Rabbim sana yöneldim
Bir kolaylık vardır her güçlüğün yanında
Sen “Ol” deyince olmazları oldurdun
Kim söyleyecek türküsünü bundan böyle
Ötükenli atların Deli-Günlü Noyanların?
Gök yeleli Bozkurtlar kutlu Ülkü erleri!
Atsız Yabgu önünde dizleyin yağız yeri!
Dedim ya tuhafım işte
Bir yerde zincirli köleyim
Bir yerde hürüm
Ve ben hür olduğum yerde
Öldürülürüm
Bir türkü yolları sılaya bağlar
Telleri sızılı sazda sen varsın
Açılır gecemin o güleç penceresi
Başlar kirpik uçlarında bir eski savaş
Rahmansın, Rahimsin, teksin, yücesin
Türk’ü birbirine kırdırma ya Rab!
Nerden çıktın karşıma böyle Sitare
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde
Kirpiklerin yüreğime batıyor
Telaşlı bir kalabalığın ortasında
Ayaküstü konuşuyoruz
Nedimin nigehban nergisleri gibi
Üstümüzde bütün nazarlar
Çok utanıyorum Sitare
Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare
Adam akıllı yorulmuşum.
.
“Âlemde yok bu derdine dermân Dilâver’in,
Ânın içün ne mest’e ne hûşyâre söylerim.”
Sayfa 92 - Burak Yayınları / GAZELKitabı okudu
“Ölen bir gün dirilecek,
Her şey tek tek sorulacak.”
Sayfa 83 - Burak Yayınları / KOŞUŞANLARKitabı okudu
“Böyle ürkek değildi bakışların,
Kirpiklerin böyle ıslak…
Haydi sil gözlerini apakayım burdan gidelim.”
Sayfa 67 - Burak Yayınları / DÖNENCEKitabı okudu
Ay yıldızın ışığı var yüzünde
Al bayraktan özgesi yok gözünde
“Nasıl gelip geçerdin o sokaklardan,
Topukların içimde bir yerlere basardı.”
Sayfa 63 - Burak Yayınları / ESKİ BİR KASABA SEVDÂSINDAN KALANLARKitabı okudu