"Sofranın etrâfında yedi kişiydiler." Her şey bu cümle ile başladı ve sonsuza kadar devam etti. Ahmet Cemil'in iç dünyasına olan bakışımız, Servet-i Fünûn topluluğun bildirisi niteliğindedir. Depresif, karamsar ve bunalım; realist bir bakış açısıyla gözler önüne serilmiştir. Stendhal'ın "Kırmızı ve Siyah" romanından etkilenip bu romanı yazan Hâlid Ziya, Türk edebiyatında Batılı anlamdaki romancılığı başlatan şahıstır. Ahmet Cemil, gerçeklerden kaçıp hayâllere gitmeye çalışmış ve binânenaleyh sukût-ı hayâle uğramıştır. Zehirlenmiş ortam, nefes alamayan bir şahsiyet, kırılgan yapı... Ahmet Cemil, bunların hiçbirine engel olamasa da vapur ile simsiyah gökyüzünü izleyerek ruhunu bırakmıştı. Servet-i Fünûn romanları, o dönemin dili ile okunmalıdır. Sun'î dilin vermiş olduğu zorlama hissiyatı, günümüz Türkçesinde bulunmadığından romanı mahvetmektedir.