Vicdanın gözlerinden yaş getirdi, ama asla gerektiği şekilde seni değiştirmeye yetmedi.
Kibir değil, sadece ''Bu kulaklara göre ağız değiliz.''
''Kendime karşı ne kadar cahil olduğumu söyleyebilecek kadar bilinçli olduğumu iyi bilirsin, sadece arada sırada başkalarının cahilliklerinden kendimi biraz daha değerli kılacak bahaneler buldum.''
Reklam
Bu üzdü.
Şimdiye dek söylenmiş hiçbir şey yoktur ki daha önce söylenmemiş olsun.
Sayfa 158 - DoğubatıKitabı okudu
Müziğe dalmadan önce 20.yy Sanat Dünyası'na bakış
Kapitalizm’in bu yüzyıla hızlı adımlarla girmesi ve insani değerlerin gitgide yoksullaşması, toplumlararası, dolayısıyla bireyler arası çatışmaların da yoğunlaşmasına neden oluyordu. Fütürizm, 1910’lu yıllarda İtalyan sanatçı Marinetti ile başlayıp, Mayakovski'nin de içinde olduğu bir Rus şair grubunu etkileyip silinirken, 1915 yılında Dadaism adında bir sanat akımı ortaya çıkar. Dünya Savaşının yarattığı dehşete karşı anlamsızlığı, akıldışılığı ve alaycılığı ön plana alan bu ekol geleneksel toplum düzenini ve alışılmış kültür değerlerini yıkmayı amaçlıyordu. Zürih ve New York’ta aynı zaman dilimleri içinde çıktılar ortaya. En ilginç kişilikler Tristan Tzara adlı bir şair ve çevresindekiler. Ancak karşı çıkış borusunu ilk öttüren ressamlar oldu. Bu akım, geleneklere karşı çıktığından ötürü yüzyılın ikinci yarısındaki Avant Garde hareketlerle ortak paydada düşünülmemelidir. Öncelikle seslendikleri alanın darlığı, ardından sistemleşmemiş bir hareket olmaları savaşın hemen ardından tükenmelerine neden oldu ve bu sürede yerini Sürrealist sanat hareketine bıraktı. Onlar da gerçek dünyanın yerine düş dünyasını kurmaya çalıştılar ve buna bağlı olarak da sanatın içeriğinde cinsel dürtülerin ve içgüdülerin geniş yer kaplaması gerektiğini savundular. Umutsuzluk ve kötümserlik Sürrealist sanatçıların yaşamlarının bir parçasıydı ve ürettikleri bütün yapıtlarda bu kapalılık ve iç dünyanın ablukası görülmekteydi. Yazar Andre Breton ve ressam Salvador Dali, bu hareketin en önemli sanatçıları olarak görülmekteydi.
Sayfa 15 - bu alıntıyı girerken duyduğum hazz.
Aynen.
Sen kitaplarındansa kendini terk etmeyi seviyorsun.
Sayfa 159 - DoğubatıKitabı okudu
¶¶ Şanghay'da iskeleye adımını attığı gün karşılaşmayı ümit ettiği Fransız Kont'la kurduğu hayat mıydı hakikaten? Zannetmiyorum. Öyle hissediyorum ki vazife ve vaziden kaçmaya kalkmanın anlamsızlığı derken, beni olduğu kadar kendisini de tarif ediyordu. Belki hayatlarını böyle meselerle sınırlandırmaksızın yaşayıp giden kimi insanlar vardır. Fakat bizim gibiler, bizim kaderimiz dünyanın karşısına öksüz olarak çıkmak, yok olup gitmiş annelerimizin ve babalarımızın gölgelerini senelerce kovalamaktır. Üstlendiğimiz vazifeyi nihayete erdirmeye çalışmaktan başka çaresi yok bunun ve oraya ulaşıncaya kadar da huzur bulamayacağız. ¶¶
Sayfa 369 - Kazuo Ishiguro, 2000, YKY Yapı Kredi Yayınları, Çeviren: Yasemin Ortwein, 3. baskı, 2017Kitabı okudu
Reklam
751 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.