Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"... ne olur yüzüme bir ayna tut ve bak sevgilim, yüzümün gölgesinde oynayan o güzel çocukların ismini not al bir kenara çünkü birazdan o çocuklar tek tek asılacaklar." |Diljin Kovexî
Ve eğer bir gün ölürsem, bunu yalnızca adres değişikliği sayın
Reklam
Bir güzellik yap bu ülkeye, saçın hep dağınık kalsın yüzümde Epilya..
Sen susarken ağzımın kenarında kenar mahallelere kaçan şiirler şamanizme inanırlar. Şahını öldürmekle suçlanan piyonlar gibi tüm süryalist tablolar camileri müze sanırlar Picasso, pişman olur Dilbaa…
Yüzünü bana çevir sevgilim. atlar, aklımın coğrafyasına hücum ediyorlar. Biliyorsun, sana sarılmak dışında hiç bir mevzim kalmadı.
Deniz fenerleride hastalanmaya başladılar Okyanus olmak için kaçan denizlerin peşinden.
Reklam
Bu ülkeye bir iyilik yap, saçların yüzümde hep dağınık kalsın Epilya.
Ölelim Dilba, yaşayamadıklarımız için yaşını unutan kalemimiz için dudaklarını büken düşlerimiz için sütten kesilmiş öpüşlerimiz için ölelim. Ölüm hangimizi daha çok sevecek Dilba, senin anne olma hayalini mi benim annesiz kalışımı mı sevecek en çok¿ Gözlerini kapatmadan önce, Ne olur avuçlarına bak. Orada sana gülen binlerce sen var, Korkma sakın. Bak benim de korkularıma tüküren binlerce ben var Dilba. Sokul yanıma lütfen. Telaşa tekmil durma. Tekmil tereddüt öncesi tetiği öpme eylemidir, yapma. Bak etrafına, hiç kimse yok. Tanıksızca ölüyoruz.. Diljîn Kovexî
Diyarbekir; Dört parça örülen bir kalbin künyesine Siyah tabutlar ekliyor.
Odamın köşesinde duran papatya destesi bir bérivan sabahına yeni uyanmıştı, bir kadın kendi göbek ismini kızına vermişti, Karşımdaki ayna ,şakağıma Helbest ,ödevine bilinmez gri montlu konuklar taşıyordu
Reklam
sen de duydun mu bu sesi o sesi şu sesi hiç görünmeyen sesleri? sesler gittikçe çoğalıyor sesler çoğaldıkça nefes alışımız azalıyor saatler diz çöküyor önümüzde. zaman dilsiz orman bakire takvimlerde isimlerimiz tarifsiz kalır belki, belki de takdirsiz... ölüm saati tespit edilmeyen müstakil bir aşkın gıyabında ölmek ile uyumak arasında kalışımızın kanıtıdır bu gece Dîlba. sen susarken ağzımın kenarında, kenar mahallelere kaçan şiirler şamanizme inanırlar şahını öldürmekle suçlanan piyonlar gibi tüm sürrealist tablolar camileri müze sanır, Picasso pişman olur Dilba Dîlba ben, Dîlba...
Kendimi,Allah tarafından reddedilmiş Hangi peygamberin gözyaşıyla arındirabilirim Sana gelmek için?
Vatansız Kadınlar
Bazı kadınlar rüzgâr gibiler yel değirmenlerini hiç uyandırmadan geçip giderler başucumuzdan suyun yüzüne dokunur gibi sadece geçerlerken arkalarında dalgalar bırakıyorlar bir de eteklerine dolanan hüzünlü gün batımlarını saymasak hiçbir aşkta sanık olmuyorlar sadece tanıklık ederler soytarılığımıza hiç konuşmadan öylece sessiz öylece vakur ve yalnızlar hep. dokunsan kirlenir avuçları dokunsan kırılır dilleri dokunsan ruhları ağlar. yeni bir çağın tesellisi gibi hep koşuyorlar koşarken arkalarında bıraktıkları izlerin hesabını yapmadan, arkalarında düşük yapan acıları düşünmeden ve yarım bıraktıkları şiirleri hiç emzirmeden çekip gidiyorlar.
Avucumdaki su kırılıyor Ve ben Sana kanıyorum
Şayet emeğin dini varsa, Tanrısı da kadın olmalıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.