Daha önce de söylediğim gibi, diktatör Devlet bireyin haklarını elinden almakla kalmaz, varlığının metafizik temellerinden yoksun bırakarak bilfiil ayaklarının altındaki zemini de kaydırır. Bireylerin kişisel ahlaki kararlarının hiçbir hükmü yoktur —önemli olan kitlelerin kör hareketidir ve yalan politik hareketin etkin bir prensibi haline gelir.
Osman Gazi'nin Ehl-i Sünnet Hassasiyeti
"Zulümden ve bid'atten, son derece kaçın. Seni, zulüm ve bid'ate teşvik edenleri devletinden uzaklaştır. Çünkü böyle kimseler, seni zevâle teşvik etmiş olurlar. "Ey oğul! Alimler, fâzıllar, edipler ve kâtipler, devlet bedeninin kuvveti mesâbesinde olduklarından, bunlara iltifat ve ikram etmeye gayret et. Bir diyarda bir kemal sahibi (veli, âlim) bulunduğunu İşittiğinde, gönül alıcı bir vesile ile onu getirip dirlikler ve ihsanlarla memleketinde yerleşmesini temin et. Hükümdarlığın müddetince âlimler, fâzıllar ve bilgi sahipleri çoğalıp şerîat isleri ve devletin siyaseti nizam bula. "Kesinlikle askere ve mala mağrur olma. Şer-i şerîf ehlini kapından uzak tutma. Benden ibret al ki, bu diyarlara zayıf bir karınca gibi gelip hak etmediğim halde Allah-u Teâlâ'nın bunca büyük yardımlarına mazhar oldum. Bu şekilde benim yolumdan gidip İslâm dinini ve tebaanı koru."
Reklam
Bir yanım devlet devirir, diğeri kendine yenilir.
Osman Gazi'nin Ehl-i Sünnet Hassasiyeti
"Ey oğul! Dinî vazifelere gösterdiğin ihtimam ve dikkati, diğer işlerinin önünde tutmaya devam et, zira buna dikkat, dinin ve devletin düzgün olmasına sebeptir. "Dinî hususlarda ihtimamı olmayan veya dinsizliğe ve itikatsızlığa meyleden, büyük günahlardan kaçınmayıp helâle-harama dikkat etmeyen, sefâhete ve israfa salan şahısları, devlet işlerinde istihdam etme. Zira Cenâb-ı Hak'tan korkmayan, kullarından hiç korkmaz. Büyük günah işleyenin sadakati olsa, ümmeti olduğu Peygamber-i zîşanın doğru tebliğleri üzere hareket eder ve şeriatın hâricine çıkmazdı."
Osmanlı padişahlarının, Hazreti Allah'ın (c.c.) inayetine mazhar olmuş kutlu bir hanedan olduğu, gün gibi parlak bir hakikattir. Onlar, bu devlet ve saadete yüce İslâm dinine sağlam ve temiz bir itikatla sarılmaları, şer'-i şerîfe ve onun hükümlerine kayıtsız şartsız tabi olmaları, ulemaya, tasavvuf büyüklerine ve mukaddesata hürmet gösterip kıymet vermeleri sayesinde nail olmuşlardır.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.