Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanmadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı??
Ben yanlızca tek bir şey için görev sözcüğünün söz konusu olabileceğini düşünüyorum ; o da özgürlüğün korunması. Evlilik ve ona eşlik eden sahip olma duygusu ve kıskançlık ruhu tutsak eder. Bunlar benim üzerimde asla egemenlik kuramıycaktır.