Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Derviş Dağ

İftara az dakikalar kaldı. Evlerde yemekler çoktan pişirilmiş, kokular her yanı sarmış, evin en küçüğü fırına yollanmış, taze ekmeğin yolu gözlenmiş, sofralar yavaştan hazırlanmaya başlanmış ve üç-dört çeşit yemekle sofralar donatılmış; iftara eş, dost, akrabalar çağrılmış, ufaktan da masa başı sohbetleri başlamış, hayırlısıyla bugünü de atlattık gibisinden muhabbetler dönmüş ve nihayetinde ezanla birlikte kaşık ve çatalların ahengi eşliğinde muhteşem bir şölen başlamış.. Aynı şekilde nice coğrafyalarda, özellikle Filistin'de; bir anne evlatlarına iftar için otlardan, hayvan yemlerinden başka bir şey bulamayıp, bunlardan bir şeyler hazırlamış ve kaybettiği yavrularından arta kalanlara birer lokma bir şeyler verip karınlarını az da olsa doyurmaya çalışmış; hüzünle, acıyla, gözyaşıyla yavrularının o bir lokmacık ekmeği yiyişini izlemek zorunda kalmış.. Ne kadar acı, ne kadar da çaresizce bir durum. Dünyanın, insanlığın bunca zulüm karşısında sessizliği...
Reklam
İyi ve mutlu bir ailede yetişen, iyi bir eşe, hayırlı evlatlara sahip olan bir kadın için bir gün değil her gün kadınlar günüdür. Şairin de dediği gibi: Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur. Can da, inci mercan da.. Tüm emekçi kadınların kadınlar günü kutlu olsun.. #8mart
Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir... Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Kendisine ait olmayan bir şeyi alan insan, bu ister bir can olsun isterse bir dilim nan(ekmek) adiliktir. Çalmaktan daha kötü bir suç yoktur.. Uçurtma Avcısı - Khaled Hosseini

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne de güzel diyor Atilla İlhan: "Benim yağmurumda gezinemezsin, üşürsün." diye..
"Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürür.” der Peyami Safa. Hepimiz, yitip giden canların geride bıraktıklarıyız.. #6subat2023
Reklam
Elektrik yok, su yok, yakıt yok, enerji kaynakları yok, açlık hat safhada.. Kor bir alev gibi sarmış dört bir yanını yokluklar.. Gözler görmüyor, kulaklar duymuyor, vicdanlar susmuş.. İnsanlık tümden yitip gitmiş avuçlarımızın arasından.. Yetim bir evlat gibi gözden düşmüş Gazze, Haykırıyor, haykırıyor sessiz çığlıklarla... #gazze
Hiçbir zaman güçlü; zayıfın, güçsüzün, masumun ve mazlumun yanında olmadı. Tarih boyunca dünyada bir çok acı olaylar, savaşlar, zulümler yaşandı. Ve savaşlar tüm gerçekliğine rağmen tarih güçlülerin müdahalesi ve yanıltmasıyla yazıldı. Öyle ki çoğu zaman masumlar zalim oldu, merhametliler vicdansız, barış yanlıları savaş aleyhtarlığı yapanlar diye lanse edildi. Geçmişten bugünlere geldik; ama değişen pek bir şey olmadı. Dünyada hiçbir zaman zalimler, faşistler, hainler, vicdansızlar, kandan beslenenler, yüreklerinde zerre merhamet ve vicdan barındırmayanlar eksik olmadı; olmayacak da.. Yaşanan olaylara, zulme, baskılara, vicdansızlığa dünya her daim sessiz kaldı ve kalmaya da devam edecek. Çünkü gücünü, kudretini kaybetmek istemeyen insanlar ve toplumlar bunu zorbalıkla, kandan beslenmekle, savaşlarla, güçlünün acizi ezmesiyle her daim elde etti. Bu yüzdendir ki cazip gelir onlara güç, kudret ve koltuk sevdası..  Ve bugün yine masum insanların hayatıyla oynanıyor. Sırf birileri koltuğunu korusun diye, sırf birilerinin beğendiği evlere, topraklara, hayatlara yerleşmek için masum ve mazlum insanların hayatlarıyla oynanıyor. İki yüzlü, acımasız ve zalim dünya ise izlemekten öte pek de bir şey yapmıyor. Oysa savaşların gölgesinde en çok çocukların ve kadınların canı yitip gitmekte, nice hayatlar yok olmakta.. Ama hiçbir zulüm sürekli olarak devam etmez. Tarih boyunca aşırı zulmeden topluluklar her daim tepetaklak olmaya ve yok olup gitmeye mahkum olmuşlardır.
Yaşadıkça anlamsızlaşıyor bazı şeyler..
İnsan öldü Herkes izledi Hem de gözünü kırpmadan, Hayata dair umutlarını çöpe attı insan, Ümidini yitirmiş, Kaybolmuştu bu çöplükte Artık ruhen öldüğü alemde, Bedeninin çürümesini bekliyordu..
Ebu Ubeyde bin Cerrah
"Uhud'un o dehşetli anlarında, Allah Resûlü'nün (a.vesselam) mübârek yüzüne miğferin iki halkasının battığını gören Ebû Ubeyde bin Cerrah, halkaların her birini dişleriyle çekip çıkardı. Bu arada kendisi de iki dişinden oldu." Sahâbe der ki: "Bir insanın ön iki dişlerinin olmaması o insana yakışmaz; ama Ebû Ubeyde'ye o kadar çok yakışıyordu ki Resûlullah'ın vefatından sonra o her güldüğünde aklımıza Resûlullah gelir, eski günleri hatırlayıp gözyaşı dökerdik." (Sîre, 3/84; Tabakât, 3/410)
Reklam
Yaşanmışlıkların talihsizliğidir bir daha bir şeye heveslenmemek..
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.