İnsanın ne kadar dua aldığı mezarındaki topraktan anlaşılır. Git gide azalmışsa mezarın toprağı, yok olmuşsa yeşillik belki de arkamızdan bir Fatiha bırakan kalmamıştır.
En fazla kaç kişi hatırlar ki sıradan birini? Çocuğu, torunu, belki çok iyi biriyse bir nesil daha... Unuttuğumuz gibi unutulacağız. Hayırlı bir zürriyete sahip olup duasına geçmişini de katarsa nasipleniriz belki de. Ya da yoldan geçen biri "şu garip de nasiplensin duamızdan" derse. Peki onlara mı güveneceğiz?
Unutulmaya mahkûm olduğumuz bu dünya için fazla telaşeliyiz. Ne zaman biter telaşımız? Toprağımızdaki çiçekler solduğunda mı? Peki, yanımızda ne olacak? Bizi unutan sevdiklerimiz mi, okunmayı unutulan Fatihalar mı? Defterimizle baş başa kalınca bir bir sıralanır mı "keşke"ler?
İnşallah unutulmayan ve ecdadını unutmayanlardan olur, bir fatihaya muhtaç beklemeyiz. Defterimizi teslim ederken utanmaz, toprağımızın çiçeklerine konan arılardan dahi ecir toplarız.