Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mihraptan ilâhî kelâm geliyor! Yere, dipsiz gökten selâm geliyor! Ne makam, ne rütbe, ne pul, ne devlet Savulun, kalplere İslam geliyor!
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
-
Öfke ve Hiciv
Öfke ve Hiciv
Bir yanım devlet devirir. Bir yanım kendine yenilir.
Reklam
Bir devlet içün çerha temennadan usandık Bir vasl içün ağyara müdaradan usandık Hicran çekerek zevk-i mülakatı unuttuk Mahmur olarak lezzet-i sahpadan usandık
Nabi
Nabi
Doğru görenlere kör demesinleyy.
Haber: Hastanede göz randevusu bulamayan emekli kadın duruma tepki gösterdi: "Devlet hastanelerinde randevu bulamıyorum. Emeklileri aç bıraktılar bir de kör bırakmasınlar"
· Dünden Bugüne Kudüs ·
Ebu Ubeyde b. Cerrah ⁽ʳᵃ⁾ komutasındaki İslâm orduları Kudüs’ü kuşatmış , şehrin düşeceğini anlayan patrik bir şartla teslim olabileceklerini belirtmişti. İslâm ordularının daha önce fethettikleri yerlerdeki halka verdiği eman üzere teslim olacaklardı. Fakat bu işlemi bizzat emirleriyle gerçekleştirmek istiyorlardı. Ebu Ubeyde ⁽ʳᵃ⁾, “Emir benim. Buyurun şartları görüşlim.” demisti. Sophronius: “Hayır ordu komutanına değil, şehri bizzat devlet başkanınıza teslim edebilirim.” diye ısrar etmisti. Bunu haber alan Hz. Ömer ⁽ʳᵃ⁾, Medine’de yerine Hz. Ali ⁽ʳᵃ⁾’i vekil bırakıp yola çıkmıştı. İşte şimdi Kudüs’teydi. Hz. Ömer ⁽ʳᵃ⁾, patriği teselli ettikten sonra “Ey İlyalılar, lehimize olan lehinize, aleyhimize olan aleyhinizedir...” diye başlayan bir konuşma yaptı. Sonra Sophronius, Hz. Ömer ⁽ʳᵃ⁾’i Kıyame Kilisesi’ne davet etti. Kiliseyi gezerlerken namaz vakti girdi. Hz. Ömer ⁽ʳᵃ⁾ patriğe: “nerede namaz kılayım?” diye sordu. Rahip: “olduğun yerde.” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer ⁽ʳᵃ⁾: “Ömer, Kıyame Kilisesi’nde namaz kılmaz. Sonra peşimden gelecek müslümanlar Ömer namaz kıldı diyerek burada mescit inşa ederler.” diye karşı çıktı. Bir taş atımı uzaklaştı ve abasını yere sererek namaz kıldı. Hakikaten daha sonra müslümanlar onun namaz kıldığı yere bir mescid inşa ettiler. Bu mescid o günden beri hâlâ ayaktadır ve Mescid-i Ömer adıyla anılmaktadır.
“Devlet hakim olan sınıfların baskı ve sömürü aracıdır. Devlet gücünü elinde tutan sınıf, onu kendi sınıf amaçları için kullanır, yeni bir sınıf yaratmak için değil.” #İbrahimKaypakkaya
Reklam
halk eğitimi gibi tatsızım, en dandik yüz metresini koştum, devlet tepegöz kiralık olmak istemiyorum diye çok yoruldum, sermaye tepegöz mikroskopşair’i kendi mahallesinde görüyorum, hayatın bu yakasını sevmiyorum. eyy avrupa seni diyetisyen dans ediyor parayiyici, nişantaşı’nda kliniği var gece birası isleniyor kiralık katilleri görünce, onlar ki suda balık gibi oğuzhan anadolu’nun, ben yüce bir dağı değil miydim ya?
Oğuzhan Kayacan
Oğuzhan Kayacan
İlmin varsa hizmet et çirkinlik İLİM sizlerden olur, Çinliler ihram giyerken mekkeli mekkede uyur. (Kemal i devlet istersen oku ayatı kuran ı, Ki herharfin içinde var niyazi bin dürriyekta)
Yıkılasın İsrail...
Koca bir devleti yıktılar Türlü oyun ile savaş ile Ve sonra bir devlet kurdular Kan ile zulüm ile.. Ecdadımın gölgesinde Kendinizi gizlediniz Ne kadar kanı bozuk Ne kadar da zalimmişsiniz Yıkılasın İsrail Enkazını göreyim Sana ülke diyenin Yüzüne tüküreyim!! -Necip Fazıl Kısakürek
Allah belanı versin israil. Sen domuzdan bile daha aşağılıksın. Allah seni ve yanında olanları Kahru perisan eylesin Yıkıl israil enkazını göreyim Sana devlet diyenin yüzüne tüküreyim.
Reklam
Eğitim sistemimizin ve sistemin sorgulamayı öğretmeyen öğretmenlerimizin ürünleri olarak yetişen yetişkinler tarafından öğretmenlerimiz yok sayılıyor, asağılanıyor ya da şiddete maruz kalarak öldürülüyor. Eskiden çocuklarını teslim eden, "eti senin kemiği bizim" felsefesiyle öğretmeni kutsal sayan, "öğretmen bugün kulağımı
Hz. Fatih Muhammed Han'a övgü postudur.
Mülk-ü Osmani'nin 7. Sultanı, Konstantiniyye'yi Fetheden Kayser-i Rum, Ebu'l Feth, Şanlı Sultan, II. Mehmed Han Hazretleri. İmparatorluğu'nun gerçek kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed Han döneminde Devlet-i Aliyye bir dünya gücü hâline geldi. Fatih’in hükümdarlık dönemi tarihçilikten edebiyata, mimariden medrese eğitimine,
"Türkiye islamın son karakoludur." Safsatası
Türkiye Şirkin (Laikliğin) ilk karakoludur. Meşrutiyetçi münafıklar sayesinde, Abdulhamid tahttan indirilince; Filistin topraklarını yahudilere Hain Türkler sattı. Ortadoğuda islam alemi çekinirken, Türkiye; 1949 da İsraili ilk tanıyan devlet oldu. Ve (Batılılaşma adına) İlk ilişkilerde 1950 de Adnan Menderes kafiri döneminde başladı. Destekçileri yine Sağcı demokrat münafıklardı. Bugün olduğu gibi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.