Bir de bir başka yönüyle düşünelim: Dünyanın neresine gidersen git Türkiye'yi aklından çıkarabilmen mümkün mü? Üç yıl yaşadığın, beş yıl yaşadığın şehirleri ya da ülkeleri aklından belki çıkarabilirsin. Ama içinin bir tarafı memleketini asla unutmaz. Kalbin hep orası için atmaya devam eder. Tıpkı aile gibi. İnsan zaman zaman ailesine kızabilir, onlarla tartışabilir, küsebilir, belki yıllarca görüşmeyebilir ama her zaman ailesini hatırlar. İşte memleket de böyle bir şeydir güzel kızım..
Bir aile düşünelim ki ekmeğini eve daima baba getirmiş olsun. O ailenin çocuğuna göre ekmek neticesinin sebebi (yani ekmeğin eve gelmiş olma olayının sebebi) babadır. Çocuğun yaşı ilerleyip de görgü ve bilgisi arttığı, dolayısıyla babasının, ekmeği bakkaldan aldığını öğrendiği zaman ekmek neticesini, zihninde daha uzak bir sebebe, bakkala bağlar. Daha sonra fırıncıya, değirmenciye ve çiftçiye intikal eder. Çiftçi de buğdayı tarladan elde eder. Peki, tarlaya, akılsız duygusuz toprağa minnacık tohum tanesinden başak imal etme ustalığını kim öğretmiştir?
Bir şiir kitabına inceleme yazacaksam ya o kitabı çok ama çok ama çok beğenmiş olmam lazım, ya sitede ilk okuyan olmam lazım ya da cidden ama cidden beğenmemiş olmam lazım.
Şimdi bu kitaba inceleme yazıyorsam yukarıdakilerden hangisi olmuş olmalı bir düşünelim. Verdiğim puandan hangi kategoriye girdiği anlaşılıyordur.
İsmet Özel'in başka kitaplarını da okudum ama bu kitap bana hitap etmedi. Bunca olumlu incelemeyi de hayretle okudum. Fikrimi belirtmesem olmazdı. Cidden anlayanlar var ise helal olsun. Ben o kategoriden değilim. :))
Erbainİsmet Özel · Tiyo Yayınevi · 201210,4bin okunma
“Burada Kuzey'de, felaketler bizlere kadar seke seke ulaşıyor. Arasıra, doğrudan etkilenmiş olanları düşünelim. Artık hiç kimsenin gitmeye cesaret etmediği, dış dünyaya kapalı, ortak felaketleri içinde birbirlerine düşman kabilelere bölünmüş, en iyi çocuklarının terk ettiği, enkaz arasındaki yabani otlar gibi varlıklarını sürdürmeye çalışan o ülkeleri düşünelim. Ufukta başka enkazlar da var.”