Eflatun'un mağara metaforuna atıfta bulunarak başlayan cemil Meriç durumu en iyi bu şekilde anlatacağını düşünmüş. Bu mağara aslında içinde bulunduğumuz dünya gölgeler ise kavramlar dünyası, yaşadığımız süre boyunca bu mağaraya mensubuz. Mağaranın dışında da bir dünya var oraya yansıyan ışık oysaki başka bir mağaranın ışığı, hakikat olarak sunulan şeylere pek güvenmeyin çünkü o kavramlar bir esaretin zinciri olabilir. peki mağaradan çıkmak bir başka mağaraya bir başka kavramsal dünyaya girmekse; doğruya nasıl ulaşacağız...karşılaştırma yaparak ancak kavramları karşılaştırıp birbirinin antitezi olan şeyleri okuyarak doğruyu yani kendi kavramsal dünyamızı bulabiliriz. Rasyonalizm, feminizm, marksizm, liberalizm olduğunuzu iddia edebilirsiniz ama bu kavramları tanımadan bu iddialarda bulunmanız pek geçerli olamayabilir. Cemil Meriç ben Osmanlıyım diyor yeni bir kavram ortaya atıyor kendi kavramsal dünyasında. mağaradaki gölgelerden kendi kavramsal dünyamızı kurmak önemli çünkü dışarıdan gelen ışık yalnızca birer yanılsamadan ibaret olabilir.
Meriç kitapta anlattığı konularda kavramlara dikkat çekerek kavramların karşılaştırmasını yapıp aynı zamanda kendi görüşlerini de dile getirmiştir cemil Meriç'in düşünce dünyasını anlamak için okunması gereken bir eser iyi okumalar.