(okumak isteyenler için çok uzun ama duygusal bir metin bırakıyorum buraya -bendenizden-)
(Askerden dönen Necmi'nin annesini kaybetmesi üzerine arkadaşına bunu anlatması)
Necmi başını büküp olayları tek tek anlatmaya başladı. ‘Valla devrem ne sen sor, ne ben söyleyem. Bizimkiler de bilmez ama benim sonum yakındır. Benim Valideyi hatırlar
Birinci Dünya Savaşı ve onu izleyen Türk İstiklal Savaşı, özellikle Anadolu’nun Kürt nüfuslu bölgesinde Nakşibendî şeyhlerinin Türkiye’nin düşmanlarına karşı yeni askerî faaliyetlerine şahit oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Büyük Millet Meclisi’nde buna göre diğer din adamlarıyla birlikte Servet Efendi (v. 1962) ve Hasan Fevzi Efendi (v. 1924) gibi Nakşibendî şeyhleri de vardı. Bunlar, elbette kuruluşuna yardımcı oldukları yeni düzenin kendilerine karşı duracağını beklemiyorlardı.
Osmanlıların Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisinden sonra birçok Nakşibendî şeyhi Kurtuluş Savaşı’na iştirâk etmiştir. Burada özellikle İstanbul’daki İtilaf askerleri tarafından aranan milliyetçileri himaye eden Üsküdar’daki Özbekler Tekkesi’nin şeyhi Ata Efendi; Erzurum’daki Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kuruluşunun arkasındaki başlıca muharriklerden birisi olan Şeyh Sa’îd ve Erzincanlı Hasan Fevzi Efendi bahse değerdir.
“Otlar, çiçekler de hayat sahibidir; yaşamak buysa eğer. “
Kendi içinde, sadece kendisiyle ve yapayalnız; duygusuzca, iyi ya da kötü herhangi bir olaya tepki vermeden,
ümit etmeden, öylesine-anlamsızca ve sessizce yaşayıp giden,
belki de robottan ayırt edilemeyecek kadar sistematik ve tekdüze rutinlerden oluşan kapkaranlık ömrünün günlerini
Bir; Pagan Dinler.
İki; Kitaplı, Peygamberli ya da Suni Dinler. Yani bir peygamber tarafından oluşturulan dinler.
Pagan Dinler, yani çoktanrılı dinler, doğal dinlerdir. Tüm toplumun kolektif düşüncesi ve bilinciyle oluşturulur Pagan Dinler. Ama Kitaplı Dinler, bu işi tek başına Tanrı’dan, Allah’tan, Yahve’den mesaj aldığını, vahiy aldığını iddia
Her hikaye biraz eksik başlar. Herkes yarımdır biraz. Boşa konsa dolmaz, doluya konsa sığmaz. Bir de Münip Efendi gibiler var. Hiç bir yeri doldurmayan, bir yere sığamayan, var ama yok gibi insanlar.