Marksizm, Marx’ın görüşlerine, öğretisine verilen addır. Marx, XIX. yüzyılda insanlığın en ileri üç ülkesine ait üç ana düşünce akımının (klasik Alman felsefesi, klasik İngiliz ekonomi politiği ve genel olarak Fransız devrim öğretileriyle bütünleşik olarak Fransız sosyalizmi) sürdürücüsü ve bunların dahiyane bir şekilde tamamlayıcısı olmuştur.
Sayfa 23 - Yordam Kitap Basın ve Yayın Tic. Ltd. Şti.Kitabı okudu
Marksizm, Marx’ın görüşlerine, öğretisine verilen addır. Marx, XIX. yüzyılda insanlığın en ileri üç ülkesine ait üç ana düşünce akımının (klasik Alman felsefesi, klasik İngiliz ekonomi politiği ve genel olarak Fransız devrim öğretileriyle bütünleşik olarak Fransız sosyalizmi) sürdürücüsü ve bunların dahiyane bir şekilde tamamlayıcısı olmuştur.
Sayfa 23 - Yordam Kitap, 2013Kitabı okudu
Reklam
O devrimi Descartes getirmemiş miydi?
Heinrich von Kleist'a göre, "yöntem temelli düşünümsel bir yaklaşımla bilgi olanağının ve aklın sınırlarını belirleyen" Kant, "öncelikle düşünce biçiminde bir devrim getiren yöntemsel bakış açısıyla, şeylerden akılsal özneye dönüşe işaret eder, böylece bilgi öznesi nesnelerden kavrayabikeceğimiz şeyin anahtarı haline gelir."
"Fransız Devrimi, kuşkusuz, siyasete ve aynı zamanda tarihe dokunan felsefi düşünüşü kamçıladı. Bu devrim, Fransız olsun ya da olmasın, herkeste modern zamanların özgünlüğüne dair keskin bir bilinç uyandırdı. İşlerin pratik tarafında devletin örgütlenmesi gereği ağır basarken, kuramsal tarafta-hâlâ Aydınlanma felsefesi çerçevesinde eğitilen-zihinler de, aklın kuramsal bileşenine ayrıcalık tanımaksızın aklın kurumlaşması gereğine odaklandılar. Ilk bakışta, modern meşruiyet ilkesinin değer kazanmasının yarattığı tedirginlikler azaldı. Ama-ortak belleğe yerleşmiş-simgesel tarih olan 1789, siyaset felsefesinin görevinin değiştiğini ilan eder: Doğal hukuk ya da genel irade, toplumsal ilişkinin temeli, itaat ya da hakların ferağı gibi sorunların ötesinde, dikkatler hükümetin biçimine ve yurttaşların oluşumuna, kalabalıkların hareketleri ve tutkularına, yeni yasayla açık bir biçimde-ama belki yalnızca görünüşte-birleşmiş olan siyasal gövdenin titreşimlerine odaklanır."
Sayfa 93 - İletişim Yayıncılık - Fransız Devrimi
Marksizm Nedir?
Marksizm kimi zaman Alman felsefesi, Fransız sosyalizmi ve Ingiliz iktisadının bir bileşimi olarak sunulur. Bu doğru ama eksiktir. Marksizmi pratikten kopuk, yalnızca teorik bir mesele olarak ele alır, yani özünü ta- mamen gözden kaçırır. Marksizmin temel fikirlerini, 1843-47 arasında Karl Marx (1818-83) ile Friedrich Engels (1820-95) formüle
Sayfa 193 - YordamKitabı okudu
Yahudi tarih örüntüsü, bütün zamanlarda ezilenlere ve talihsizlere güçlü bir çağrı nite­liğindedir. St. Augustinus bu örüntüyü Hıristi­yanlığa, Marx Sosyalizme uyarladı. Marx'ı psi­kolojik olarak anlamak için, aşağıdaki sözlüğü kullanmak gerekir: Yehveh = Diyalektik materyalizm Mesih = Marx Seçilmişler = Proletarya Kilise = Komünist Parti İkinci Geliş = Devrim Cehennem = Kapitalistlerin cezalandırılması Binyıl = Komünist uluslar topluluğu Soldaki terimler sağdaki terimlerin coşkusal içeriğini verir ve Marx'ın eskatolojisini ina­nılır kılan, bir Hıristiyan ya da Yahudi olarak yetişenlerin aşina olduğu bu coşkusal içerik­tir
Sayfa 110
Reklam
Devrim'in mantığı ile felsefesi arasındaki bu fark, mantığın savaşa, felsefenin ise barışa karar verecek olmasıdır.
Sayfa 765Kitabı okudu
Devrim Endişesi
“Bana öyle geliyor ki büyük bir kriz yaşıyoruz… Fransız Devrimi dünyada bugüne kadar meydana gelen olayların en hayret verici olanıdır. En harika şeyler çoğu kez en tuhaf ve saçma araçlarla gündeme gelmiştir; en gülünç tarzlarda ve de, açıkçası en adi vasıtalarla. Hafif meşreplik ve yabanilikle örülü bu tuhaf kaos ortamında her şey tabiatının dışına çıkmış; her türden suç, bin bir çeşit tiyatro gösterisine sirayet etmiş görünmektedir. Bu korkunç derecede trajikomik sahneyi izlerken, birbirine zıt tutkular mecburen birbirini takip etmekte; zaman zaman da zihnimizde birbirine karışmaktadır; aşağılanmanın ardından öfke; kahkahanın ardından gözyaşı, küçümsenmenin ardından korku.” Görüldüğü üzere Burke, muhafazakârlığın Kapital’i olarak kabul edilen eserinde Devrimin sözde kazanımlarının patavatsız coşku krizine yol açtığını ve kraliyetin yaşadığı ıstırabın yıkıcı unsurlara leziz öğünler sunduğunu dile getirir.
Sayfa 29 - Kadim Yayınları, 2016
Politik bir devrim gerçekleştirebilmek için, ekonomik devrimi ön plana sokmayı bilmek gerekir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Günümüz Atatürkçüleri, Atatürk'ün din ve Allah konusundaki görüşlerini, onun iç dünyasına ait özel hayatının gizli tutulması gereken bir sırrı gibi görüyorlar: Oysa Atatürk, bu görüşlerini gizli tutmadı; bulgularını önderlik ettiği devrimin felsefesi olarak açıkladı; ders kitaplarına yazdırdı; milli eğitim aracılığıyla ve yayımlarla Cumhuriyet'in genç kuşaklarına ve geniş kitlelere aşıladı. Atatürk ile Tanrı arasındaki sorun, "kul ile Allah arasında" kalmadı; toplumun sorunu haline geldi; kültürel değişmenin merkezindeki bir sorun özelliğini kazandı. .... Kemalist Devrim, laikliği İslamcı kültürle kesin bir hesaplaşma olarak anlamıştı. Laiklik hareketinin te­melinde bir siyasal devrim vardı. Kemalistler, sultanlığı ve halifeliği yıkan bir devrime önderlik etmişlerdi. Bu siyasal devrim, toplumsal planda Osmanlı hakim sınıfıyla cephe cepheye gelmişti. Devrimci gündemin ideolojik ve kültürel maddesi ise, İslamiyetin tasfiyesi, en azından etkisinin kırılması idi.
Sayfa 15 - Kaynak Yayınları, 1994Kitabı okudu
193 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.