“Dönüşüm, adım adım gerçekleşen bir süreç. Kısa yol masalları, zihne ait arayışlar ve hayali buluşlardır. Yol tektir. Ya yoldasındır ya da kayıp. Yola girmek, yolda adım atmak bir ‘an’da olur, her an mümkündür. Yol, gerçeği seçmeyi ve her an yeniden seçmeyi içerir. Her gün bir adım, bir adım daha, bir hikayeden daha özgürleşerek, kendine zarar verdiğin her bir düşünceyi, inancı, alışkanlığı da daha sorgulayarak, bırakarak, bir adım daha kendine yaklaşarak, bir kez daha tepki değil, etki olmayı seçerek, olumsuz hissettiğin her an, yeniden merkeze yani eve gelerek ilerleyeceğin bir yolda yürümektir. Yolu yürümektir muhteşem olan, çünkü her adımda gerçeğini, gerçekten yaşamanın benzersizliğini, kıymetini biraz daha idrak edersin. İnanmış olduğun her bir hikayeyi daha bıraktıkça, daha da hafifleyerek yürüyebilmenin keyfini fark edersin. Adımların dans adımlarına dönüşür giderek. Varoluşun eşsiz senfonisinde hem çalan hem dinleyen hem dans eden olabilmenin keşfidir bu.‘Her Şey Ben’ dansında, aslında hep kendi merkezinde döndüğünü ve hep kendi merkezine ilerlediğini fark ediştir. Bir kez buldun mu yolu, bir kez gerçekten yürümeye başladın mı, bir kez katıldın mı bu varoluş dansına, vazgeçemezsin aşk bulmuştur seni, sen aşkı... Her nefeste yeniden, yeniden aşkı solumak ve daha çok aşk
olmak için, her an yeniden gerçeği seçersin...”