Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilay

Affetmek bazen, affettiĝine yakın olmayı kaldırmaz.
Reklam
Neden onsekiz yaşında isyankar, otuzunda ılımlı, kırkında geri dönüştürülmüş oluyoruz?
&Muhtemelen böyle bir insan tek olarak ölemez. Onunla birlikte başka birçok şey de ölür. &Böyle sırların cevabı yoktur. Sadece hayat cevap verir, hem de bazen sürpriz biçimde. &Peki bir insanın, bir diğerinin ruhu üzerindeki iktidarı nedir? &İlk kez hastalıklı, şiddetli bir acı hissettim; sanki biri beni sivri bir nesneyle, bir

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
&insan hiç gerçek bir üzüntü yaşamamışsa, hayatın içinde bulunduğu yerin kıymetini bilmeden, gerçek mutluluğun ne olduğunu anlamadan yaşlanır. &güzel anılar daima parlayarak yaşar &Onun öldüğü gece ruhum başka bir yere gitti ve bir türlü geri getiremedim. &İnsanın sevgilisi uzun bir yaşam süresinden sonra ölmeli.
& Baskalari için yaptığı şeylerle baskalarinin kendisi için yapmadigi seylerin hesabını zihninde dikkatle tutuyordu & Kokular da tıpkı müzik gibi anıları taşırlar &Otuzbir yaşındaydı. Yaşlı degildi, genç de değildi, ama yaşanabilir, ölünebilir bir yaştaydı &Rollerinin içinde tökezleyen, bir başkasının acılarını çeken kişiler. Bir başkasının kederlerine kederlenen. & Erkek onun sularında yelken açtı
Reklam
&Hepimizin hayatı sevdalandıgımız erkek ve kadınlardan izler taşır &Mutluydum,ancak "mutlu" yetişkinlere özgü bir sözcük. Mutlu olup olmadığını sormazsınız bir çocuğa, çünkü görürsünüz. Ya mutludur, ya değildir & Şimdiki zamandan çaldığın her an, sonsuza dek kaybedilmiştir, Şimdiden başka bir zaman yoktur &Onunla birlikte olmak,gözünü iyice hareketli bir çiçek dürbününe dayamak gibiydi
&Gectikten sonra anlaşılan seylerle dolu degil midir hayat? &Ukde sevdası, diyelim. insanın içinde ukde kalmış aşklar uzun yaşar. & Acemi kalbin hatırası derindir. & ne kadar çabalasa da bazılarının yüzünden altyazı geçer. & Bazen yalnız olmak için en iyi yer kalabalıktır. &Kendini oyalamak için yaptığı her şey aslında yalnızlığı çoğaltmak. &Hayatı yollarda anlayan biriyim ben, durduğum yerde değil. &Hiçbir ruh aydınlanmıyor, kararmadan.
& Ben de sen de bu dünyada kıyıya itilmiş gibiyiz. & Ve zaman her şeyi çözer. Zaman çözmezse de kendin çözersin. &Zaman hızlıca geçip gidiyor. Geçmiş çoğalırken gelecek azalıyor. imkanlar azalırken pişmanlıklar artıyor.  &Şu an nerede olsam, ne yapsam aynı olacak. Bedenim ve aklım birbiriyle bağlantı kuramıyor. &Kendimizi akışa bırakalım. Düşünmek çare degil.
&şunu biliyorum ki bu dünyada eğer annen yoksa, anne olabilecek herkes ve her şey, senin annen olsun istiyorsun. &dediler ki sevdiğin ölünce kalbinde kırk mum yanar, her gün biri söner. Kırkıncı gün hepsi söner, biri bekler. O tek mum ebediyen yanar, acını o tek mum tutar.
& Hayat, birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu. & "adın nedir?'  yahut: "ne iş yapıyorsun?" derken, sanki dudaklarının arasından "sen de adam mısın ?" diyen ikinci bir cümle sessizce dökülüyor ve muhatabının dimağına varıyordu. & saadet hayatı olduğu gibi kabul etmektir
Reklam
-yaşamım hakkında düşündüğümde, arada sırada kendimi sahile vuran bir ağaç parçasından farklı değilmişim gibi hissettiğim oluyor -okullarda bizim öğrendiğimiz en önemli şey, en önemli şeylerin okullarda öğrenilemeyeceği gerçeğidir. - yaşlandıkça birçok denem yanılma sonrasında biriktirmemiz gereken şeyleri biriktirir, atmamız gereken şeyleri atarsınız
&Zaman bizden çalsa da başka şeyleri veriyor. Zamanı yanına almak en önemli iştir. & kaç yaşında olurlarsa olsunlar, tüm kadınlar için bütün yaşlar hassas yaşlardır. Kırk bir yaşında da olsa, on üç yaşında da olsa, onlar her daim kendilerini hassas yaşlarında hissederler. Bu bugüne kadar kadınlarla deneyimlerimden öğrendiğim şeylerden biridir.
Asıl acı olan şey geri dönemeyeceğimiz gerçeği. Bir kez ilerlemeye başladın mı, ne yaparsan yap gittiğin yoldan geri dönemiyorsun. En ufak bir sapma her şeyi sonsuza kadar degiştiriyor.
#Yorgunluğunun yüreğinin içine girmesine izin verme"dedi kız. Annem her zaman söylerdi. Yorgunluk insanın vücuduna hükmedebilir, ama yüreğim bana kalsın isterim, derdi #çabuk sinirlenen insanlarla karşılaştığımda, ne kadar çabuk sinirleneceklerini denemek isteğine kapılırım. #sen gerçekten de onu seviyor olabilirsin. Fakat bu duygun hicbir yere ulasmaz. Çunkü o kızın bir yüreği yok. Yüreğini yitirmis insanlar hareket eden hayallerden farksızdır. #bir kez yitirilen şey, tamamen yok olup gitse bile, o kayıp sonsuza dek devam eder. #sesli sesli ağlamak istedim, ama ağlayamazdım. Gözyaşı akıtmak için fazlasıyla yaşlanmış, fazlasıyla deneyimlerden geçmistim. #derin üzüntüler gözyaşı şekline bile dönüşmezler.
&yalnız çocukları hep umursuyorum. &çok güzel gülüyor. Böyle güzel gülen bir adama hiç rastlamamıştım. &canı çekince sevenin/canı sıkılınca gidenin/kalbimi yormasına izin vermeyeceğim &bu bahar/çıplak ayakla rüzgarı bekleyenlerin sesi kalbime yeter/günaydın güzel gözlüm/günaydın gözlerini benden kaçırmayan bahar &canım/birini pencere kenarına çiçek kıyacak kadar sevmek lazım/his boşluğu ve iç burkulması diye bir şey varmış/çok sevince anladım &güzel gülene aşık ol &gerçek olan düştün mü hemen geliyor &pencere önünün kardeşliğine sokuluyorum &yok saydın hayat beni &güzel uyan! &her aşk diner.her aşk geçer. Hiç olmayan ne kadar sızabilir ki kalbin yalnızlığına? &ruhuma yer bulamıyorum &hayat yetmiyor yalnızlığımıza &bardaktan boşalırcasına ağlıyorum. Keşke normal olsaydım. Keşke ortalama olsaydım. Keşke vasat olsaydım. Keşke buralarda olmasaydım. Herhangi biri kadar olsaydım. Herhangi bir yere ait,herhangi hatırlanmayacak biri kadar. &çok önce/birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sevmiştim &birine aşıkken, başka birine aşık olamaz ki insan! &yaralandıkça ne çok şeyi özlüyor insan/gerekli gereksiz ne varsa özlüyor &ben evden çıkamıyorum/bu kayıp sabahlar, benim sabahlarım değil &gözlerinde hayat var
sonra biraz bekledim, sonra arabaya döndüm; nerede olmam gerekiyorsa oraya gitmek için.
Reklam
sanatınız sizin iç dünyalarınızı gösterecektir! Nedeni bu, değil mi? Çünkü sanatınız sizin ruhlarınızı sergiler!
&sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim.&birinin diğerine bir şey söylemek ihtiyacını hissettiği anda bile dudakların açıldığını kimse görmedi. Bu insanlar hal diliyle, bakışlarla konuşmayı öğrenmişlerdi. &çöl ile gök gibi buldular birbirlerini. Aralarında bir yağmur eksikti. &ama bundan sonra cennetin yokluğu değil, beni cehennemin yokluğu korkutur. & " bu dünyada çaresiz dert yoktur oğlum"derdi babası Bahman Mansuri, "yeter ki karşılığında feda edebileceklerin olsun." &insan içinden yenilenmeyince dışından eskir. &bambaşka birinin kaderine bağlandığını o anda anladı. &birilerinin mucizesi olmak lazım. &oysa aşkın yeterince'si olmaz benim hiç olmamış aevgilim. O ya vardır ya yoktur. &açılan yaralarının acısını yeni bir yara açarak kapamaya çalıştın.
&hayatım içimden geçen cümleler içinde geçti. &insanları heyecanları yaşatır. &erkekler yalnizca beraber olduklarında degil, ayrıldıklarında da eksiltiyorlardı kadınları. &mutluluğun anlarla tartıldığı yaşlara geldik. Hiçbir mutluluğumuz,neşemiz,keyfimiz geniş zamanlara yayılamıyor artık. &durup durup, günün birinde yıllardır
İÇ NEFES;..../ ben yalnız kalmıştım senin içinde/oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!/aşkı geçtik, gözlerini açabilirsin/..../ ben eski kalmıştım, senin içinde/oysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni! KIRIK NEFES: .../ ben kendimi senin için aldattım/..../ yetiş bana kalbim senden usandım KÜS NEFES; sana küstüğümde sen yoktun daha/yokluğuna
DÖRT KİŞİLİK BAHÇE; &gözlerine, dudaklarına, kulaklarına, gömleğinin çizgilerine uzun uzun baktı. Ezberlenmiş bu acıyı yeniden yaşadı. &Kendi ıssızlıklarına sığındı insanlar &gümüş sevmekle başlar insan ruhunun kuyumculuğu &düşünde sessizliği gördü. &ve yaralarını tek başına sarıyordu. &dargın ayrılıklardan sonra hayat
&kızdığında bana tüylerini kabartmış bir kuşu anımsatıyordu. Ve böyle kırılgan olduğundaysa yuvasını arayan kayıp, küçük bir kuştu. Ben de gizlenmesi için ona kendi kanadımı açtım. &annem tüm dünyaya mutlu yüzünü gösteren insanlardandır. Ama bana gelene kadar geriye bir şey kalmaz. &ve orman kapkatanlık olduğu için etrafımdaki hiçbirşeyi göremediğim bir yerde yukarı bakıp gökyüzündeki milyonlarca yıldızı izleyebilmeyi sevdim
Reklam
PULBİBER MAHALLESINİ TANIYALIM; .../dokunsalar dağılırdı iyi pişmiş kurabiyeler gibi kalbimiz PULBİBER MAHALLESİ TARİHİ; ..../herkesin badiresi vardı, herkesin felaketi/..../bir deliydi mahallemiz ilaçlarını içmeyi unutmuş/..../ortalığa çeki düzen verecek bir kadın lazım/önce acısını almak /şerit şerit soymak,sonra bekletmek biraz tuzlu suda.../kara sularını akıtmak lazım/.../senin için iyilik melekleri kopyalasin hayat/..../kadınlar paskalya yumurtaları gibi süslüydü/.../rutubetten akmayan tuzluklardan farkımız yoktu/biraz pirinç atmak lazımdı bana/.../takatım yok o kadar/kelimeler ölsün istemem/isterim ki kelimeler bahçe havuzumda kırmızı balıklar gibi yüzsünler AĞRI;..../uçuşuyordum, uçuşmakmış meğer benim anlamım/ben bunu geç anladım VAZİYET;..../sen yanımda olmadığından/teyelliyorum ruhumu hicranıma
&büyük, hıcbirzaman dolmayacak bir boşluk taşıyorum icimde. Belki de beni hep yeniden yazmaya çeken, bu narkotik bağımlılıgına benzer aşırılık halidir. Benim hiç bitmeyecek endişem başkaları ne derse desin, kendimi bir türlü kendime kanıtlayamamış ve artık ne yaparsam yapayım bunu başaramayacak olmamdır. &belki de beni asıl besleyen düş kırıķlıklarımdır. &yazarken heyecanlıyım, zamanlar arasında gezinirken zamanı unutuyor, geçici bir şizofreniye düşüyorum. &çünkü yazmak çıplak kalmaktır. &bazı yalnızlıklar üretkendir, insanı besler. Bazıları da öldürür. &benim sevgi nesnesi olmaktan çok üretmek için yalnızlığa ihtiyacım var. Fiziksel ve ruhsal yalnızlığa ve sessizliğe. Yazar yalnızlığı bu ve ben onu yalnızca yazmakla dolduruyorum. &yazar uyanıkken düş gören insandır. &annesiyle ilişkileri sorunludur. Kendini bildiği andan başlayarak ondan çılgınca bir kaçış içinde olur. &oysa okumak düşünme ve hayal etme zenginliğidir. &belki de uyuştuk, uyuşturulduk. Her gece kayıtsız bir bitkinlikle gözümüzü aptallara seslenen televizyonlara dikip çok naklen felaket haberleri bekliyoruz. Aşınan merhametimizle savaş ve sefalet resimlerine baķıyoruz. &çengelköy adının, kıyının içeri doğru kıvrılmış bu koy yüzünden verildiğini düşünmüştüm önce, ama sonra Bizans döneminde burada gemi çengelleri yapıldığını öğrendim. &bazı dostluklar o kadar derindir ki seyrek görüşmenin özlemden başka sıkıntısı olamaz.
&Gurur duyuyordu çocuğuyla.Herkesin iyiliğinu isteyenve yaşamı acılarla dolu insanların mutluluğu için çalışmak isteyen oğluyla... &insanlar sürekli korkunun tutsağı olduklarından ve olacaklarından, bu böyle devam ettiği sürece, dere kıyısındaki söğüt ağaçları gibi çürüyüp yok olmaya mahkumdur. Biraz daha yürekli olmanın vakti geldi artık. &Ve işçilerin ne kadar büyük bir gücün sahibi olduklarını anladığımızda, insan öyle mutlu, öyle kıvançlı oluyor ki. &Biz yalnızca yaşamın gerçeklerini öğrenmek ve ona göre bir yaşam sürmek istemekteyiz. &Bugün, birinin beni küçük düşürmesine göz yumar, zarar vermediğini düşünüp geçerim belki. Ama yarın bende gücünü deneyen adam başkasının derisini yüzmeye kalkar. &İnsan kendi anasına ruhça da bir yakınlık duyarsa,yüreği titreyerek dinler bu sözleri, sonsuz mutluluk duyar bundan! &Öyle sevgiler var ki, insanın yaşamasına engel oluyor! & Bana köstek olan sevgiyi de, dostluğu da istemiyorum...&Yaşamın borcu ölmekle ödenir ancak. &Genç bir yürek gerçeklere her zaman yakındır.
&şimdi bile sana rağmen ipi nasıl olup da göğüsleyebildiğime şaşırıyorum bazen ama elbette kibir dolu bir üstünlük duygusunu aşamadan &hiçbir yere ait değilmişim, bırakıp geldigim ülkemle bu ülke arasında asılı kalmışım duygusunu yenemiyorum. &Son zamanlarda yüzüme bir şey arıyormuş gibi bakışı ve bende artık canlanmayacak bir şeyden,