Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her baş kendine özgü bir dünyadır. O, yuvarlak şekliyle adeta küçük bir kainattır. Vücuda anlam veren, bireye besensel kimliğini dikte eden de baştır. Vücudun tüm organlarını koordine etmek dışında bir bütün olarak bedeni dış dünyada temsil eden ana organdır. İnsanı hayvandan ve diğer canlılardan ayıran en önemli varlığı olan akılda bu bütünlük içerisinde yerini almaktadır.Asi/sapkın fikirler burada yuvalanır.
Reklam
174 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Selam kitap dostları kişiliğimizi inşa etme yolculuğumuzda olumlu katkısı olabilecek bir öneriyle karşınızdayım. Kitap; yaşam, insan, toplum, ekonomi, aşk, sevgi, arkadaşlık, dostluk, eğitim, meslek, din, siyaset, çocuk, spor, sağlık gibi bir çok konu başlığı altında yazarın birikimlerini sunuyor bizlere. Tanımlamalar, detaylandırmalar, açıklamalar, hayatımız boyunca kafamızda dönüp dolaşan neredeyse her düşüncenin analizi mevcut. Yazılanlar, bir konuyu dikte etmekten ziyade farkındalık yaratmak amaçlı. Bu anlamda uyanışa hizmet ediyor. Çok çok beğendiğim yerler oldu kitapta. Nötr düşünmek ve an-ı yaşamak başlıkları çok çarpıcı, doğru ve anlaşılır aktarılmış örneğin. Fazlaca konuya değinmiş olması da takdir edilesi. Akıp gidiyor düşüncelerin yazarda yansımaları. Bunun yanında; Neden-sonuç ilişkisi kuramadığım bölümler oldu okurken( il-ilçe sendromu olan kısım). Bütünlük sağlayamadım bazı başlıklarda( çocuk dünyası kısmı). Kişisel gelişim olarak başladığım kitap benim için deneme türü gibiydi, sanırım bu nedenle yazarla aynı düşünemediğim yerler de oldu. Bazı konuların daha detaylı analiz edilmesini istedim( mesela fen-anadolu liselerinin olduğu kısım) Total haliyle beynimin aktif olduğu bir okumaydı. Fazlaca karşıma çıkan bir kitaptı ve okumam gerekiyordu. Okudum rahatladım
Depresyonel Düşünceler
Depresyonel DüşüncelerAli Küçüközer · İkinci Adam Yayınları · 2021102 okunma
1862'de İskoçyalı matematikçi James Clerk Maxwell elektrik ve manyetizmayı birleştiren bir grup temel denklem geliştirdi. Ölüm döşeğindeki tuhaf sayılabilecek itirafı ise, bu meşhur denklemle- ri keşfedenin kendisi değil, "içindeki bir şey" olduğu yolundaydı; basitçe "gelivermişlerdi" kendisine. William Blake de benzeri bir deneyim aktarmış ve uzun öyküsel şiiri Milton için şöyle bir ifade kullanmıştı: "Bu şiiri anlık dikte yoluyla, herhangi bir ön düşün- me süreci yaşamadan, hatta neredeyse iradem dışında, bir seferde bazen on iki, bazen yırmi mısra yazarak ortaya çıkardım. Johann Wolfgang von Goethe ise kısa romanı Genç Werther'in Acıları'nı pratikte herhangi bir bilinçli girdi olmaksızın, sanki kendiliğinden hareket eden bir kalemi tutarcasına yazdığını iddia etmişti.
Bazen kendimize bile yeterince söz geçiremediğimiz halde çocuklarımızdan yüzde yüz iyi olmalarını bekliyor, üstelik bunu da çok yanlış bir üslupla ifade ediyoruz. Rehberlik yaptığımızı zannederek çocuğumuza yapması gerekenleri duygularına hitap etmeden sık sık dikte ediyoruz. Çok kere bu tekrarları yaptığımız halde bir arpa boyu yol gidemediğimizi gördüğümüzde bu defa onun kişiliğini aşağılamaya hak kazandığımızı sanıp, "Sen hep böylesin, her şeyi ben hatırlatıyorum, aklın bir karış havada!" veryansınına başlıyoruz.
Sayfa 162 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
"Roller Müştakçım, roller sadece oyuncular için değildir. Modern toplumlarda hepimizin bir rolü vardır. İster benimseyelim ister benimsemeyelim, hepimiz dikte ettirilen rolü sonuna kadar oynamak zorundayız...Çoğu zaman mutluluğumuzu yitirmek pahasına da olsa o rolün dışına çıkamayız. Çıkarsak hem kendi düzenimiz hem de toplumun düzeni bozulur."
Sayfa 370Kitabı okudu
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Geçen ay Çiçekler Büyür kitabı yazarla tanışma kitabım olmuştu. Bu yüzden ara vermeden aldığım diğer kitabını da okumak istedim. Azap Toprakları kitabında yazarımız, Yunan idaresi altında olan, göçmeleri için her türlü baskıların ve zulümlerin yapıldığı Yunanistan’da yaşayan Türkleri anlatmış. Kitabımız yine Türk köylerinden birini merkeze almış ve bu köydeki insanların Türklüklerinin nasıl yok edilmeye çalışıldığını, arsalarının eziyetlerle nasıl ellerinden alındığını, kızlarının tecavüz ve türlü işkencelerle nasıl öldürüldüğünü anlatıyor. Türklerin inatla müslümanlığı seçmiş Rumlar olduğunu dikte etmeleri, dinlerine izin verirken Türk kelimesine bile tahammül edememeleri, dillerini konuşturmamaları… Yapılan onca zulüm… Bu zulümler arasında Türkiye’den yardım geleceğine inanan koca yürekli insanlar… Akıcı bir dile sahip, okunması kolay bir kitap. Çiçekler Büyür kitabında bayıldığım ruhsal betimlemeler bu kitapta daha azdı ancak yine de dilden etkileniyorsunuz. Emine Işınsu gerçekten kalemi kuvvetli bir yazar. Daha çok kitabında buluşacağız
Azap Toprakları
Azap TopraklarıEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2012555 okunma
algılarımızı ne kadar koruyabiliyoruz, toplumun bize dikte ettiği parazit düşüncelerden? doğru bildiğini yaparken bile kendini kötü hissetmene sebep olabilecek kadar bize nüfuz edebiliyorlar..
"Kraldan çok kralcı olanlardan, içinde yaşadığı sahte düzeni bozulmasın diye kendi düzenini dikte etmeye çalışanlardan, değişim istediğini söyleyen ama asla değişmek istemeyen insanlardan uzak durun."
Sayfa 167Kitabı okudu
Önsöz
"Başarıyı amaçlamayın; bunu ne kadar amaçlayıp hedef haline getirirseniz, elinizden o kadar kolay kaçırırsınız. Mutluluk gibi başarı da kovalanamaz: Kendisi ortaya çıkmalı ve bu sadece insanın kendisinden daha büyük bir davaya bağlanmasıyla veya insanın kendisi dışında bir insana tesliminin yan etkisi olarak gerçekleşebilir. Mutluluk kendiliğinden ortaya çıkmalıdır ve aynısı başarı için de geçerlidir; onu önemsemeyerek ortaya çıkmasına izin vermelisiniz. Vicdanınızın size dikte ettiğini dinlemenizi ve bunu bilginizi en yüksek seviyede kullanarak takip etmenizi istiyorum. Bu sayede uzun vadede bunu görebilirsiniz. Uzun vadede başarı sizi takip edecektir çünkü onu düşünmeyi unuttunuz."
Reklam
"Son tahlilde görünen o ki, tanrıların yasalarını, toplumları idare eden kişiler dikte ederler; İlahi Takdir düşüncesi, insanlardan çıkar."
Sayfa 234Kitabı okudu
141 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sevgili Ebeveynler; Çocuğumuzun gelecekteki mutluluğu için pek çok fedakarlığı yaparız ve bu konuda da tüm olanaklarımızı seferber ederiz. Hayatımızın odağında çocuklarımız vardır ve çocuğumuzun mutlu olması için yaşarız. Çocuğumuzun geleceği için kendi rahatımızdan ve hayatımızdan fedakârlık ederiz. Ve tabii ki çocuklarımız geleceklerini
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Real Yayınları · 200026,1bin okunma
Erzurum telgrafhanesinden dönerken artık bir sivildir. Kâzım Karabekir’Ie Rauf Bey, onu daha makine başında ve son sözlerini dikte eder­ ken tebrik ederler.
Sayfa 102Kitabı okudu
Düşünmem gereken alanı daraltarak beynime bu alanda bir şeyler üretmesini dikte etsem de, o, konudan tamamen bağımsız şeyler düşünmeye yöneliyor; ben de bu alakasız düşüncelerin verdiği haz ile yapmam gerekenlere odaklanmakta güçlük çekiyordum.
Sayfa 74 - Velespit YayınlarıKitabı okuyor
icadın anası ihtiyaçtır.
"İcadın anası ihtiyaçtır." Yani, varsayımsal olarak icatlar toplumun giderilemeyen bir ihtiyacı olduğu zaman yapılır: Bir teknolojinin yetersiz ya da sınırlayıcı olduğu herkesçe kabul edilmektedir. Olası mucitler, para ya da ün kazanma umuduyla güdülenerek o ihtiyacı saptar ve karşılamaya çalışırlar. Sonunda bir mucit, mevcut yetersiz teknolojiden daha üstün bir çözümle ortaya çıkar. Çözüm toplumun değerleriyle ve başka teknolojileriyle uyuşuyorsa toplum çözümü benimser. Buna iyi bir örnek yakın çağların en büyük mucidi Thomas Edison'un en özgün icadının tarihidir. Edison 1877'de ilk gramofonunu yaptığı zaman bir makale yayımladı, bu makalede icadının kullanılabileceği yerleri on madde halinde belirtti. Bunların arasında ölmekte olan kişilerin son sözlerini kaydet- mek, görme özürlü kişilerin dinlemesi için kitapları plağa almak, saatin kaç olduğunu duyurmak, hecelemeyi öğretmek vardı. Edison'un öncelikler listesinde müziğin yeniden üretimi ilk Sıralarda yer almıyordu. Birkaç yıl sonra Edison yardımcısına icadının hiçbir ticari değerinin olmadığını söylemişti. Daha sonraki birkaç yıl içinde düşüncesini değiştirdi, gramafon satmak üzere iş hayatına atıldı ama bürolarda dikte ettirme makinesi olarak. Başka girişimciler madeni bir para atıldığı zaman popüler müzik çalacak şekilde gramofonu değiştirip müzik kutusu adı verilen şeyi türettikleri zaman, ciddi büro işlerinde kullanılan icadının değerini düşürdüğü için olsa gerek, Edison buna karşı çıktı. Ancak 20 yıl kadar sonra istemeye istemeye gramofonunun aslında müzik kaydetmeye ve çalmaya yaradığını kabul etti.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.