Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cebindeki kehribar taşı çıkardı, içinde bir sinek duruyordu, çağlar öncesinde çam ağacının reçinesine yapışmış uzun kanatlı ve ince bacaklı sinek, reçinenin taşlaşmasıyla günümüze varmış bir fosildi. İlginç taşı parçalayıp sineği serbest bırakmak istedi, atmosfer farklılığı sineği yok edebilir yahut sineğin midesinde sıkışmış kozmik fırtına partikülleri kara delikler doğurup yaşamı yok edebilirdi. Dünyayı yutabilecek bir sinek ha! O halde dikkatli davranacak, taşı zımparalayıp ovalleştirecek ve misketin adını Dünya koyacaktı. Dünya'ya yeniden baktı, parmaklarının ucunda tutup gözlerini kıstı, önündeki misketleri hedef alıp ileriye fırlattı. Jüpiter, Uranüs, Neptün ve Mars misketleri birbirine çarpıp çınlarken Ay misketi Güneş'in kalbine yuvarlandı. Çarpışmada yayılan ışık her şeyin üzerini sağir sessizlikle örttü. Kıpırdayan en ufak ayrıntı kalmadı.
Köşeli bir sabahın köründe Na! yatağından kalkıp traş oldu, briyantinli saçlarına şekil verip ütü izli takım elbisesini kuşandı, düğme kutusundan seçtiği kol düğmesini gömleğine iliştirdi, rugan ayakkabıların cilasını parlatıp marka saatini taktı. İş çantası elinde, on binlerce insanın girdiği metro deliklerinden birine girip ötedeki bir delikten
Reklam
(...)Sürücünün heyecanını görünür kılma kabiliyetine sahip bu bisiklet, bedenler gibi saf bir yetenek biyolojisiyle kurgulanmıştı. Çocuklar da meraklı, devingen, esnek bedenleriyle heyecanlarını görünür kılabiliyorlar, yüreklerinden gelen ilhamı dünyalaştırabiliyorlardı. Bu kutsal bir yetenekti.(...)
(...)Na! tıka basa yiyor, bir süre geçince yine acıkıyor, doymuyordu. Aşılamayan düzen krizini, insanların ne yapsalar doyuramadığı yaşama açlığını onların yerine içselleştirmiş, riyâkarlığın hüküm sürdüğü ilişkilerde güçlü ve sağlıklı kalamamıştı. Yıllar yılı kendinden başkasıymış gibi davranmasının fiziki ve hissi varlığına verdiği hasar, toplum hayatında olağanca gelişen, belki de bahsetmeye bile değmeyecek doğal ayıklanma vakasıydı. Kalabalıkların mutabık kaldığı mücadele koşullarından kopan zayıf halkalar her zaman vardı. Bu bir kalp de olabilirdi.(...)
(...)Güneşten yüzleri erimiş insanlar renkleri soluklaşmış kıyafetleriyle ağırca dönen bir meydan akıntısı yaratmıştı.(...)
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.