Anadolu şekil ve hacim halinde görünen tarafıyla değil, bütün bunların ötesinde ruh ve mana olarak görünmeyen, gösterilemeyen, şekil ve hacme dökülemeyen iç cephesiyle Anadoludur.
Vapur Galata rıhtımına yanaşmakta ve ..
Garip şey!..
Herkes şapkalı…
O sene Türkiye’de şapka kanununun çıkarıldığını biliyordu ama böyle bir manzara göreceğini ummuyordu. Şapkalar başlarda, bir İngilizin hindû kavuğu giymesi gibi duruyor. İçten tepeye çıkma bir şey değil de, tepeden kafaya oturma… Develere de giydirseniz böyle olur.
Bir Fransız muharriri “Türkler şapkayı ruhlarına değil, kafalarına geçirdiler!” diye yazmıştı. Ne doğru! Bu muydu Fransa’ya giderken denize attığı fesin karşılığı?..
-İnsanlık derin bir burhan yaşıyor ve ruhunu, kurtarıcısını arıyor. Elbette zamanı gelecek ve büyük bir zuhur doğacak… Büyük bir zuhur… Köşebaşlarını tutacak bir heyûlâ şahsiyet, kollarını açarak “mukaddes emaneti ne yaptınız?” diye haykıracak!..
Bu eseri özellikle içinde Bursa olduğu için çok okumak istiyordum. Diğer şehirlerimiz de çok değerli tabi bizim için ama Bursalı olmanın ve Bursa’daki o manevi havanın ruhaniyeti ile hemhal olduğumuzdan mıdır bilmem ama Bursa ile alakalı ne kadar eser varsa insan okumak istiyor bunların başında da Tanpınar’ ın “Bursa’da zaman” şiiri ve “Beş Şehir” geliyor.
Eser milletimizin şehirler üzerinde tarihsel süreçte mana aleminde olsun, mimaride olsun, sanatta olsun etkilerini değişimlerini çok güzel bir şekilde anlatılmıştır. Adeta bizi o kaybettiğimiz yitirdiğimiz saf temiz zamanlar olan mazide aslımızı hatırlatıyor. Adeta Necip Fazıl’ın dediği gibi “kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an” mısrasını hatırlatıyor. Eser tarihsel olaylar ve kişilerle anlatımını daha da güzelleştirmiş. Velhasıl böyle bir eseri değerlendirmek haddime değil ama şahsımı çok etkilediğini söylemeden edemedim.
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,4bin okunma