Eski bir siyasi şaka şöyledir: Cumhuriyetçi ve demokrat arasındaki farkı nasıl anlatabilirsiniz? Bir Cumhuriyetçi boğulan birini gördüğünde çok kısa bir ip atar ve "gerisi size kalmış" diye bağırır. Bir Demokrat çok uzun bir ip atar ve sonuna gitmesini söyler....
Her çağda ve her bölgede, halk kitleleri sabır ve tahammül göstermeye mecbur bırakılmıştır. Zorluklara ve yokluklara katlanmak, halkın zorunlu bir görevi gibi kabul edilmiştir.
Bomboş bir kafa ve zamana sahip olan Fin gençleri için de futbol, en ciddi hatta dinsel bir uğraş halini almıştı. Bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan futbol...
Yöneticiler, ister iyi ister kötü, ister kahraman, ister zalim, onlar kendi milletlerinin birer yansımasıdır. Onlar milli ruhun birer kopyasıdır. Onlar halk kitlesinin içinde doğmuştur. Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibidir.
Bilgi bir başkasına aktarılabilir,bilgelikse hayır. Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, el üstünde taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir, ama bilgelik anlatılmaz ve öğretilmez.
Bazı anlar vardır, bir şeyi görürsün, anlarsın ve onu bağıra çağıra anlatmak istersin, canın yanar, dudağın kurur, dilin damağına yapışır ama kimse senin hissettiğin gibi hissetmez, seni anlamaz ve kimse sana bir bardak su uzatmaz.