Farklıydı çünkü artık başkalarının hayallerini gerçekleştirmek için yaşamak zorunda hissetmiyordu kendini. Hayalindeki mükemmel evlat, kız kardeş, partner, eş, anne, çalışan olmaya uğraşmaktansa, doyum verici bir hayatı ancak yalnızca insan olarak, kendi amacının yörüngesinde dönerek, bir tek kendine hesap vererek yaşayabileceğini artık anlamıştı.
Sayfa 278Kitabı okudu
80 syf.
·
Puan vermedi
2019 Nobel edebiyat ödülü sahibi yazar Peter Handke, 51yaşında kendi yaşamına son veren annesinin gazetelerde yer alan haberi üzerine, annesini bir de kendi kaleme almak istemiştir. Annesi ,onu ölüme götüren zorlu yaşamda; alkolik ve kendisini döven bir koca, II.Dünya savaşı sonrası yoksullukla birleşince şiddetli baş ağrıları,ruhsal bunalımla baş etmek zorunda kalmıştı. Yazarın adeta şiirsel bir dille yazdığı dokunaklı bir anlatı. Meraklısına tavsiyemdir… Alıntılar “Ekmek keserken bıçak elimden kaydı bir kez ve annemin sabahları çocukların sıcak sütünün içine nasıl küçük ekmek parçaları dilimlediğini anımsadım birden.” “Kişisel yazgı gerçekten tuhaf bir biçimde gelişmiş olsa bile, düş kırıntılarına dek kişiliksizleştirilip, gelenekler, görenekler ve dinin törelerince öyle bir kemiriliyordu ki sonunda bireylerden insanca hiçbir şey arta kalmıyordu; kaldı ki yalnızca sövgü olarak tanınıyordu 'birey' sözcüğü.” “Arkadaşlık, büyük oranda hesaba ve çıkara indirgenmiş bu yaşam biçiminde birbirini yakından tanımak, ama birbirine yakınlaşıp içini açmamak demekti. Herkesin aynı kaygıları taşıdığı açıktı; kimi kaygıyı hafife, kimi ağıra alarak ötekinden ayrılıyordu, o kadar, o da yaradılış sorunuydu.” “ama gerçekten olmuş şeylerin bile dile getirilişi kurmaca değil midir az ya da çok?” “Başka bir dünyada yaşıyordu siyasetçiler.Onlarla konuşulduğunda yanıt vermiyor, konumlarını belirtiyorlardı yalnızca.'Çoğu şey üzerine nasılsa konuşulamaz'.Yalnızca konuşulan şeyler konusuydu siyasetin; geri kalanlarla insanın ya tek başına ya da tanrısıyla birlikte hesaplaşması gerekiyordu.”
Mutsuzluğa Doyum
Mutsuzluğa DoyumPeter Handke · Sia Kitap · 2024223 okunma
Reklam
Geçmişe doyum duygusuyla bakmamı sağlayan o iç dinginliği ve bunun vaat ettiği yeni umutlar yerine, vicdan azabı ve suçluluk hissi içindeydim şimdi. Bu da beni, hiçbir lisanın anlatamayacağı yoğunlukta işkenceler çektiğim bir cehenneme sürüklüyordu.
Ortalık henüz karanlıktı ve birkaç metre ilerisini ancak görebiliyordu. Buna rağmen kilometrelerce uzakları gördüğünü rahatlıkla söyleyebilirdi. Her şeyin ışıl ışıl olduğunu iddia edebilirdi. Her şey tadını doyum olmaz bir parlaklık içindeydi. İşte bu görmek için güneşin ışıklarına ihtiyaç duymayanların görmelerini sağlayan bir ışıktı. Güzelliği ve onun sağladığı düşünceyi elde etmiş olanların sahip oldukları bir ışık :bunun adı olsa olsa NUR olabilirdi.
Sayfa 12 - Beyan yayınlarıKitabı okuyor
"Kişinin kendi kendini suçlaması doyum verici bir lükstür. Kendimizi suçladığımız zaman başka hiç kimsenin bizi suçlamaya hakkı yokmuş gibi gelir."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.