1957 Necef doğumludur. Aslen İran’ın Kuzey Eyaletlerinden Mazenderan’a bağlı Larican şehrindendir. Babası ünlü din adamlarından Haşim Amuli’dir. Matematikte lisans, bilgisayar mühendisliğinde yüksek lisans yapan Laricani doktorasını batı felsefesi üzerine yapmış olup aynı zamanda Kant Felsefesi üzerine Tahran Üniversitesinde dersler vermiş, bu
Sayfa 84 - Ali Erdeşir LaricaniKitabı okudu
Cumhuriyet Devriminin eğitimi, canlıların ve insanın oluşumu­ nu Darwin'in evrim teorisiyle açıklamıştır. Tarih ve Medenf Bilgi­ ler kitaplarının ilgili bölümleri, Darwincidir. Kemalizm üzerine in­celeme yapan herkes bu konuda görüşbirliği içindedir. Atatürk'ün Darwin'in görüşlerini, Wells'in Cihan Tarihinin Umumi Hatları ad­lı
Reklam
Kemalizm, Yeni Osmanlı ve Genç Türk hareketinin devamı olmakla birlikte, onları daha tutarlı devrimciliğiyle aşar. Kemalist Devrim, felsefede, Genç Türk hareketinin İslamcılıkla uz­laşmasını köktenci materyalist bir tavırla arkada bırakmıştır. Kema­list Devrim, 1924 yılından sonra, Genç Türk Devriminin ötesine geçerek, dine dinin dışından, bilimin mevzilerinden bakabilmiştir. Siyasetteki sıçrama ise, Meşrutiyet mirasından Cumhuriyete doğrudur. Bu olgular, Kemalizmin kendinden önceki hürriyet hareketini, olduğu gibi düz bir çizgide değil, devrimle aşarak devam ettirdiği­ni gösterir.
120 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
İlmin, aydınlanmanın ve anlamın felsefesi... Farabi ve eserleri ile başlayan bu eserde ara ara Farabi’nin ilim üzerine yaptığı çalışmalarda var. Ona göre insan, hakikat, islam, görmek ve anlamak, mutluluk, dostluk, aramak, kabullenmek, bilgi, dünyayı güzelleştirmek,kötülük, müzik, akıl, cahil insan, toplum, devlet, ilim, felsefe, aşk, hissetmek ve insan olma süreci gibi kısa bölümlerden oluşuyor. Tavsiye eder, iyi okumalar dilerim.
Farabi - Var mısın ki Yok Olmaktan Korkuyorsun?
Farabi - Var mısın ki Yok Olmaktan Korkuyorsun?Mesud Topal · Destek Yayınları · 20207.3k okunma
Aristoteles'in Politikası
Devrimi önlemek için üç şeye ihtiyaç vardır. Eğitimde yönetim propagandası, en küçük şeylerde bile yasalara saygı, yasalarda ve yönetimde adalet, yani "orana göre eşitlik ve herkesin payı herkese". Aristoteles, orana göre eşitliğin zorluğunu hiç kavramamış gibi görünüyor. Doğru adalet bu olacaksa, oran erdemle ilgili olmalıdır. Erdemi ölçmek zordur ve bir parti anlaşmazlığı meselesidir. Bu nedenle siyasal pratikte erdemi gelire göre ölçme eğilimi vardır; aristokrasi ile oligarşi arasında Aristoteles'in yapmaya çalıştığı ayrım, çok yerleşik bir kalıtsal soyluluğun bulunduğu yerde olanaklıdır. O durumda bile soylu olmayan büyük bir zenginler sınıfı var olur olmaz, devrim yapmalarından korkulduğu için iktidara kabul edilmeleri zorunlu olur. Kalıtsal aristokratlar, zenginliğin tek kaynağının toprak olduğu yerler hariç, iktidarlarını uzun süre koruyamazlar.
Sayfa 349Kitabı okudu
232 syf.
9/10 puan verdi
O kadar güncel ki hiç sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap . İçerisindeki cümleleri hayat felsefesi haline getirebilirsiniz . Gerçekten pes etme mucizeler er geç seni bulacaktır
Pes Etme Mucizeler Yolda
Pes Etme Mucizeler YoldaKinsun · Destek Yayınları · 20202,238 okunma
Reklam
CAHİLİYE ŞERİATININ (ÖRFÜNÜN) VE İSLAM HUKUKUNA TESİRİ
Çoğumuz tarihi İslam öncesi ve sonrası diye zihnimizde ayırmışızdır. Oysa İslam’ın epistemik olarak ya da varlık felsefesi olarak kendisinden öncekilerle bir kopukluk olmamış, çağının tabiat felsefesini, evren tasavvurunu büyük ölçüde devam ettirmiş, “cin, melek ve şeytan” ve bunlarla ilintili kehanet, azimet, sihir, büyü gibi sözde bilimler
İkbal'in tabiriyle "göç katarları toplandı." İbn Haldun'un tabiriyle "ümran rüzgarı döndü." Zamanın ruhu değişti. Çünkü mazlumlar zalimleşmeye, ezilenler ezmeye başladı. Çünkü muhalefetin/devrimin mantığı, devletin/iktidarın man-tığına teslim oldu. Çünkü İslamcılar iktidar işini beceremedi. İktidar felsefesi ve dili üretemedi. İktidara gelince "700 yıllık eserlerle averelik etmek" dışında yapabilecekleri bir şey yoktu. Veya o gömleği tümden çıkarıp liberalizme sığınmak ve kapitalistleşmek dışında şansları yoktu... İran'da Beheşti'nin düşündüğü toprak reformları gerçekleşeme-di. En büyük tepki toprak ağlarının desteklediği mollalardan gel-di. Muhalefette Ali, Ebuzer, Hüseyin söylemi, iktidarda Muaviye, Yezid fıkhı... Artık isyan, fetih, ele geçirme, devrim yapma dönemi bitti. Ele geçen ele geçti, kaleler fethedildi, devrilen devrildi. Şimdi abdestli tağutlar, tesbihli monşerler var. Zamanın ruhu değişti. Çünkü Begoviç'in dediği gibi acılar ve ızdıraplar içinde doğan dinler ve devrimler rahat ve konfora gömülünce biter. Sahte din statüko için yalan söylemeye, devlet de zalimleşmeye başlayınca yolun sonuna varılmıştır. Geriye kalan onları gerçekleştirme ça-basından başka bir şey değildir. Onların gerçekleşmesi ise aynı zamanda ölümleri demektir...
Emperyalizme silah çekmiş devrimcileri ezilen Türkiye halkı değil, fakat emperyalizm itham eder. Biz burada Türkiye halkı tarafından değil, emperyalizmin jandarması iddia makamı tarafından itham ediliyoruz. Ve ne kadar acıdır ki, jandarma, savcı, emperyalizme silah çekmiş Mustafa Kemal’in adını ağzından eksik etmiyor. Ne kadar acıdır ki,
110 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 2 hours
Başta Camus’nün kim olduğuna dair herhangi bir bilgisi olmayan ve Camus’nün felsefesine uzak olup herhangi bir şekilde varoluşçularla da tanışmamış olan insanların bu kitapla ilk karşılaştıkları zaman büyük bir boşluk ve rahatsızlık içerisine gireceklerini düşünüyorum. Camus ile ilk tanıştığım zaman ve kendimin Camus’la tanışmadan önceki olan
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020111.9k okunma
463 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.