DÖRT GEMİ, DÖRT TÜRK DESTANI
TÜRK'ÜN, ANADOLU'NUN VE İNSANLIĞIN KADERİ GEMİLERLE DEĞİŞİYOR.
Bir büyük insan düşünün Anadolu'yu su basacak diyor
İnananı gemiye doluyor, inanmayanı sularda boğuluyor
Nuh tufanı böyle efsane oluyor
Bir büyük sultan düşünün
Gemileri karadan yürütüyor
Tarihin, insanlığın ve İstanbul'un
Türk Fırtınası
Nereden bilebilirdim yaşamımın bir fırtına estirmeye ait bir görev olduğunu!
Dokuz yaşında aldım ilk yaramı on iki Eylül sabahında!
O yara büyüttü beni!
Mavi bir pencere önü
Susamış bir kedi bekliyor beni
Uzakta hafiften esen rüzgarlar
Aşk ile sarıyor beni
Mavi bir yelkenlinin göründü ucu
Sonsuz bir derya bekliyor beni
Ufuk çizgisinde sönen yıldızlar
Alabora edip batırıyor beni
Mavi bir kuş, yumuşak tüyü
Uçuyor gönlümden sarsıyor beni
Ne deliyim ne divane
Yine de dergaha sokuyor beni
Mavi bir gezegen dönüyor, ne taraf yönü
Yalandan bir sevda bekliyor beni
Zamana yenik düşmüş dünler yarınlar
Bugünün tezgahında satıyor beni
Mavi bir benlik üstünde örtü
Boşluğun içine atıyor beni
Anlamsız arayışlar, kopan fırtınalar
Sınırsız sayıda bölüyor beni
Mavi gökyüzü topluyor da bir şiirde yazıyor beni
Naz Farisi
Başrollerini Tsilla Chelton, Derya Alabora ve Onur Ünsal'ın paylaştığı film, İstanbul'un farklı semtlerinde yaşayan, her biri diğerinden farklı sorunun ve hayat standardının içinde sıkışıp kalmış, birbirinden habersiz, orta yaş ve sınıfa mensup üç kardeşin hikâyesini anlatıyor.
Bir ara 2000'lere doğru TRT 1'de "Şaşıfelek Çıkmazı" dizisi vardı, tam bu saatte...
Lale Mansur, Derya Alabora, Fusün Demirel, Fikret Kuşkan.... gibi oyuncular vardı, o döneme göre de ezber bozan radikal manalar veren bir dizi idi...