Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
604 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Niyazi Berkes'in kalem üstadlığını ortaya koyduğu, gerek sosyolojik gerekse tarihsel yaklaşımlarıyla birlikte entellektüel anlamda da yüksek bir eser karşımızda durmaktadır. Dualite yani ikilik fikrini kitabın neredeyse heryerine ince ince işlemiş hocanın eseri, konulara ilgili ve ilgisiz bütün kitap severlerin okuması gereken bir eserdir.
Türkiye'de Çağdaşlaşma
Türkiye'de ÇağdaşlaşmaNiyazi Berkes · Yapı Kredi Yayınları · 2019465 okunma
İkilik (dualite)
...insanoğlu her zaman örnek aldığı modelin hem başarılı hem de başarısız olabilmesi için elinden geleni yapar. Burada da bir kusur, sapkınlık ya da ölüm içtepisinden söz etmeye gerek yoktur. İnsana bu karşıtlık üstüne oturan enerjiyi kazandıran şey doğuştan itibaren sahip olunan ikiliktir.
Sayfa 34 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Reklam
" Ben" dediğimizde bir ' ikilik' ortaya koymuş oluyoruz. " Ben " varsa başka bir şey de olmak zorunda. Fakat tasavvufi açıdan bizler tevhid yolcularıyız ve vahdete ermenin önündeki en büyük engellerden biri de kuvvetli bir düalite-ikilik duygusudur. Kim kolay kolay "ben"den geçebilir ki? " Kendiliğimizden" geçmek istemiyoruz; kişilik duygumuza korkunç bir şekilde bağlıyız. Bu bağlılık bizleri kendimizde en derinlerde yaşayabileceğimiz manevi hallerden geri bırakıyor, zira ayrı-gayrı bir varlık/benlik olduğumuz vehmi ancak yaşanan bu manevi hallerde eriyip çözülür. Eski meslektaşlarımdan biri şöyle bir yorum yapmıştı, " Herkes yaratıcıya talip, ama âdeta tevhidden uzak kalabilmek için şeytanlar gibi birbirlerini yiyorlar ".
Birinin ( talebenin, talep edenin ) iyi yetişmesini istiyorsan , Önce Seveceksin, sonra onun sevmesini sağlayacaksın ! Önce Araştıracaksın, sonra Araştırmasını sağlayacaksın ! Önce Anlatacaksın, sonra anlatmasını sağlayacaksın ! Önce öğreteceksin, sonra öğretmesini sağlayacaksın ! Hem talebe olacak , hem muallim ! Hem o , hem o ! Bu
Beden ve zihin ayrıdır diye düşünebilirsiniz ya da tam karşıtında yer alarak "Ben birim. Beden ve zihin benim" diyebilirsiniz. Ama bu bile ayrılık varsayımından yola çıkmaktır. "Bir" diyorsunuz ama ikilik (dualite) hissediyorsunuz. İkilik duygusuna birlikle karşı çıkıyorsunuz. Bu karşı çıkma bile örtülü bir bastırmadır. Onun için işe ikilik içermeyen bir felsefe (advait) ile başlayın. Varoluş ile başlayın, kavramlar ile değil. Derin, kavramlaştırılmamış bir bilinçlilik ile başlayın. İşte doğru başlangıç dediğim budur. Var olanı hissetmeye çalışın. "Bir" ya da "iki", "şu" ya da "bu" demeyin, ne olduğunu hissedin. Ve yalnızca zihin, kavramlar, felsefeler ve doktrinler orada olmadığında -yani dilin yokluğunda- gerçekten hissedebilirsiniz. Dil olmadığı zaman siz varoluşun içindesiniz. Dil olduğunda ise zihnin içindesiniz. Değişik bir dille değişik bir zihniniz olur. O kadar çok dil var ki... yalnız dil anlamında değil, aynı zamanda politik ve dini anlamda. Yanımda oturan bir komünist aslında benimle değil, o başka bir dilin içinde yaşıyor. Öteki tarafımda karmaya inanan biri oturuyor. Onunla komünist asla buluşamazlar. Aralarında bir diyalog olması mümkün değildir çünkü aynı dili konuşmuyorlar. Aynı sözcükleri kullanıyor olabilirler ama yine de birbirlerinin ne dediğini anlayamazlar. Farklı evrenlerde yaşıyorlar. Dil yüzünden herkes farklı evrenlerde yaşıyor. Dil olmadığında ortak bir diliniz; varoluş var. Meditasyondan kastım budur; özel dil dünyanızdan çıkın ve sözsel olmayan varoluşa girin.
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.