Demet Küçükkale
@dmtkckkl
44 Yayınları Editörü, Yazar
instagram.com/dmtkckkl/?hl=tr
Hatırla romanının yazarı
Editör, Yazar
Ankara
90 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
Okur Takip Önerileri
1972'de, bugün kült olmuş filmler kadar etkili bir kurguyla roman yazmış Atsız. Okuduğum en sinematografik kitaplardan biri diyebilirim. Kurgu, kahramanlar, diyaloglar tam anlamıyla harika!
Kitabın ilk bölümlerindeki gidişatı nedeniyle bulunduğunuz tahminler, kitabın ortalarında hele sonunda tuzla buz oluyor. Kendi kaba tabirimle sonunda böyle "yamultan" film ve romanları sevdiğim için büyülendim.
Kitapta Selim'in doktorlarla yaptığı aşk tartışmaları ve Selim'in yargılandığı sahneler gerçekten etkileyiciydi. Kitabın sonunda Tosun ve Ayşe arasında geçen diyalog da çok çarpıcıydı. Spoiler vermemek için bu kadar yazayım.
Yalnız ilk basımını 1972'de yapmış bir romanı anlamak için sonuna sözlük eklemek zorunda kalınması ne kadar acı. Dili nedeniyle kim bilir kaç kişi elinden bırakmıştır bu romanı. Dili bu kadar hızlı değiştirerek, onunla bu kadar çok oynayarak kendi bacağımıza sıkıyoruz aslında.
Ruh Adam
Okurken, duygusal anlamda pek çok noktada kesiştiğim kitap. Ben de eski meslek çevremdeki insanlara böylesine uzaktım, onlara bu kitaptaki kahramanın hissettiği kadar yakın hissedebiliyordum ancak. Yani 0 yakınlık. Bu yönden ve kahramanın içindeki duygusal boşluk bakımından çok benzerlik buldum kendimle. Bu konuda, kahramanla kesinlikle özdeşleştim. Kadınlar karmaşıktır :)
Bir başka yönden bakınca ise inanılmaz uzak ve yabancı buldum eseri: Tropik ülkeler, deniz ve yabancı insanlar. İlk ikisi hiç sevmediğim şeyler olduğu için bazı sayfalarda sıkıldım. Yüzmek, deniz, dans... Kahraman dışında herkesin yabancı olması... Sanki yabancı bir yazarın Türkçeye çevrilmiş bir kitabını okuyorum hissi uyandırdı. Kara insanıyım, bozkır çocuğuyum ben, bazen "Bana ne Karaipler'deki sahillerden." dediğim oldu. Ama bu haksız bir eleştiri tabii, sonuçta romanın mekânı orası, kişileri onlar.
Üsluba gelince... Ki benim için en önemli eleştiri noktasıdır. Kesinlikle bir "ilk roman" üslubu olmadığını, çok usta bir romancı üslubu sezdiğimi söyleyebilirim. Çok beğendim. Yazarın diğer eserlerini de okuyacağım bu anlamda. Umarım onlarda, aradığımı daha çok bulabilirim. Editörlük anlamında ise gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kaçıncı baskısına ulaşan bu kitap, kusursuza ulaşmalıydı.
Aslı Erdoğan 
Kabuk Adam
Beyaz Hanım'ıyla, Hacı'sıyla, Parmaksız'ıyla, bütün tip ve karakterleriyle damağımda farklı bir tat bıraktı bu roman.
Yazarın yormayan dili bunda çok etkili oldu tabii. Okurken "Bu kadar ağır konu ve olaylar nasıl böyle hafif anlatılmış?" diye şaşırıp durdum. İşte konu ve üslup arasındaki bu tezat sayesinde roman, bir ayrı değer kazandı.
Konu seçimine de değinmek isterim: Her terör örgütünün çeşitli amaçlarla zaman zaman kullandığı canlı bombalar ve "badeleyen" şeyhler, kaç romanda anlatılmıştır ki?.. Bu özgün konu seçimi nedeniyle yazarı ayrıca tebrik etmek gerektiğine inanıyorum. "Badeleme" mevzusunun "Şehvetiye Tarikatı"ndan önce ele alınmış olması sizce de ilginç, değil mi?
Herkesin okumasını tavsiye ediyorum 
Samet Baysal 
Seymenler Çıkmazı
Uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan biri. Ama bu, kitabın konusuyla ilgilenmemden kaynaklanıyor sanırım.
Kitap, akıl hastanesindeki bir hastanın zihninden geçenlerden oluşuyor. Anlatılanların gerçek mi yoksa hastanın hayal dünyası mı olduğu karışıyor zaman zaman. Ama kitabı benim için değerli kılan da bu zaten.
Mikail, yani başkahraman, bazen oldukça vahşi duygu ve davranışlarla çıkıyor karşımıza. Ki ben bu sayfaları da merak ve beğeni ile okudum.
Rahatsız edici ve okunması herkes için kolay olmayacak bir kitap. Benim aradığım da bu olduğu için çok beğendim. İdealize edilmiş kahramanları sevmediğim için bir akıl hastasının zihninin kıvrımlarına dalmak bana iyi geldi.
Kitabın sonunun da şaşırtıcı olduğunu belirterek sonlandırayım incelemeyi. Finali kitabın diğer bölümleri kadar harika değil, evet. Ama tahmin edilebilir bir final de değil doğrusu. 
Burak Parmaksız 
Boşlukta Uyanmak
Yazarı, ele aldığı konunun farklılığı ve üslubunun akıcılığı konusunda tebrik ederek başlayalım. Kitabı elinize alıp bir solukta okuyuveriyorsunuz. İnceleme-araştırma kitaplarındaki durağanlık yok, oldukça sürükleyici.
Futbolun neden tüm dünyada milyonlarca insan tarafından tutkuyla izlendiği sorusu, cevabını buluyor okudukça. Sahadaki 90 dakikanın dışında futbol; bir aidiyet, sosyalleşme, kendini ifade etme biçimi. Tribündeki ateşi, coşkuyu yaratan da bu ortak hisler.
İnsanlar bu ortak hisleri seyirci, taraftar, fanatik, holigan olarak yansıtıyor. Kimi zaman makul, kimi zaman başkalarına zarar vererek, savaşlara neden olarak...
Bir futbolsever olarak kitapla ilgili tek eleştirim, aslında bu konuların çok daha derinlemesine anlatılabileceği. Ama okuyucuyu sıkmamak da önemli tabii.
Eray Emin Aydemir
Galata'da Düğün
44 Yayınları bünyesinde editörlüğünü yapmaktan gurur duyduğum bir şiir kitabı. 2019 yılında, artık çok az kişinin bildiği aruz vezniyle şiir yazma cesaretinden dolayı Kemal Bey'i tebrik ve takdir etmemek mümkün değil. Yalnız kitabın güzellikleri bununla sınırlı değil. Sözcük ve dizelerle yapılan resimler, oldukça farklı kullanıldığını düşündüğüm imgeler... Kitabı okuyacak olanlara Panda Hanım şiirine dikkat etmelerini özellikle tavsiye ederim. 
Kemal Albayrak
