Erol Güngör Türk yazın tarihinin ve bu milletin en iyi tahlillerine sahip insanıdır. İnsanı ve toplumu okuyabilen, toplumsal sorunların temelini eşit mesafeden tenkit edebilen ve sorunları dile getirirken ardından çıkış yolunu da işaret edebilen bir mütefekkirdir. Dünü bugünü tarih, kültür ve milliyetçilik açısından ele aldığı bu kitabı dönem makalelerinden oluşmakta. Kitap okurken aynı zamanda size içinde yaşadığınız toplumu okuma fırsatı veren Erol Güngör'ün aydınlar üzerine değindiği noktalar çok mühim. Aydınlarımızı yarısı batı hayranlığı sarhoşluğu ile kendinden geçmiş bir haldeyken diğer yarısı da milli değerlere sahip çıkılması gerekliliğini farkında olmalarına rağmen batıyı örnek almak zorunda olunduğu düşüncesini taşıyor. Bu durum dün neyse bugünde odur. Zihniyet değişmemiş bu tip aydınların sayısı artmıştır. Kitapta Dündar Taşer ile ilgili de iki başlık mevcut. Çok beğendiğim bir alıntıyı eklemek istiyorum: "O ilimci değildi, sanatkârdı. Anlattığı şeylere uzaktan veya tepeden bakmıyor, bizzat yaşıyordu ve etrafındakileri de böyle bir atmosfer içinde yaşatıyordu." Aslında en kritik hususta tam olarak burası. Anlattığımız şeylere (ki bu millet meseleleri olarak baz alınmalı) uzaktan tepeden bakmak.. Milletin öz değerlerini görmezden gelmek; doğduğu, büyüdüğü ve yaşadığı millette yabancılaşmanın ilk adımıdır. Milletine, tarihine, kültürüne yabancılaşmış kişiler bu ülkenin aydını olamaz...
Erol Güngör ve Dündar Taşer'e rahmetle.
Okuyuculara istifadeli ve iyi okumalar dilerim..
