Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Derya

“Dönüşüm, adım adım gerçekleşen bir süreç. Kısa yol masalları, zihne ait arayışlar ve hayali buluşlardır. Yol tektir. Ya yoldasındır ya da kayıp. Yola girmek, yolda adım atmak bir ‘an’da olur, her an mümkündür. Yol, gerçeği seçmeyi ve her an yeniden seçmeyi içerir. Her gün bir adım, bir adım daha, bir hikayeden daha özgürleşerek, kendine zarar verdiğin her bir düşünceyi, inancı, alışkanlığı da daha sorgulayarak, bırakarak, bir adım daha kendine yaklaşarak, bir kez daha tepki değil, etki olmayı seçerek, olumsuz hissettiğin her an, yeniden merkeze yani eve gelerek ilerleyeceğin bir yolda yürümektir. Yolu yürümektir muhteşem olan, çünkü her adımda gerçeğini, gerçekten yaşamanın benzersizliğini, kıymetini biraz daha idrak edersin. İnanmış olduğun her bir hikayeyi daha bıraktıkça, daha da hafifleyerek yürüyebilmenin keyfini fark edersin. Adımların dans adımlarına dönüşür giderek. Varoluşun eşsiz senfonisinde hem çalan hem dinleyen hem dans eden olabilmenin keşfidir bu.‘Her Şey Ben’ dansında, aslında hep kendi merkezinde döndüğünü ve hep kendi merkezine ilerlediğini fark ediştir. Bir kez buldun mu yolu, bir kez gerçekten yürümeye başladın mı, bir kez katıldın mı bu varoluş dansına, vazgeçemezsin aşk bulmuştur seni, sen aşkı... Her nefeste yeniden, yeniden aşkı solumak ve daha çok aşk olmak için, her an yeniden gerçeği seçersin...”
Sayfa 407Kitabı okudu
Reklam
“…. tek kurtuluş, oluşunun sorumluluğunu alarak kendini gerçekleştirmeye başlamak. Kurbanlıktan çıkıyorsun ve kendin olabildikçe, kendine ait potansiyeli gerçekleştirebildikçe, kendini sayıyor ve doğal olarak her gün daha çok, daha çok seviyorsun.”
Sayfa 401Kitabı okudu
“Akış böyledir işte. Sen yürüdün mü, her şey dökülür önüne yine farkediyorum. Her şey destek olur sana, her şey en uygun hali ile tam da olması gereken haliyle gelir kapına. ‘Hadi,’der. ‘Nasip geldi, ilerleyelim.’ Nasip alacağındır yaşamdan.”
Sayfa 388Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Yaşam gerçek olmayan ne varsa sende, her gün sana onu gösterir. Gelen hep sensindir. Hep kendini getirir sana, ‘kendine gel!’ diye. Bütün o savunmaların, saklanmaların, kaytarmaların, ters yöne kaçmaların, sözde korumak için kendini dışarıya saldırmaların ne denli boş olduğunu sana yeniden yeniden gösterir. Yine yakalanırsın, yine gelir kapına. Çünkü ‘soru’n hep aynı yerden gelir: Kendinden. Bu nedenle cevapları dışarıda arayarak değil, kendini OKUyarak çözebilir insan. Yaşam senin için aslında hep tek ve aynı soruyu yineler: ‘ Var mısın?’”
Sayfa 386Kitabı okudu
“Önce kendine aşık olacaksın,” diyor Ma. “Bu da ancak kendini gerçekleştirebilmekle mümkün. Gerçeğini dünyaya sunabilmekle. Kendine aşık olacaksın ki, nasıl bir değeri ortaya koyduğunu bilecek ve o değeri ona vereni seçebileceksin. Seni sen gibi sevenle birleşecek, ona benzersiz seni sunacaksın. İşte böyle kendini olduğu gibi tümüyle kabul edip sevebildiğinde, karşındakinin de olmasına izin vereceksin. Kendini gerçekleştirmesine. Nasıl olmak isterse. Aşk ancak böyle yaşanabilir. Bundan gayrısı ancak eksiklik, ihtiyaç ve yoksunluk dolu bir trajedi olabilir canım.”
Sayfa 297Kitabı okudu
Reklam
“İnsanı mahveden, insanı bir travma kurbanı haline getiren o yaşadığından çıkardığı hikayedir, sonuçtur. Kimliktir ve o sonuca tutundukça, her gün o yaşananın etkisi artarak tekrar eder.”
Sayfa 286Kitabı okudu
“O zaman doğru yöne odaklan. Gerçekleştiremediklerimiz hep kendimiz çözmemiz, yapmamız, bulmamız lazım diye düşünmemizden. Bir kez daha söylüyorum. Biz buraya deneyimlemeye geldik, çözmeye değil! Problemleri çözmek, cevapları bulmak için burada değiliz. Bulunacak, çözülecek bir şey yok. Sen insansın. Cevaba, çözüme ‘Ol!’ diyecek olansın. Neyi deneyimlemek istiyorsan, onun sorumluluğunu alacaksın demektir bu. Nasıl alınacak sorumluluk? Buraya çok dikkat et: O deneyimi yaşayacak kişi olmayı seçerek!”
Sayfa 278Kitabı okudu
“Bütün mesele şudur: Odaklandığı ne ise onunla bir olursun, o olursun. Bu alemde kim olmayı seçiyorsan, deneyimlemen için yaşam sana onu misli ile sunar. Ol diyorsun ya. ‘Ben’im’ demek ‘Ol!’ demektir Mina, biliyorsun. Probleme odaklanırsan, bu ne demek? ‘Ben problem-im!’ demek. O zaman tek deneyimleyeceğin problemler olur.”
Sayfa 276Kitabı okudu
408 syf.
·
Puan vermedi
Seyir
SeyirPiraye
7.7/10 · 9,7bin okunma
Reklam
“ Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki aşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için maşuka “gözbebeğim!” diye hitap edilir.”
“Bazen… böyle birden bire yaralanıveririz. Ama her yara iyileşir eninde sonunda kabuk bağlar, üstünü kapatır. Gözlerden saklanır çünkü hiçbir yara görülmek istemez.” “ Yeterki bu yara gözbebeklerinde çıkmasın. Çünkü eğer gözbebeklerin yaralanırsa, bir daha asla aynı gözle bakamazsın dünyaya. Baktığın her şeyin kötü yanını görmeye başlarsın saklı kalmış pislikler bile kaçmaz gözlerinden. Öteki insanlar da hissederler artık aynı şeyleri görmediğini ve artık onları sevmediğini. Rahatsız olurlar. Onlar da bir daha aynı gözle bakamaz sana. Bu yüzden kimse seni yanında görmek istemez. Resim aynı resimdir aslında, değişen senin gözlerindir. Eğer sen çıkarsan resimden her şey eskisi gibi kalır, herkes rahat eder. Şahsen bence en iyisi gitmektir. Böyle durumlarda üstüne üstüne gitmek. İnadına!”
“Kendimi bağışlamayı, yargılamamayı ama geçmişten ders almayı öğrenmem gerekiyordu. Bana kabul etmeyi, içten olmayı ve başkalarının da aynını yapabilmesi için kendimi sevmeyi öğrettiler.”
“Arzulanan şey mutluluğun heyecanıdır, nesnenin kendisi değil.”
214 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.