Yıllanmış bir kan davası uğruna kararan hayatlar...
Aşk adı altında meşru görülen cinayetler...
Ve intikam ateşiyle kavrulan yürekler...
Pınarbaşı beldesi'nin yağız delikanlısı Efruz, tanık olduğu menfur bir suçun ağırlığı altında ezilmektedir. En yakınlarının eliyle işlenen bu günah ruhunda derin yaralar açar. Geçmişin kirinden arınarak
_Evridiki_
_Evridiki, Orfe’nin kavuşmak istediği sevgilisidir. Bir gün Evridiki'nin bacaklarına bir yılan dolanır. Sevgilisi bu yüzden ölüp yeraltına gidince, sevgilisini kaybeden Orfe de ona kavuşmak için büyük çabalar gösterir, ilahlardan yardım görme umuduyla, özlem içinde çalgısını çalıp dururken harikulade, ahenkli müzikler yaratır.
Harap bir şehir plarak aldığı Konstantiniyye'yi Fatih, vakıflara dayanan külliye-imarethaneleriyle muhteşem bir Türk-İslam şehri olarak yeniden inşa etmiştir.
İstanbul fethi ve 500 yıllık imparatorluk, yalnızca genç Türk hükümdarının eseridir. Bu tarihî bir gerçektir. Harap bir şehir olarak aldığı Konstantiniyye'yi Fâtih, vakıflara dayanan külliye-imaretleriyle muhteşem bir Türk-İslam
şehri olarak yeniden inşa etmiştir.
Çakanın katli üzerine Kılıç Arslan imparatorla ileride barış içinde yaşamak üzere anlaşma yapmak istese de imparator Çaka’dan kurtulduğu gibi Sultan Kılıç Arslan’ı da İznik’ten çıkarma çabasındadır.
Bir Türk sultanın İstanbul karşısında hâkim olmasını daimî bir tehlike
görüyordu. İmparator, İznik’i kurtarmak, Türkmen saldırılarını püskürtmek için Avrupa Hıristiyan âlemini harekete geçirdi. 1096’da Kudüs için yola çıkan halktan ilk Haçlılar ordusu harekete geçecek, arkasından feoadal Avrupalı şövalyeler ordusu İznik'e gelip şehri ele geçirerek Bizans’a teslim edecektir (1097). Böylelikle Bizans, İstanbul kapılarına dayanan Türklerden kurtulur.
İstanbul! O her gönüle girip fethini başaran, hayran bıraktığı her insanın gittiği yerlere beraberinde götürülmeyi hak eden efsaneler ötesi bir şehirdi...