Yaratmayı yokoluştan, Bitimi başlangıçtan Kim kesin olarak ayırabilecek? Bizim bildiğimiz onların arasındaki kapı çıkarken girdiğimiz. Durmadan geri dönen tüm varlıklar arasında en yaşlısı, Kapıcı, Segoy...
Sayfa 551 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
Ne kadar deliyiz?
İnsanlar neden daireler çizmeye devam eder? Birincisi, bunda beceri kazanırlar. Ve hiç kimse becerisinden vazgeçmek istemez çünkü beceri insana bir güven, bir güç hissi verir. Dünyada, sırf çok iyi becerdikleri için aynı çember içinde tekrar tekrar dönen milyonlarca insan var. Eğer değişirlerse, belki aynı alanda o kadar becerikli olmayabilirler -
Reklam
Tevekkül; Rabb'imizi vekil kabul etmek ve yalnız ona itimat etmek demektir. Sebep sonuç bağlarıyla örülmüş bu kâinatta yaşamanın bir gereği olarak, tedbir ve sebep- lere riayet etmekle birlikte, işimizi ve hâlimizi tamamen Rabb'imize havale etmektir, tevekkül. Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyururlar: "Eğer Cenâb-ı Hakka layıkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizi, sabah yuvasından aç ayrılıp, akşam tok olarak dönen kuşları beslediği gibi rızıklandırırdı." Rabb'imiz şöyle buyuruyor: "Tevekkül edecekler başkasına değil, sadece ve sadece Allah'a güvenip dayansınlar" (İbrahim, 12). "Gerçek müminlerseniz Allah'a tam bir itimad içinde bulunun!" (Mâide, 23). "Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter" (Talak, 3). "Hem niye Allah'a dayanıp güvenmeyelim ki, takip etmemiz gereken yola bizi iletecek olan O'dur. Bize verdiğiniz her türlü eza ve sıkıntıya hiç şüpheniz olmasın ki sabredeceğiz. Zaten tevekkül sahiplerine de düşen, ancak Allah'a dayanıp güvenmektir" (İbrahim, 12)
Devlet’i Kim, Nerede, Ne Zaman, Nasıl Yazdı? -2
Bir hayli kalmıştı yandaki odada; güneş de batmak üzereydi. Gelir gelmez oturdu, fazla bir şey konuşulmadı artık. On birlerin adamı içeri girdi. Sokrates’in önüne gelerek: “Sokrates,” dedi, “sen başkaları gibi değilsin; onlara hâkimlerin adına zehri içmelerini söylediğim zaman kızıyorlar bana, küfrediyorlar. Sen buraya gelmiş insanların en
Ama belki de kuyu suyu sayesinde, tüm bunların puslu bir rüya olduğunu düşünecekler. Hakikati kurgudan, rüyayı gerçekten ayırt edemeyecekler. Belki de geri dönen kadınların asla çözemediğim o görünüşlerinin nedeni budur. Belki kendileri bile ne hissettiklerini bilmiyordur. Ümitsizce hatırlamaya çalışıyor ama ne mutlu ki unutuyorlardır.
Sayfa 291 - Yabancı YayınlarıKitabı okudu
Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârân-ı bile Devr-i meclis bana girdâb-ı belâdır sensiz Mey-i zehrâb-ı sitem sâgar-ı gerdânı bile Bağa sensiz bakamam çeşmime âteş görünür Gül-i handânı değil serv-i hırâmânı bile Sineden derd ile bir âh edeyim kim dönsün Aksine çerh-i felek mihr-i dırahşânı bile Hâr-ı firkatle Neşâtî-i hazînin vâ hayf Dâmen-i ülfeti çâk oldu girîbânı bile. Günümüz Türkçesi; Gittin amma ruhumu hasret içinde bıraktın; sensiz olan dostlar sohbetini bile istemem!.. Sen olmayınca, zulüm zehrine benzeyen şarabı ve durmadan dönen, sırayla sunulan kadehiyle birlikte mecliste şarap dağıtılması, gözüme bir belâ anaforu gibi görünür. Sensiz bahçeye çıkamam: Gülen gülü değil, salınan selvisi bile gözüme ateş görünür. Dert ile içimden öyle bir ah edeyim ki feleğin devri, parlak güneşi de dahil olmak üzere, tersine dönsün… Yazıklar olsun ki ayrılığın dikeni ile mahzun Neşati’nin eteği ve yakası yırtıldı, sevgilisiyle görüşemez oldu.
Reklam
737 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.