Meçhul bir kemik hastalığıyla hastanelerde yıllarca mücadele eden on beş yaşındaki küçük bir çocuğun acı dolu, sıkıntılı, bunalımlı tedavi süreci; tedirginlik, eziklik, yalnızlık duygusu; doktorların olumsuz konuşmalarına rağmen hayata tutunma mücadelesi romanın konusudur. Genç hasta akrabası olan bir Paşa Kızına âşık olmuş, olumsuz koşullara rağmen bu aşkından dolayı ümitlere kapılmıştır. Fakat hem bacağını hem de aşkını kaybetmek tehlikesi ile karşı karşıyadır. Roman sevilmenin ve aşık olmanın gücü ile iyileşme sürecinin hızlandığı konusuna da yer vermiştir. Böylelikle ruhun beden üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkileri de romanda ele alınmış olur.
KİTABIN ANA FİKRİ:
Bize verilen öğütleri ciddiye almalı ve olmayacak ve ulaşılamayacak hayaller peşinden koşmamalıyız. Ulaşmak istediği hedeflerde gerçekçi olmayanlar, hüsrana uğramaya mahkûmdur. Davul dengi dengine çalar hesabı dengimiz olmayan hedefler ve aşkların peşinden koşarsak kaybeden biz oluruz.