……… aralarındaki sessizlik onu, düşler kurarak içlerinde kaybolduğu garip ve derin düşüncelere sürüklemişti. Ruhunda hafiften gizli bir aşk duygusu uyanmıştı, fakat erkeği değil de, çevrelerinde bulunan diğer bütün canlıları, rüzgarda hafifçe salınan başakları, bereketli ütünün iş ve mutluluk bahşettiği insanları düşünüyordu, gökyüzünde birbirini kovalayan kırlangıçları düşünüyordu, aşağıda uzaklarda, gri bir buğu kubbesinin altından bakan şehri düşünüyordu, sonra yumuşacık akan güneş ışığının içine ilk kez koşan neşeli bir çocuk gibi, içinde yine ilkbaharın her şeyi kucaklayan gücünü hissetti.
Reklam
Canın çok yandığı, kalbin çok kırıldığı zaman da şöyle diyeceksin: ‘Ben çok derin hissettiğim için canım bu kadar acıyor. Aslında bu acı o kadar büyük değil.’ Sonra ne zaman fark edeceksin, kırgınlığın hafifliyor, yüreğindeki yara deşilir olmaktan çıkıyor, o zaman. ‘Ne kadar hain olursan ol, sana pabuç bırakmayacağım, beni bezdiremezsin, hayatıma devam edeceğim’ diyeceksin.
Sayfa 137 - Doğan Kitap
Ama korku hissi aniden sırtına bir şaplak gibi iniverdi. Korku! Ne kadar derin, ne kadar anlamlı bir sözcük!
Nedir, nedir şimdi bendeki bu derin ve karşı koyulmaz beklenti, her yerimi saran bu sabırsız istek neden şimdi?
İslam ananelerinden hangilerinin doğrudan doğruya İslamiyet'e hangilerinin Arap, Fars yahut Türk'e ait olduğunu göstermek derin tetkiklere muhtaçtır.
Reklam
8 Kasım Perşembe .. : Heyecanın ve kargaşanın doruğa vardığı kentin üstünde güneş doğdu, bütün halk fırtınanın uzun, derin soluklanyla soluyor. İlk bakışta her şey durgun görünüyordu; yüz binlerce insan alıştığı saatte yatıp kalk­ mış, sabahın erken saatlerinde herkes işine gitmişti. Petrog­ rad'da tramvaylar işliyordu, dükkanlar ve tokantalar açıktı, tiyatrolar dolup taşıyordu, her yerde bir resim sergisinin afısi asılıydı... Günlük yaşamın kannaşık ritmi -savaş za­ manlannda bile hareketliydi yaşam- değişmemişti, her şey eskisi gibiydi. Toplumsal düzenek kadar, canlılık bakımın­ dan insanı şaşırtan bir şey yoktur. Toplum en büyük fela­ ketlerden birine uğrasa bile, dayanır, beslenmekten, giyin­ mekten, eğlenmekten geri kalmaz.
Sayfa 270 - Pencere Yayınları Mayıs 2012Kitabı okuyor
Sadece derin sevgisi olanlar, derin acıları hissedebilir.
Sayfa 7 - Lev TolstoyKitabı okuyor
Asıl mesele içe bakmak, odaklanmak ve derin düşünmek. Kafamızın içinde hayallerimiz için bir yuva yapmak.
“Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediği, ama yine de her şeyin bana dahil olduğu duygusunu taşıyordum yalnızca; ilgisiz kalsam da, çok derin ve çok gerçek şeyler tadıyor olmak müthiş mutluluk veren bir duyguydu, ruhumun en canlı kaynağını oluşturur, tanımadığım yerlerde şehvet gibi üstüme çökerdi.”
Reklam
Freud’la Hitler’in de en önemli benzerliği İkisinin de köpekleri olan derin ilgi ve sevgisiydi.
Sayfa 262
kimsesizlerin hayatı ne ise ölümü de odur. sessizlik. unutulmuş olmanın derin sessizliği.
O halde başlasın Pazartesi tadındaki Perşembe ツ
Başımdaki ağırlığı giderir umuduyla derin derin içime çektim nemli sabah havasını; hoşuma gitti, hatta bir parça canlandırdı beni.
Everest Yayınları - Epub
Kırılıyoruz, ya sen ya ben ya da kırılmışlığımız öyle derin öyle onarılmaz bir yol arıyor yüzeye vurmak için bir bahane. onarılamıyoruz onaramıyoruz, ekimiz görünmeden sen ve ben
Bir insana inanmak = hayata inanmak...
Bir insana ve kelimelere inanmak, ama ekmeğe ve suya inanır gibi derin bir duyguyla inanmak, aklımın ucundan bile geçmiyordu artık. Uzun zamandır unuttuğum bir şeydi ve bu yüzden de onunla gitmek için başka sebebe ihtiyacım yoktu. Hiç umulmadık bir anda, insana ve kelimelere inanmak, bir hayata inanmaya başlamak.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.