Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

dilek çağlayık

1492-1493 İlk Yolculuk
Dostluklarını kazanmaya çalıştım, anladim ki bu adamlar zorla değil sevgiyle kendi inanışlarını bırakıp kutsal dinimize katılacaklardı.Bunun üzerine aralarından birkaçına renkli külahlar, üç beş tane de sırça gerdanlık verdim, hemen boyunlarına taktılar; değersiz, ufak tefek imi şey daha vardı, öyle sevindiler, bize öyle bağlandılar ki o kadar olur. Bir sözcükle kendilerine sunulan her şeyi alıyor, karşılığında da en küçuk bir duraksama göstermeden ellerinde ne varsa veriyorlardı. Ama öyle sanıyorum ki bunlar çok yoksul insanlardı, hiçbir şeyleri yoktu.Çırilçıplaktılar, anaları dünyaya nasıl getirdiyse öyleydiler, kadını da erkeği de.Görebildiğim herkes gençti.Hiçbiri otuzunu aşmış görünmüyordu.Yapılı, düzgün insanlardı, görünüşleri güzeldi.Saçları bir at kuyruğunun kılları kadar kabarıktı. Silahları yok, ne olduğunu da bilmiyorlar; kılıçlar gösterdim, öylesine bilgisizlerdi ki keskin tarafından tutuyor, parmaklarını kesiyorlardı.Demirden yapilma hiçbir şeyleri yok.Hepsi iri yapılı, güzel yüzlü, huyları çok iyi. Bunlara en ağır işler gördürülebilir; uyanık adamlar, bakıyorum, dediklerimi hemen yineliyorlar.Kendilerine özgü bir inanışları olmadığına göre onları dinimize döndürmek kolay olacak sanırım.
Reklam
"Önsözden" Sait Maden
"Yeni Dünya" nın bulunuşunun 1992'ye rastlayan 500.yılı batı ülkelerinde şenliklerle kutlandı.Beş yüz yıldan beri oranın "ilkel" yerlilerine uygarlık götürmek, o tanrıtanımaz, yabanıl yığınlara yüce Hristiyanlık gerçeğini aşılamak ve zavallıların " ahretlerini kurtarmak" gibi kutsal bir görev üstlenmiş olan Avrupa( İspanya, Portekiz, Fransa, İngiltere, Hollanda) bu gorevi beş yüz yıldan beri canla başla yerine getirdiği için kutlamakta uerden göğe kadar haklıydı.Amerika'nın bir avuç yerli halkının temsilcileriyse tepkiyle karşıladı Batı'nın bu tutumunu.Tarihteki en büyük soykırımın beş yüzüncü yıldönümünü kutlamak " batı uygarlığı" nın yeni bir barbarlık gösterisiydi açıkça.Yoğun tepkiler üzerine daha yumuşak bir tanımlama getirildi olaya, " iki uygarlığın buluşması" denildi.Hangi iki uygarlık? Öteki nerede? Kurbanla celladın birlikte mutluluk fotoğrafı çektirmesi hiç görülmüş şey miydi?
Sayfa 9 - İş bankası yayınlarıKitabı okudu
Arkadaşım Aleksander Sopov'un anneannesi, rekor sayıda aitlik kurbanı. Dana Hanım, 1905-1998 arası Kumanova'daki sokağında, aynı evde yaşarken memleketi sekiz defa isim değiştirmiş: 1912'de doğduğu yer Osmanlı İmparatorluğu'ndadır. 1912-1915 yıllarında burası Sırbistan Krallığı'dır. 1915-1918'de Bulgaristan Krallığı. 1918-1929 döneminde Sırp-Hırvat-Slovenya Krallığı olur. 1929-1939'da da Yugoslav Krallığı. 1941-1944 yıllarında Bulgaristan Krallığı'nda yaşar. 1944'ten 1991'e kadar adresi Sosyalist Yugoslavya. 1991'le öldüğü 1998 arası Makedonya Cumhuriyeti. Dana Hanım'ı, soyadını da üç defa değiştirmeye mecbur etmişler. İvanovska İvanova Yovanoviç.
Sayfa 174Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ford şirketinin üst yetkilisi sınıf arkadaşım anlatmıştı. Pentagon'un, birçok ülkede gizli silah gömme işinin ihalesini almışlar.Savaş çıktığında ânında kazıp çıkaracaklar, nakille zaman kaybetmeyecekler. " Ben de boş durmadım, " demişti.Silah çukurlarını kazdıklarında ilk görecekleri Gılgamış Destanı.Çaktırmadan kitabın kopyalarını yerleştirmiş. Başka bir uygarlıkta sanat barış getirebilir. İnsanı sanatı kurtaracak.
Sayfa 164Kitabı okudu
"Kimim?" diye sorsam? " Yaşamın tekrarından kaçtığımda, kimseye zarar vermeden okuduğum kitapların bütünüyüm, " diyebilmem şık olurdu.Palavra! Çoğunu unuttum. 21. yüzyılın sıradan kültür kevgiriyim.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Okuyacağımıza, çok konuşuyoruz. Otostopçunun Galaksi Rehberi'nde yolu gezegenimize düşen Ford Prefect, evrenin bu ücra köşesine kimse uğramadığından beklerken türümüzü incelemeye koyulur.Ne kadar çok ve boş laflarımıza anlam veremez. " Hava bugün çok güzel." " Evet çok güźel." " Havanın güzel olduğunu anlamak için konuşup tekrarlamak neden? " diye sorar. " Biri zaten bilineni, gözümüzün önünde olanı gösterirken, diğeri onu teyit etme ihtiyacında.Demek dertleri konuşmak değilmiş." der. Nedenini araştırır. " İnsanın ağzını açıp kapamaya ihtiyacı varmış.Konuşmazsa dudakları yapışacak.Dudakları yapışırsa ağzını açamayacak, ağzını açamazsa aç kalacak."
Sayfa 163Kitabı okudu
Yaşamak istediğim yerleri seçerken değişmez bir kaidem var.Dikkat çekmeyeceğim kadar büyük, kedilerini tanıyabileceğim kadar küçük olmalı. Sicilya'dan iyi yer olabilir mi? İnsanlar Yunan, Arap, Norman, İspanyol, İtalyan kırması.Bayrakları ciddiyetten uzak hilkat garibesi, üç bacaklı Medusa.Millet müptelalığından kurtulmuşlar. " Kimlerdensiniz?" saplantıları yok.Piçlikleriyle özgürler.Özgürlük, ait olmamak değil mi? Kendime de. Son aitlik kölelerimiz çocuklarımız.Kafalarına akıl yerine dinlerle bayrakları monte ediyor, anahtarı bir yere atıyoruz.Bize benzesin, tarihimize sahip çıksın dedikçe insanı insana kırdıran tarih tekerrür ediyor. Tarihini bil doyorlar.Bilme. Gününü kızıştırmak için geçmişi kullanma. Düşmanlarını, kahramanlarını, peygamberlerini hortlatma. Zerdüşt, Musa, Colombo, Napoléon, Lenin...Hepinize güle güle. Emanetlerinizden uzak kalsın çocuklar.
Filozoflar gerçeklerin metafiziğini, fizikçiler de göreceliğini kanıtlamış olsa da, kapitalizmde gerçek tektir.Fiyat.Bunu en iyi Küçük İskender özetler: "Kapitalist, osuruğunu bile nasıl satacağını planlayan kişidir.Tek derdi, ambalaj masrafı olmasın diye kıçının da pazara girmiş bulunmasıdır."
Gün ışığı tuzaktır.Kör eder. Yaşamın anlamı gece sorgulanır.
Sen, çağdaş 21.yy insanı! Ben ya da sen. Ülkende dinden uzak dur, evine on adım ötedeki havraya, camiye, kiliseye adım atma; Avrupa'ya geldiğinde hacılar gibi Ortaçağ kiliselerinin önünde kuyrukta bilet almayı bekle.Adı kültürmüş.
Reklam
Katedralin önünde iki kapıcı, Aziz Petrus be Pavlus heykelleri, din turizminin kullarını gözlüyor.Tapınak biletli.Giriş 4 avro. Araplar Sicilya'dayken burası cami.Camiyi ayakta tutan? Eski Athena Tapinağı'nın sütunları! Taşlar kalıcı, tanrılar geçici.Hangi tanrının raf ömrü yok ki? En eskileri Göbeklitepe'de, müzelik...Mısır tanrısı Thoth.Hristiyanlar, " Kenara çekil, benim tanrıma tapılacak, " dediklerinde 4000 yaşlarındaydı.Yerine Vatikan kubbesinde Michelangelo'nun resmettiği, İsa'nın babası, aksakallı tanrı geldi.Müslümanlar, çiçeği burnunda Sami dinlerin son peygamberine ve Allah'a inanalı 1500 yıl oldu. Bunlar yenileri. Yoksa Ortadoğu tanrıları tarihe sığmaz.
Sayfa 20 - Everest/romanKitabı okudu
Yakın zamana kadar, genetikçilerin faaliyeti, tabiatın verdiginin orasını burasını kurcalamakla sınırlıydı - bir organizmadan gen al, bir diğer organızmanın kromozomlarına tak, kabilinden.Şimdilerdeyse, sıfırdan hayat üretmekten söz ediyoruz: Artık hedef, organizmanın genomunu yapay olarak kompoze etmektir.Önce tek tek biyolojik yapı taşları imal edilecek, sonra bunlar biraraya getirilerek tamamen yeni ve kendini yeniden üreten sentetik bir organizma oluşturulacaktır.Biliminsanları, bu yeni yaşam biçimini " Life 2.0" diye adlandıriyor.
Sayfa 15 - Encore yayınlarıKitabı okudu
Sanırım insanımız için samimi veya ölçülü olmak ile saygısız olmak arasındaki çizgi yıllar içinde belirsizleşti.Bireyselleşme fikri kendi yaşantımızla daha çok ilgilenmemizi sağlarken bir yan etki olarak başka hayatlardan korkmamıza, insan ilişkilerinde sürekli tetikte durmamıza sebep oldu.Başkasından korkan kendini korumak için kolayca kabalaşabiliyor.Güvensizlik hissi bu anlamda ilkel bir his ve insanı vahşileştiriyor.Dolayısıyla eskinin zarafetini bulamayanlara nispeten katılıyor, bu durumun sebebini de ilkellik, güvensizlik ve görgüsüzlük olarak görüyorum.
Bir insan ömrü için çok uzun kabul edebileceğimiz süreler, örneğin benim yaşamım, yerküre için üzerinde konuşulmaya değmez küçük zaman parçaları.Milyarlarca yıldır dönüp duran bu gezegende, eğer çok şanslıysanız en fazla benim gibi yüz yılın üzerinde yaşayabilisiniz.Yalnızca buradan baktığımızda bile, insanin kendini bu dünyanın sahibi sanması kadar âcizce bir şey olamaz.Biz bu gezegenin sahipleri değil kısa süreli konuklarıyız ve misafirliğimizi, ev sahibine hiç zarar vermeden geçirmek zorundayız.
İyiyi ve güzeli takdir edebilmek sağlam bir karakterin göstergesi.Kendine güveni olan kişi, dışarıdaki güzellikleri görmekten mutlu oluyor.Zayıf karakterler ise güzelliklerle yarışa girmeyi tercih ediyorlar.
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.