Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karşısında ne diyeceğimi bilemiyor, nereye bakmam gerektiğini bile kestiremiyordum. Elim boş kalmanın çaresizliği ile saçlarıma, boynuma gidiyor, oralarda dolanıp duruyordu. O da bana işkence etmek hoşuna gidiyormuş gibi bir türlü lafa girmiyor, öylece beni izliyordu. Sonra dudakları, en sonunda konuşmaya karar vermiş gibi kıpırdandı ve hiç beklemediğim bir cümle çıktı ağzından.
Cemal Süreya ve Dostoveyski
"Benim edebiyatla ilgili olarak ikinci bir doğum tarihim var: 1944. Dostoveyski'yi okudum ve ondan sonra hiç huzur kalmadı bende." İki eserini bitirebildim. beynimi değil daha da derinleri kurcaladı kelimeleri. saklı olanları çıkarıp, iyileri esir almaya çalışan bir mekanizma kurmuş kitaplarında sanki. eylül ayına yakışıyor diye tatmak istedim cümlelerini. bir an da kara kışta buldum kendimi. naif bir iskence, ağır çekimde göremediklerimi keşfetmem... resmen huzur kaçıran bir yazar.
Reklam
228 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Işık umut muydu, yoksa işkence mi?
Başalamadan önce bu kitabı tavsiye eden, ödünç veren ve okumama vesile olan
Zeynep
Zeynep
hanımefendiye teşekkürlerimi sunuyorum. Her zamanki gibi kitabın yazarını ve konusunu anlatmak yerine hislerimi yazacağım. Meraklıları için araştırma isteği ve okuma hevesi uyandırmadını umuyorum. Okunmasını kesinlikle tavsiye ettiğim bir kitap
Işığın O Kör Edici Yokluğu
Işığın O Kör Edici Yokluğu
.
Işığın O Kör Edici Yokluğu
Işığın O Kör Edici YokluğuTahar Ben Jelloun · Sia Kitap · 2020399 okunma
Bütün zevklerimiz, erdem ve evrensel sevgi düşüncesi içermediği sürece, vicdan azabı ve işkence olacaktır.
Sayfa 140
Sol düşüncelerle, cezaevindeki ağabeyini i ziy arete gi­dip gelirken tanıştı. Meslek Yüksek Okulu' n u bitiri p öğretmen oldu. 1992 yılında Devrimci Sol' a yönelik operasyonda gözaltına alınıp tutuklanmad an önceki tek siyasi fa al iyeti, 1989 yı lınd a yasal " Açlığa ve Yokdulluğa Paydos" isimli bir mitinge katılmaktan ibaret­ti. işkence gördü, yargılandı ve müebbet hapse mahkum edildi. Dosyasının Yargıtay' dan dönmesini bek­lerken, Bayrampaşa Cezaevi' n de yakılarak 'hayata dön­ dürülenlerden' biri olacağını belki de aklına hiç getirrmemişti . Hacer
Sayfa 210 - İmge kitapevi Kasım 2015Kitabı okudu
Sevdiğine sırf sevdiği için işkence etmenin de tadına varmıştı ve belki de bu yüzden kendini feda etmeye bu kadar hevesliydi.
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Ateşin kendisi bu kadar kötü değildi de zorbalar ateşi çok seviyordu ... Yakarak yok etmek, tarih boyunca öbür işkence ve öldürme yöntemlerinden daima daha cazip gelmişti zorba katillere ...
Sayfa 147 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Dünya artık kendi kıyametini arzuluyordu. Dünya kıyameti arzularsa kıyamet de dünyayı arzular. Onlar da elleriyle bunu gerçekleştirdi. Bu dünyada bir kişi olmanın kahrını hiç çekmeden kişisel gelişim kitapları okuyarak, boşlukla dopdolu bir şimdiye inanarak, hiç işkence görmemişken affetmenin öneminden bahsederek, hayatı akışına, işleri oluruna bırakarak. Cinayeti, acıyı, açlığı, karanlığı, faşizmi halının altına süpürerek. Farkındalık yüzyılı diyorlardı adına ama Cehaletin bu kadar şık ve akıllı olduğu bir çağ daha yaşanmamıştır.
Sayfa 87 - YKYKitabı okudu
iyilik iyidir...
Şu dünya Marks yahut Darvin’in sandığı gibi bir savaş yeri değildir,unutun artık bunu. Materyalistlerin dediği gibi eğlence yeri hiç değildir,bunu da geçin. Rahipler olsa nefse işkence yeridir derler ama bu dünya olsa olsa iyi işler yapma yeridir. İnsana,insanlığa herkese yararı dokunacak işleri başarmaktan bahsediyorum. Bu da ancak kavga edeceğin enerjiyi iş yapmaya harcarsan olur.
Sayfa 204Kitabı okudu
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"AYRILAN YOLLAR" "Bir insandan her şeyini alamazsınız. Onlara bir şeyler bırakmalısınız. Bir ekmek kırıntısı... Bir Japon balığı belki... Korumak isteyebilecekleri bir şey. Uğruna yaşayacakları bir şey. Çünkü eğer bunu yapmazsanız, Tanrı aşkına, pazarlık etmek için neyiniz kalır?... 2023 Polisiye Edebiyat Büyük Ödülünü alan
Ayrılan Yollar
Ayrılan YollarDennis Lehane · Saga Yayınlar · 202314 okunma
Reklam
Ölümden sonraki yaşama, alın yazısına, kadere, şansa ya da pozitif düşüncenin gücüne inanmıyordu. İnsanların hak ettiğini bulduğuna, olan her şeyin bir nedeni olduğuna ( ne gibi bir nedeni olabilirdi ki?) ya da doğaüstü güçlerin insan yaşamındaki her şeyi etkilediğine de inanmıyordu. Bütün bu saçmalıklardan sonra geriye kalan neydi? İçine doğduğumuz koşulların rastlantısallığı, donatıldığımız genlerimiz, kendimize işkence etme ya da kendimizi zorlama konusundaki farklı istek seviyelerimiz ve karşımıza bir fırsat çıktığında bunu anlayacak zeka seviyesinde olmamız. Tabii çıkarsa.
Bir çocuğun ağlamasını çaresizlik olarak algılamak bizi, tüm ruhsal sistemimizin yerle bir olması tehdidiyle karşı karşıya getirir. Bu yüzden anne ve babamızın bakış açısını üstlenmekte ısrar ederiz. Kendimize ihanet ettiğimiz anlarda, onlar bizi sakinleştirip pışpışlamıştır. Böylece ağlamasıyla içimizdeki yoksunluğu uyandırmış olan çocuğa işkence ederiz; her türlü yola başvurarak onu sustururuz. Çünkü biz "gerçeğe" sıkı sıkı bağlıyız ve "doğruyu" temsil etmekteyiz. Ayrıca çocuğun çaresizliği, kendimize olan güvenimizi şişirmemize yardımcı olur. Söz konusu olan kendi çocuğumuz bile olsa başkaları üzerinde iktidar, otorite ve hâkimiyet sahibi olmak benliğimizin anlamıdır.
Sayfa 18 - Çitlembik YayınlarıKitabı okuyor
18 Ağustos
Kesinlikle böyle mi olmalıyız? Mutluluğumuzun kaynağı ayni zamanda sefaletimizin kaynağımı olmalı? Kalbimi doğa sevgisiyle canlandiran coskulu duygular beni ezici bir keyif seliyle kapladı ve bütün bu cenneti benim önüme taşıyan şey benim için dayanılmaz bir işkence haline geldi. O artık beni sürekli takip edip rahatsiz eden bir iblis geçmiş günlerde bu kayalardan nehrin karşısındaki dağlara ve önümdeki çiçekli vadiye bakardım. Doğanın çevremde açtığını ve parladığını görürdüm.
Arzularımıza bir hedef koymak, tutkularımızı dizginlemek, öfkemize hâkim olmak insanın istemeye değer olan tüm şeylerin ancak küçücük bir bölümüne ulaşabileceğini buna karşın herkesin birçok kötülükle karşılaşmak zorunda olduğunu sürekli aklda tutmak, yani bir tek sözcükle: Kendini tutmak ve engellemek - bu, riayet etmediğimiz takdirde kendimizi zavallı hissetmemizi ne zenginliğin ne de gücün engelleyebileceği bir kuraldır. Horatius da bunu hedefler: Açgözlülüğünün sürekli acı verip işkence etmemesi, gereksiz seylere sahip olma umudu ve korkusu duymamak için yaşamına nasıl huzur getirebileceğini sürekli düşün ve bilgelerin tavsiyelerini ara.
Sayfa 202Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.