Devlet tabiri temelde dünyanın bir bölümünde, İslami ya da İslami olmayan, iktidara gelen ve daha sonra geçip giden bir hanedanlığa ifade ederdi. Hanedanların geçiciliği ve hanedanlığın devri fikri kavrama içkindir. Böylece ümmet sabittir ve Kıyamet'e kadar son bulmaz; ancak onu yöneten devlet geçici ve kısa ömürlüdür, ümmete ve onun şeriatına hiçbir yerleşik, organik ya da kalıcı bağı bulunmaz. Bir amaca giden araçtır. Tıpkı birinin evin düzenini belli standartlara göre yürütmek için kahya tutması gibi, devlet ve onun bir anlamda paralı askeri olan sultan, ümmet adına şer'i sosyal dünyayı devam ettirme işlevi görür. Ve tıpkı kâhya gibi, devlet de değiştirilebilir. Fark şu ki, devletin sonu ümmetin otonom kararı ile gerçekleştirilmez. Eğer devlet sona ermişse, bu, Ümmetin Evi'nin (tam anlamıyla, Darü'l İslam) yeni istihdam edilen koruyucusu ve bekçisi haline gelen daha güçlü bir devlet yükseldiği içindir. Daha güçlü hanedanlık, şeriatın ve onun normlarının daha etkili ve verimli bir hizmetkârı ve uygulayıcısı olarak başarıya ulaşır ve şer'î meşruiyet kazanır.
Sayfa 118 - babilKitabı okudu
Gecenin gerçekdışı gölgelerinin ardından alışkın olduğumuz gerçek yaşam çıkagelir. Kaldığımız yerden devam etmek zorundayızdır; bıkkınlık verici tektipleşmiş alışkanlıkların sürdürülebilmesi için gerekli çabayı devam ettirme zorunluluğu omuzlarımıza çöker.
Reklam
Gecenin gerçekdışı gölgelerinin ardından alışkın olduğumuz gerçek yaşam çıkagelir. Kaldığımız yerden devam etmek zorundayızdır; bıkkınlık verici tektipleşme alışkanlıkların sürdürülebilmesi için gerekli çabayı devam ettirme zorunluluğu omuzlarımıza çöker. Bazen de bir sabah gözlerimizi, karanlıkta gönlümüze göre yeniden tasarlanmış bir dünyaya açmak için çılgınca bir istek duyarız; her şeyin yepyeni biçim ve renklere büründüğü, değişip dönüşebilen, sırlarla dolu, geçmişe dair hemen hemen hiçbir iz taşımayan, her tür bilinçli yükümlülükten ve pişmanlıktan azade, sevinçli anıların hüzünlendirip mutlu anıların acı vermediği bir dünya.
Sayfa 152 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Demek istediğim evrimsel süreç içerisinde yaşama uyum ve yaşamı devam ettirme bakımından her iki cins de kendini iyi hazırlamıştır
Sayfa 160 - kronikKitabı okudu
Gecenin gerçekdışı gölgelerinin ardından alışkın olduğumuz gerçek yaşam çıkagelir. Kaldığımız yerden devam etmek zorundayızdır; bıkkınlık verici tektipleşmiş alışkanlıkların sürdürülebilmesi için gerekli çabayı devam ettirme zorunluluğu omuzlarımıza çöker.
Sayfa 152Kitabı okudu
Gecenin gerçekdışı gölgelerinin ardından alışkın olduğumuz gerçek yaşam çıkagelir. Kaldığımız yerden devam etmek zorundayızdır; bıkkınlık verici tektipleşme alışkanlıkların sürdürülebilmesi için gerekli çabayı devam ettirme zorunluluğu omuzlarımıza çöker. Bazen de bir sabah gözlerimizi, karanlıkta gönlümüze göre yeniden tasarlanmış bir dünyaya açmak için çılgınca bir istek duyarız; her şeyin yepyeni biçim ve renklere büründüğü, değişip dönüşebilen, sırlarla dolu, geçmişe dair hemen hemen hiçbir iz taşımayan, her tür bilinçli yükümlülükten ve pişmanlıktan azade, sevinçli anıların hüzünlendirip mutlu anıların acı vermediği bir dünya.
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Ettim istibdâd ile
Kal’a-i asâr-ı zulme verdim istihkâm-ı[korunma] tam Ettim istibdâd ile tarihte ibkâ-yı[devam ettirme] nam. Öyle temkin eyledim, olsa cihan zir ü zeber Attığım üss-i mezalim haşre dek eyler devam. Ben o celladım vatanda açtığım her yârenin İltihabı bir zaman etmez kabul-i iltiyâm.[İyileşme] Nerde Cengiz engizisyon, nerde Haccac u Yezid, Nerde Timur - Hülagû, nerde ecdâd-ı izam, Nerdedir Şeddâd u Nemrüd, nerdedir Ad u Semûd, Her cihetçe zaliman-i dehre ben oldum imam. Ben ölürsem mülk ü millet bitmeden volkan gibi Ka’r-ı lâhdimden tüter eflâka düd-i[duman] intikam! Ol kadar ezdim şu miskin milleti ki etmesin Fasl-ı dâva eylemekçün rûz-ı mahşerde kıyam! Kahire, 1321
Sayfa 38 - Kapı Yayınları 1.Baskı
Boyun eğmek işime gelmiyordu.Hem hayatımı, hem de başkaldırımı devam ettirme için şiir en müsait atmosfer gibi görünürde bana. Şiirin hakkını veremeyenlere acırdım.
Bazı Batılı ülkelerde işçilerin kurdukları ve destekledikleri partiler seçim yoluyla iktidara gelmişlerdir. Politik dengenin değişmesi karşısında burjuvazinin hâlâ "hâkim sınıf" durumunda olduğu ileri sürülebilir mi? Bu konu üzerinde tartışmalar sona ermiş değildir. Eski üstünlüğünü ve ayrıcalıklarını kaybetmiş olmasına rağmen burjuva sınıfının devlet hayatında büyük ölçüde etkili olmaya devam ettiği söylenebilir. Ancak, çağdaş çoğulcu toplumlarda siyasal karar merkezlerinin dağınık olduğu, hiçbir sınıfın veya sosyal grubun kendi görüşlerini diğerlerine zorla kabul ettirme imkânına sahip bulunmadığı ve siyasal kararların genellikle karşılıklı etkileşim sonunda ortaya çıktığı göz önünde tutulduğu zaman, "hâkim sınıf" kavramının eski anlamını hayli yitirmiş olduğu sonucuna varmak gerekir.
Sayfa 120 - Serbest AkademiKitabı okudu
Disiplin, bir hareketi farkında olmadan yapacak aşamaya gelene kadar devam ettirme alışkanlığıdır. Disiplin kilolarca baskı uygularken, pişmanlık tonlarca baskı yapar. Goo Rhee
944 öğeden 601 ile 610 arasındakiler gösteriliyor.