Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Yas, sevilen bir şeyin kaybına verilen hüzünlü bir tepkidir. Melankoli’de de aynı hüzün vardır ama yastan farkı, nesnenin kaybı içselleştirilerek egonun kendisinin kaybına neden olur. Bu yüzden yasta dünya boş görünür; melankolide ise egonun kendisi. Melankolide nesnenin kaybıyla egonun kaybı aynı şey haline gelir. Özsaygıdaki tahribat yasta
A
Eskiden bazı çocukların genlerinin onları farklı olmaya ve farklı beyinler geliştirmeye yazgılı kıldığı düşüncesinin hâkim olduğunu söyledi bana Joel. Şimdiyse -onun da yazdığı gibi- "bilim ilerlemiş durumda". Son araştırmalar "genlerin kader olmadığını, daha zi- yade olasılıkları etkilediğini gösteriyor. DEHB'ye hangi etmenle- rin neden olduğuna ilişkin uzun vadeli çalışmayı gerçekleştirmiş olan Alan Sroufe da aynısını söylüyor: "Genler bir vakum içinde iş görüyor değiller. Gen araştırmalarından öğrendiğimiz esas ders bu. Çevreden gelen girdilere yanıt olarak açılıp kapanıyorlar." Joel'in tabiriyle, "yaşadığımız deneyimler düpedüz içimize işliyor" ve gen- lerimizin dışavurum tarzını değiştiriyor. 24
Sayfa 234
Reklam
Evrimsel açıdan kıskançlık
Evrimsel psikolojiye göre kıskançlık duygusunun kökeninde partnerini kaybetmemek, dolayısıyla soyunun devamlılığını sağlamak yatar. Yani romantik bir ilişkide insanın partnerini kıskanması normaldir diyebiliriz. Kültürel özellikler, kıskançlık özellikle de kıskançlığın dışavurum biçimleri üzerinde rol oynar. Bazı toplumlarda- özellikle gelişmemiş toplumlarda- kıskançlığın partnerin hayatını kısıtlamaya sebep olması gibi birçok olumsuz davranış olağan kabul edilebilir ve dolayısıyla kıskanma duygusu hissedilince nasıl davranılacağı -bu davranış sağlıksız bile olsa- çevreden öğrenilebilir.
Normalde seks, sevgi için bir dışavurum biçimidir. Seks, bir sevgi aracı olur olmaz ya da sadece bir sevgi aracı olduğu sürece haklı görülür, hatta meşrulaştırılır. Bu nedenle sevgi, seksin sadece bir yan etkisi olarak anlaşılmaz; daha çok seks, adına sevgi denilen nihai birliktelik deneyimini dışavurmanın bir yolu olarak görülür.
"Dışavurum, gündelik bağların tamamını kopartmak demektir. Dışavurum olmayan bir yaşamın anlamı yoktur. Yalnız, gözlemci kalma mantığından, eylemci olma mantığına sıçramak gerekir. Önemli bir şeydir bu. Ne demek istediğimi anlıyor musun, salak herif?"
bireydeki ruhsal devinim hep aynı kalmakta, ruhsal olayların dış görünümü, somutluk derecesi, dışavurum biçimi değişmesine karşın, bu olayların dayandığı temeller, amaç ve dinamizmin, kısaca ruhsal yaşamın amaç doğrultusunda devinimini sağlayan tüm öğeler değişmeden varlığını sürdürmektedir
Reklam
Nedir biliyor musun? İçten pazarlıklı kişi utangaç olur. Beslenen kötü duyguların dışavurum korkusu.
Yine de, şimdi biliyorum ki, tatmin edici olsa da tüm bu “güzellik”in ardında saklı bir “ruh” var ve bu “ruh”un resmedilmiş biçimleri yalnızca birer dışavurum yolu; işte ben bu “ruh”la uyum içinde olmak istiyorum. Yunanlıların tutumunu son derece makul buluyorum. Onlar hiçbir zaman güneş batışları hakkında gevezelik etmez, çimenlerin üzerine vuran gölgelerin gerçekten mor olup olmadığını tartışmazlardı. Ama denizin yüzücü için, kumun da koşucunun ayakları için olduğunu bilirlerdi. Ağaçları verdikleri gölge yüzünden, ormanı da öğle vaktindeki sessizliği yüzünden severlerdi.
Örtülü belleğin başka bir dışavurum biçimi de doğruluk yanılsaması etkisi olarak bilinir: Doğru olsun olmasın, eğer daha önce duyduysanız, bir ifadenin doğru olduğuna inanmanız olasılığı görece yüksektir. Sonuçta, belirli bir fikre salt maruz kalmış olmak, onunla yeniden karşılaştığınızda fikrin size daha inanılır gelmesi için yeterlidir.
Paylaşmak, insanın en ihtiyaç duyduğu kavramlardan biridir. Hele ki duygusal bir yakınlığınız olan kişiyle bunu yapmak, sizi bu hayatta güçlendirecek olan başlıca faktörlerden biridir. Biyolojik yapımız, içimizdeki sevinci, öfkeyi, mutluluğu, üzüntüyü içimizde saklayalım diye üretmiyor. Rasyonel olarak dışavurum gerçekleştirmezsek, bedenimiz zamanı gelince buna sert bir tepki gösterir.
929 öğeden 611 ile 620 arasındakiler gösteriliyor.