Vazgeçmek deyince akışım bana bunu önermiş. youtu.be/AUppiQs4crw?si=... Allah der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım… Ve ekler; “Onsuz yaşayamam” deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar. Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya. Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur… “Düşmem” dersin düşersin, “Şaşmam” dersin şaşarsın. En garibi de budur ya; “Öldüm” der durur, yine de yaşarsın. Mevlana
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları - Şükrü Erbaş
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Reklam
İnsanın ne kadar dua aldığı mezarındaki topraktan anlaşılır. Git gide azalmışsa mezarın toprağı, yok olmuşsa yeşillik belki de arkamızdan bir Fatiha bırakan kalmamıştır. En fazla kaç kişi hatırlar ki sıradan birini? Çocuğu, torunu, belki çok iyi biriyse bir nesil daha... Unuttuğumuz gibi unutulacağız. Hayırlı bir zürriyete sahip olup duasına geçmişini de katarsa nasipleniriz belki de. Ya da yoldan geçen biri "şu garip de nasiplensin duamızdan" derse. Peki onlara mı güveneceğiz? Unutulmaya mahkûm olduğumuz bu dünya için fazla telaşeliyiz. Ne zaman biter telaşımız? Toprağımızdaki çiçekler solduğunda mı? Peki, yanımızda ne olacak? Bizi unutan sevdiklerimiz mi, okunmayı unutulan Fatihalar mı? Defterimizle baş başa kalınca bir bir sıralanır mı "keşke"ler? İnşallah unutulmayan ve ecdadını unutmayanlardan olur, bir fatihaya muhtaç beklemeyiz. Defterimizi teslim ederken utanmaz, toprağımızın çiçeklerine konan arılardan dahi ecir toplarız.
Tam kalbini, nefsini, aklını topluyorsun daha güçlü hissetmeye başlıyor gibi oluyorsun bir dakika gündeme baktığın an her şey darmaduman oluyor. Baktığın zaman huzur veren hiçbir şey yok esasında. Yaşanılmaz bir dünyaya gelmişiz gibi. Ya da yaşamaya çalışırken biz altüst etmiş de olabiliriz. İnsanlık anlaşılmaz ve korkunç bir fıtrata bürünmüş..
Allah der ki kimi benden çok çok seversen onu senden alırım ve ekler onsuz yaşayamam deme seni onsuz da yaşatırım ve mevsim geçer gölge veren ağaçların dalları kurur sabır taşar canından saydığın yar bile bir gün el olur aklın şaşar dostun düşmana dönüşür düşman kalkar dostun olur öyle garip bir dünya olmaz dediğin ne varsa olur, düşmem dersin düşersin şaşmam dersin şaşarsın en garibi de budur ya öldüm der durur yine de yaşarsın
Gerçek Tedbir Budur
Hepimiz çocuklarımızdan şikâyet ederiz. Hatta böyle giderse herkes şikâyetçi görünüyor. Fakat hiçbirimiz kendi hatalarına bakmaz. “Zamane çocuğu” der geçer. “Zamane çocuğu” ne demekse öyle garip bir ucubedir ki, yapılan gayri meşru işleri bile meşrulaştırmaktadır. Hacı hoca bile çocuğunun işlediği haramlar karşısında “Ne yapalım zamane çocuğu”
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.