30 Eylül 1659- Ben, zavallı Robinson Crusoe. Açık denizde, korkunç bir fırtına sırasında kazaya uğrarak Umutsuzluk Adası dediğim bu kasvetli, uğursuz adaya çıktım. Gemideki arkadaşlarımın hepsi öldü. Bende neredeyse ölüyordum...
Tanrı neden kendi yarattığı insanları bu derece hırpalıyor ve onları bu kadar sefil, kimseden yardım alamayacak kadar yalnız, umutsuz bir duruma sokuyor diye soruyor; insanın, böyle bir yaşam için şükretmesinin mantıklı olmayacağını düşünüyordum.
Boynuna ip geçirilip birazdan darağacında sallandırılacak bir suçluya, suçunun bağışladığı haberi verileceği anda, şaşkınlıktan yüreği durup ölmesin diye, kendinden kan alacak bir cerrahı da bu haberle birlikte getirmelerine hiç şaşırmıyorum.