Gıpta ve Haset
GIPTA, güzel bir özelliği ile fark edilen bir başkasını takdir ederek ona benzeme arzusudur; kişiyi gıpta edilen ile pozitif bir ilişki kurmaya ve kendini geliştirmeye teşvik eder. HASET ise bu özelliğe sahip olan kişilerin bu özelliği kaybetmesinden de öte bizatihi yok olmasını arzulamaktır. Gıptadan hasede KISKANÇLIK üzerinden geçilir.
Sayfa 363 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Kitap sevgisi...
Bilgi aşkının en somut göstergesi kitap sevgisidir; her şeyden önce kitaplarla dost ol. Kitabı sayfalardan ve harflerden oluşan bir nesne olarak değil, bilgi emanetinin saklandığı hazineler olarak gör. O hazinelerin kapılarını hürmetle aç ki o hazineler de sana sırlarını açsın ve sana hitap etsin.
Sayfa 177 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bilgi ile Aşk
Bilgi, sırlarını açmak için gayretten önce aşk ister. Bilgiyi aşkla seversen, gerçek bir maşuk gibi senin kendisine nüfuz etmene ve vuslata ermene izin verir; bilginin erdeme dönüşmesi işte tam o anda başlar. Aşkla bezenmemiş ve erdeme yönelmemiş bilgi, zorla sahip olunan mekanik bir araca dönüşür ve özünü kaybeder.
Sayfa 177 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Uunutma! Bugünkü sınırlarımız bugünkü vatanımızı belirler; tarihi vatanımız yani gönül coğrafyamız ise tek bir şehidimizin dahi olduğu her yeri kapsayan bir muhabbet iklimini.
Fecr bitti...
Şimdi heyhat eski "saat"le beraber akşam da, fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolanmış, kvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. [Ahmed Haşim]
Sayfa 101 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İradenin Önemi
Formel okul eğitimi, ders ve örnek alınan hocalar, beraber yol yürünen arkadaşlar hepsi önemlidir; ancak hiçbir şey kişinin bir özne olarak sergilediği iradeden daha etkili değildir, çünkü diğer her şey ona bağlıdır. O yoksa diğerlerinin devreye girmesi zaten imkânsızdır.
Sayfa 176 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Hz. Ebubekir'in bu konuda ki önemli rolü...
Burada Hz. Peygamber'in ﷺ vefatı sonrası Hz. Ebubekir'in (r.a.) inancın korunması anlamında oynadığı ihyâ edici rolü özellikle doğru anlamalısın. Hz. Ebubekir'in (r.a.) Hz. Peygamber ﷺ ile ilişkisinin somut, tarihi ve insani bir ilişki olması da vahyi koruyucu bir etki yapmıştır. Onun Hz. Peygamber'in ﷺ vefatını müteakip şaşkınlık yaşayan ve bu vefata inanmak istemeyen Müslümanlara yaptığı konuşma, sadece bir kaosu engellemekle kalmamış, aynı zamanda Islam inancının varlık-bilgi telakkisini tahkim eden bir etki yapmıştır: "Kim Muhammed'e inanıyorsa bilsin ki o bir fanidir ve ölmüştür. Kim Allah'a inanıyorsa bilsin ki o Bâkî'dir." Böylece dinin kurucu şahsiyetinin, takipçileri nezdinde yarıtanrı niteliği kazanması engellenmiş ve tarihî olan ile ilahi olan arasına net bir ayrım getirilmiştir. Bunun bilgi teorisine doğrudan etkisi, Baki olan Allah'tan gelen Kelâmullah'ın korunması, ve görevini yaparak Rabbi'ne yürümüş olan Resul'e ﷺ atıfla benzeri bir vahiy iddiasında bulunulmasının imkânsız kılınmasıdır.
Sayfa 164 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
Kitapların Ruhu
Gerçekten atılarak, yakılarak ya da yasaklanarak yok edebilemeyecek tek şey kitapların ruhudur.
Sayfa 178 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
İlimde tevazu
Kim kendi yorumunu mutlaklaştırırsa, aslında o yorumu vahiy yerine koymuş olur ve vahyin tahrifine yol açar. İlim geleneğinde yazılan bir eserin ya da verilen bir hükmün sonrasında "Allahu a'lem" denmesi yorumun göreceliliğine işaret eden bir tevazu örneğidir. "Lâ gâlibe illallâh" diyen bir devlet adamı ile "Allahu a'lem" diyen bir âlim aynı tevazu ile haddini bilerek ilmi ve gücü Allah'a ircâ etmektedir.
Sayfa 166 - Küre YayınlarıKitabı okuyor
892 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.