bir valiz yaptım.
içine giymediğim elbiselerimi
ve şirketin verdiği kuru bakliyatları doldurdum.
anam bir ihtiyacı olana versin diye
sığsaydı şeker de koyardım kenara
nasıl kaldırırım bu ağırlığı nasıl yürürüm bu uzun yolu
iki bilemedin üç vasıtayla varacağım otogara nasıl giderim düşünmeden tıka
Beğenmeyip hayatın doğal süresini,
uzun yıllar yaşamak isteyenler
düpedüz aptaldır kanımca.
Uzun yıllar acıları daha da yakına getirir
ve gereğinden fazla yaşlananlar
farkına varamaz artık mutluluğun.
Sonunda Hades'i gönderir kader
herkesin yardımına;
düğün şarkıları, çalgılar ve oyunlar eşliğinde gelmeyen ölümü.
Hiç doğmamaksa en iyi kader,
mümkün olduğunca erken ölmektir
kaderlerin ikinci en iyisi.
Delişmen çılgınlıklarla dolu
gençlik tükenince; haset, isyan, kavga, savaş ve cinayet gibi başa gelmeyen dert, yaşanmayan zahmet mi kalır?
Sonunda teslim alır bizi
bütün kötülükleri barındıran güçsüz, iğrenç, dostsuz ve münzevi yaşlılık
Sayfa 50 - Türkiye iş bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Madde 4: Düşünce sürecinizdeki çığ gibi büyüme etkisini fark edin.🌸
Madde 5: Daha merhametli olun.🌸
Madde 6: Öldüğünüz zaman yapılacak işler listenizin hala dolu olacağını unutmayın.🌸
Madde 1: Ufak şeyleri dert etmeyin (hepsi de ufak şeylerdir.
🌸
Madde 2: Kusursuzluğu Kabullenin
Madde 3: Nazik ve ılımlı insanlar süper başarılı olamaz fikrini unutun.
Sorun dememek lâzım belki de Allah için seviyorsan yârin bıraktığı her acı seni Rabbe meylettirsin ve: Allah'a dönüp ne büyük derdim var diyeceğimize derdimize dönüp ne büyük Allah'ımız var diyelim. O zaman ne dert kalır geriye ne de bakmak geriye...
allah belamı vereydi de okumayaydım.yeni tanıştığım bir kızla kitaplar üzerinde uzun uzun konuşmuştuk. sonra birbirimize kitap önerdik. kız “bu kitabı kesin al, çok akıcı, çok beğeneceksin” dedi. ertesi gün gittim aldım. almaz olaydım yahu. zorlama espiriler, saçma sapan yaşantılar. tam bir ergen liseli kız hikayeleri. ulan biz seninle oğuz atay’dan, sabahattin ali’den, hemingway’den bahsetmişiz senin önerdiğin kitaba bak. bir kitaba başlayınca da yarıda bırakamıyorum. zorlana zorlana bitirdim.
kitap bitikten sonra kız fikirlerimi sordu. senin önerdiğin kitabın aq diyemiyorsun. ya ehehehehe çok eğlendim, o ağda bölümü çok iyiydi hejehejej falan dedim. içimden senin edebiyat zevkini zenciler kovalasın diyorum. kitap üzerine yarım saat konuştuk. sonra kız çantasından serinin 2. kitabını çıkardı. hediye olarak almış. yahu bir insan hediye alınca üzülür mü? gol kaçırmış tsubasa gibi oldum aq. çok teşekkür edip aldım. neyse masadan kalkarken bilerek unuttum kitabı. kız, yaaaaa kitabını unuttuuaauun diyip elime verdi.. kitabı. okuduktan sonra tartışacakmışız. neyse aldım kitabı, okumaya tahammül edemezdim. internetten ordan buradan araştırdım, yorumlara göre vs okudum diyip serinin 2.’sini de hallettik. neyse ki 3.’sünü vermedi. yani kız güzel olmasa çekilecek dert değildi aga. sonra evlendik işte, 2 çocuğumuz var demek isterdim bu çin işkencesi gibi kitabı okuduğum için ama 2 ay sevgili kaldıktan sonra ayrıldık.
Hayat zor değil aslında. Zor olan bizleriz. Duygularımızı, düşüncelerimizi zindanlara atıyoruz. Aydınlığa çıkmalarına izin vermiyoruz. Sonra sanıyoruz ki her yer karanlık, çözüm yolu yok. Kör kuyulara kendimizi çekiyoruz da çekiyoruz. Güneş hiç doğmaz sanıyoruz. Unutma geceyi kovalayan hep güneştir... Hadi elini vicdanına koy. Yaşadığın olumsuzluklarda sen olayların neresindesin? Ne kadar çözmek için uğraştın? İnsanları, yaşadıklarını affetmek ve kabullenmek ruhu özgürleştirir. Ama sorunlarınla yapışık ikiz hayatı yaşarsan, mutsuzluk kaderin olacaktır. Hangi dert ölüm kadar çaresiz?