Beraberliklerde yaşanan sessizlikler bazı insanların tedirgin olmasına neden olur. Kimi insan içsel yaşantısını algılama alışkanlığında olmadığından zihninde bir boşluk oluşur ve bu boşluk kendi istemi dışında üşüşen düşüncelerle doldurulur. Kimi ise öylesine paniğe kapılır ki, konuşmuş olmak için konuşarak sessizliğe son verir. Tedirginliğinden kurtulur, ama ortaya çıkabilecek otantik bir süreci de "öldürmüş" olur. Bu tür insanlar için sessizlik ya da herhangi bir ucu açık süreç belirsizlik olarak yaşanır. Geleceği güvenceye almak isterken ileriye doğru taşınabilecek süreçleri kapatır, yaşamın özünü yok ederler. Oysa tedirgin olmadan yaşanan sessizlik insanın kendisini algılayabilmesi için gereklidir. Bu sessizlik içinde hem birlikte hem özgür olmak daha zengin bir yaşantıyı hazırlar. Bu, insanın geçmişte doğayla olan beraberliğini anımsatır. Bu tür bir sessizlik, tedirginliğe son vermek için değil, otantik bir tepkinin doğuşuyla sona erer ve beraberlik başka bir süreç olarak yeniden başlar.
Reklam
son zamanlara doğru büsbütün artacak olan kanser vakalarının çoğalması da, artık dünya maddelerinin ihtiyaçlara cevap vermediğini insanlara açıkça gösteren önemli delillerden biri olacaktır.
Bedeli Çanakkale’de Altın Olarak Ödenecektir :)
Birinci Dünya Savas esnasinda garbın ve şarkın en çetin güçleriyle savaşmak zorunda kaldık. Dünya izlerine doğan bu son güneşin, son dinin, son koruyucusunun evlatları vatanları, dinleri İçin kanlarının, canlarının son demine dek savaştılar. Birçok cephede birçok düşmanla... Kimi zaman gırtlak gırtlağa, kimi zaman süngü süngüye. Bu cephelerden
Sayfa 63 - ÇamlıcaKitabı okuyor
…kültür “doğru”nun referansı olarak alınacaksa, ahlâk iflâs ederdi. Ederse etsin diyemiyordum. Farkettiğim kadarıyla, ahlâkı dışarıda bırakmak, insanî olan her şeyi açıklamasız bırakmak demekti. Ahlâksız olmak insanî olanın içine dâhil edilse bile böyle bir katılımı ancak mantıklı kalarak başarabilirdik. Ahlâksız olanı insanî olan içine katan mantık, bir başka ahlâkı (diyelim ki sosyal ve fizikî zaruret fikrini) esas kabul etmek zorundaydı. Hangi ahlâk? Bu soruyu “yaratılışı, varlığı mümkün kılan ahlâk” diye cevaplandırabildim. Yeniden doğmayı, dirilmeyi mümkün kılan ahlâk, ancak yaratılmayı mümkün kılan ahlâk olabilirdi. Varlığımı borçlu olduğum, doğru mu eğri mi davrandığımı karara bağlayan olabilirdi ancak. Böylece öteden beri sahip olduğum ve beni kendimi kandırmaktan alıkoyan deus otiosus inancı, içimde İslâm itikadının Allah, Kaadir-i Mutlak inancına inkılâb etti. Ateş’ten uzak kalmayı, Bahçe’ye girmeyi isteyen biri olma güvenine ( ve belki de safiyetine ) sahip oldum. Elhamdülillah.
Doğru bir kürek suda eğri görünür. Önemli olan bir şeyin görülmesi değildir yalnız, nasıl görüldüğü de önemlidir.
Reklam
 Topluma doğru bir yön verip insanlara iyi ahlak sahibi yapacak olan inanç, doğru olan inançtır. Aynı zamanda bu inanca sahip olan bir Müslüman devamlı olarak hakkı savunacak ve kendisinden istenildiği zaman hak yolunda her türlü fedakarlıklara katlanacaktır. Görmüş olduğumuz bütün döneklikler, tereddütler, nifaklar ve hak yolundan vazgeçmelerin sebebi bu inancın zayıflığa sarsılması ve Müslümanların kalbine gerçek bir zemin bulamamasındandır.
 En doğru olan görüşe göre Müslümanların davet merhalelerinden hiçbir merhale namazsız olarak geçmemiştir.
Rasululllah’ın stratejik hareket yöntemi ikinci bir yönüyle İslami hareketin yeryüzünde Allah’ın hükmünü uygulama yolunda hedeflerine ulaşabilmesi için gerekli olan siyasi çizgide sağa sola sapmadan, doğru istikamette ilerlemesini sağlayacak olan bir göstergedir.
Niçin Bir Şark Meselesi Mevcut?
Bir Şark Meselesi mevcut; çünkü Orta Asya'dan gelen Türkler, Moğollar Orta Çağlardan beri Doğu Avrupa'yı istila etmişler, oralar da hakimane yerleşmişlerdir. Ehl-i salibin¹ muvaffakiyetsizliği, muhtelif Avrupa hükümetlerinin dâhili teşkilatında duraklama devrinin ortaya çıkması, Kostantiniyye'deki Rum İmparatorluğu'nun uğradığı
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.