S-v-e/سوأ سوء: İnsana üzüntü veren her şeydir: Dünya ve âhiret işleri; ruh ve bedenle ilgili durumlar; mal, makam/ şan/şöhret yitirmek ve bir dost kaybetmek gibi harici şeyler. تَخْرُجُ بَيْضَاء مِنْ غَيْرِ سُوءٍ : Kusursuz olarak bembeyaz çıksın (20/Tâhâ 22) yani ellerde bir hastalık olmaksızın. Bu, baras diye tefsir edilmiştir. Baras, ellerde meydana gelen bir çeşit hastalıktır. إِنَّ الْخِزْيَ الْيَوْمَ وَالْسُّوءَ عَلَى الْكَافِرِينَ Bugün rezillik ve kötülük kafirleredir! (16/Nahl 27) Bu âyette çirkin olan her sey سوء diye ifade edilmiştir. Bundandolayı (حُسنی )güzel'in karşısına konulmuştur.
4. Gün
Allah’ım yardım et. Harfleri topar l a y a m. ı. y. o. r. u. m. h k. ı h s. t. r. e
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
A m a d i l e d i ğ i n k a d a r u z a ğ a g i t: H e p a y n ı g ö k y ü z ü n ü p a y l a ş a c a ğ ı z.
Sayfa 98
Uzletin daha makbul olduğuna, Abdullah b. Âmir el-Cehnî'nin rivâyeti ile de delîl çekiyorlar. Abdullah, Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'e, kurtuluş çârelerinin neler olduğunu sorunca, Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): لِيَسْعَكَ بَيْنَكَ وَأَمْسِكْ عَلَيْكَ لِسَانَكَ وَابْكِ عَلَى خَطِيئَكَ "Evinde otur, dilini koru ve hatâlarına ağla." buyurmuştur.
Yine cihâda gitmek için istişare etmek üzere, Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'e gelen bir başkasına: أَلَكَ وَالِدَةً؟ قَالَ: نَعَمْ، قَالَ: فَالْزَمْهَا فَإِنَّ الْجَنَّةَ عِنْدَ رِجْلَيْهَا - "Annen var mı?" diye sordu. Adam: - "Evet, var." dedi. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): - "Onun yanına git. Zîra cennet onun ayakları altındadır." buyurdu.
Hak Bir Gönül Verdi Bana... (Yunus Emre) Hak, bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur. Bir dem gelür şâdi olur, bir dem gelür giryân olur Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmuş gibi Bir dem beşaretten doğar hoş bağ ile bostan olur. Bir dem gelür söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez Bir dem dilinden dür döker dertlülere derman
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.