27 Mart 1930 günü sabahı, doğmakta olan güneşe bakmaktadır. Yanındakilere, edebiyat ve felsefe tarihine de altın harflerle yazılabilecek şu muhteşem sözleri söyler: “Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum. Bağımsızlık ve hürriyetine
Bütün düşünsel gerçek, bedensel duyarlığa eşlik ettiği için, sen kendi bedeninden korktuğun için, sende düşünecek cesaret yok küçük adam. Birçok büyük adam sana şöyle seslendi: kendi içindeki sesi dinle ve kendi kökenine dön, sahih duyumları izle ve aşkı sev. Böyle bir çağrıyı kavrayamıyorsun ve onu işitmezlikten geliyorsun. Bu çağrılar, geniş
Reklam
Kant, kendinden önceki metafizik anlayışını tümüyle eleştirmiş ve felsefenin kendi deyimiyle Kopernik Devrimi'ni gerçekleştirmiştir. ... Kant'ın matematik felsefesi ile ilgili en önemli katkısı, Aristoteles'in tohumunu ektiği deneyciliği matematik üzerine uyarlamasıdır. Matematik felsefesi hakkındaki düşünceleri en çok Saf Aklın Eleştirisi adlı meşhur eserinde yer alır.
Şairlerle savaşa giriyorum. Carl Sandburg, İsveç göçmeni Amerikalı, ''The People, Yes'' demiş, gayır öyle olmaz, ''Rebellion Yes'' demeli, ''Evet, İsyan''. Neden peki? Benim, devrimi, ihtilali onaylamam gerekmez mi? Bu konuları çoktan geride bıraktım. İhtilalin felsefesi ''exigence''la zaruretle yaralı. Bir kere benim isyanım ''mutiny'' değil, kusursuz bir olumsuzluk, tam tekmil bir hayır. Halkı eksik ve yetersiz yapıp etmeleri içinde onaylayacağına, ona uçurumun derinliğini işaret et. Nazım Hikmet, ''Yaşamaya Dair'' demiş. Olmaz, çünkü yaşamayı anlatı konusu yapamayız, yaşamaktan sözedemeyiz, onu ancak bünyemizde duyabiliriz. Bu yüzden ''Yaşamak Umrumdadır'' demeli. Boris Pasternak, ''Kızkardeşim Hayat'' demiş. Nasıl da soğuk, zihinsel, sexless. Doğrusu ''Sevgilim Hayat'' olmalı.
(...)Doğanın sırları Tanrı'nın sırlarıdır. Doğru bir gözlem yaptığımız ve doğru şekilde anladığımız takdirde, doğal dunyayı öğrenerek onun Yaratıcı'sını da daha iyi anlarız. Bu sadece Katoliklere özgü bir tavır değildi, doğa felsefesi Öğreten ve çalışan birçok rahiple öteki dinler de bu bağlantı üstünde duruyordu. Örneğin Cizvit bilge Athanasius Kircher (1602-1680) manyetizma araştırmalarını sadece görünmeyen fiziksel bir doğa gücü öğretisi olarak değil, aynı zamanda bütün evreni bir arada tutan ve inananları dosdoğru kendine çeken ilahi Tanrı sevgisinin güçlü bir sembolü olarak görüyordu. Aslında bugün Cizvitlerin çalışmaları bilimsel keşifler arasında yeterince anılmıyorsa bunun nedeni kısmen bilimin Cizvitlerin kapsamlı ve sembolik bütüncülüğünü izlemek yerine lafızcılık ve teşrih (açımlama) yolundan gitmesidir. Son olarak, bilim tarihçileri bugün Bilimsel Devrim denilen dönemdeki etkileyici gelişmelerin büyük ölçüde Yüksek Orta Çağ'ın yani Protestanlığın çıkışından önceki dönemin olumlu katkılarına ve o çağdan beri var olagelen kurumlarına dayandığını kabul etmektedir. 14
Sayfa 147Kitabı okudu
Fransız Devrimi'nden esinlenmiş olan Yeni Osmanlılara ve özellikle Namık Kemal'e göre Avrupa'daki refahı sağlayan şeyler, özgürlük, eşitlik ve "fen"di... ...Namık Kemal inanıyordu ki Avrupalılar da uygarlıklarını bunlara borçluydular. Gidip gördüğü Batı'nın hangi tarihsel, toplumsal ve ekonomik koşullar sonucu refaha ulaştığının pek farkında değildi... ...Namık Kemal, Batı'da teknolojinin ya da başka bir deyişle toplumsal yapının ürettiği ideolojinin bir parçasını alıp İslam ideolojisine yamayarak Osmanlı lmparatorluğu'nun gerileme sorununa bir çözüm getirebileceğine inanıyordu. Elbette ki aydın seçkinlerin yapacağı bir işti bu. Bu bakımdan Yeni Osmanlılarınki de toplumsal bir tabana oturtulmamış bir girişimdi. Ama beri yandan, Tanzimat Batıcılarının halktan kopma ve halka sırt çevirme yanlışına düşmediler. Düşmediler çünkü hem tslam ideolojisinden vazgeçmeksizin Osmanlılıklarını sürdürerek Batı'dan yararlanmaktan yanaydılar, hem de Batı'dan ithal etmek istedikleri aydınlanma felsefesi gereği cehaletle savaşmak için halka yönelmek zorundaydılar. Başarılı olmaları için Türkiye'de kafaların aydınlatılması, halkın eğitilmesi gerekiyordu. Bu anlamda Yeni Osmanlılar halka dönüktü demek yanlış olmaz.
Sayfa 16 - İletişim Yayınları, 10. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
Reklam
365 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.