün hafızası yoktur evlat, bir kum fırtınası çıkar şu gördüğün tepeyi oradan alır başka bir yere kondurur. Sanırsın ki burayı daha önce gördün. Çölde aynı yeri iki kez görme şansın yoktur.”