Eğer vahşi bir hayvan sana saldırırsa, onu çıplak ellerinle durduramazsın!
Ne yazık ki çok acı bir şey de öğrendim; barışı inşa etmek için bazen savaşmak gerek. Olabilirse eğer, adil bir savaş.
Reklam
Yaşamımız Puzzle Gibi
Şimdiye kadar, nasıl bir düzenin par­çası olduğunu ve düzeni muhafaza eden akışın ne olduğunu temellendirmediysen, bundan böyle bunları idrak etmeye ihtiyacın var; eğer zihnindeki sisleri aydınlatmak için kul­lanmazsan sana sınır çizen zamanın da belirlenmiş bir sınırı olduğundan o gidecek, sen gideceksin ve bu yaşamın tekrarı mümkün olmayacak.
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okuyor
Alfred Adler; diyordu ki, “Eğer doktor ve hasta bir yorum konusunda mutabıksa, yorum yanlış olsa da önemli değildir.”
Ölüm önemli değildir, nasıl olsa gelir. Ölümsüzlük önemli değildir, nasıl olsa gelmez. Önemli olan mutlu verimli olmaktır bu evrende. Eğer becerirseniz mutluluk ve verim size gelir, becerirseniz üretirsiniz onu, beceremezseniz hiçbir şeyiniz yok demektir. Tek mesele olmak ya da olmamak değildir, nasıl “olduğunuz” da önemlidir.
Sayfa 252Kitabı okudu
İdareciler bir havuza, halk ise havuzu dolduran borulara benzer. Eğer borulardan kirli su gelirse havuz kirli suyla, temiz su gelirse havuz temiz suyla dolar.
Reklam
1. Kişisel çıkarı en fazla arttıran eylem, rasyoneldir. 2. Natüralizm doğruysa ve tüm hayatımız bu dünya ise ahlaklı olmak herkes için her zaman kişisel çıkarı en fazla arttıran seçenek değildir. Zira kötülük yaparak kişisel çıkarı arttırmak mümkündür. 3. O hâlde natüralizmde ahlaklı olmak herkes için her zaman rasyonel değildir. Ancak bu tabloya Tanrı ve ilahi adalet eklendiğinde elde edilen sonuç tamamen değişmektedir: 1. Kişisel çıkarı en fazla arttıran eylem, rasyoneldir. 2. Eğer Tanrı ve ahiret varsa, ahlaklı eylemler ödüllendirilecek, ahlaksız eylemler cezalandıracaktır. Dolayısıyla kötülük yaparak kişisel çıkarı arttırmak ebedi hayatımız düşünüldüğünde mümkün değildir. 3. O hâlde teizmde ahlaklı olmak herkes için her zaman rasyoneldir. Sonuç olarak natüralizmde herkesin her zaman ahlaklı olmak için rasyonel gerekçesi bulunmamaktadır. Öyle ki, ahlaksızlık yapan insanları ayıplamamızın rasyonel değil ancak duygusal dayanakları olabilir. Ancak teizmde ahlaksız olmak her hâlükârda irrasyonel ve kişinin zararınadır.
Sayfa 392 - İstanbul Yayınevi
"Bazı süreçler, ne yapılırsa yapılsın, değişikliği kaldırmaz. Ben bu düşüncedeyim. Eğer bu süreçle birlikte var olmaktan başka çaremiz yoksa, bizim yapabileceğimiz şey, inatçı bir azimle kendimizi değiştirmek (belki de dönüştürmek). Bu, süreci kendi karakterimizin bir parçası haline getirmekten ibarettir."
Doğan Kitap
...eğer ekonomik koşullar politik huzursuzluk veya açık isyan doğurursa -ki çok olasıdır-, mer­kezi yönetim kamu düzenini ve kendi otoritesini korumak için müdahale etmek zorunda kalır. Böylece gitgide daha çok güç, yöneticilerin ve onların bürokratik idarecilerinin ellerinde topla­nır.
Bu arada çevrende insan kalabalığının canlı girdabının nasıl kükreyip dönendiğini duyarsın, duyarsın, görürsün nasıl yaşıyor insanlar – gerçeklikte yaşıyorlar, görürsün, yaşam onlar için ödünç alınmış değil, yaşamları uyku gibi, hayal gibi uçup gitmiyor, yaşamları sonsuza dek yenileniyor, sonsuzca gençler ve bir saatleri diğerine benzemiyor; o zaman nasıl da neşesiz ve sıradanlık ölçüsünde tekdüze oluyor korkak fantezi, gölgenin, krin kölesi oluyor, beklenmedik biçimde güneşi örten ve böylece güneşine çok değer veren, gerçek bir Petersburglunun kalbini sıkıntıya boğan ilk bulutun kölesi oluyor – o sıkıntıyla da nasıl bir fantezi doğuyor artık! Hissedersin sonunda yorulduğunu, sonsuz çabada yorulduğunu bu yorulmaz fantezinin, çünkü sonuçta olgunlaşırsın, önceki ideallerini geride bırakırsın: Küle. kalıntıya dönüşürler; eğer başka bir hayat yoksa, onu bu kalıntılardan inşa etmek gerekecektir. Bu arada ruh hep başka bir şey diler ve ister! Ve hayalperest boş yere, külleri karıştırır gibi eski hayallerini karıştırır, o küllerde bir kıvılcım olsun bulmaya çabalar; onu üemek, soğuyan kalbini canlanan ateşle ısıtmak ve ondaki daha önceden tatlı tatlı gelmiş, ruhu huzursuz etmiş, kanı kaynatmış, gözlerden yaşlar akıtmış ve kendisini görkemli biçimde kandırmış olan şeyi tekrar diriltmek için!
Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"İnsan kendi kendisinin aynası olabilir mi, diye düşünüyorum. Eğer bu mümkünse, insan kendi kendinin dışına çıkma imkânına sahip demektir."
Yaşayacak pek az zamanın kaldı. Bir dağdaymış gibi yaşa kalanını. Orada ya da burada yaşamanın hiçbir farkı yok. Yaşadığımız her yer dünya kentindedir. Varsın insanlar gelip doğaya uygun yaşayan gerçek insanı görsünler, incelesinler. Eğer ona dayanamazlarsa varsın öldürsünler. Zira ölüm, onlar gibi yaşamaktan çok daha iyidir.
Sayfa 106 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
cinselliğin etik ve coğrafi tezahürleri bireyi daima baskı altında tutar. Söz konusu şahıs bir de sanatçıysa eğer, kişisel sansüre uğrama olasılığı taşıyan durumlar, hem politik, hem artistik disiplinlerin de sınavından geçecektir.
Peloponnesos Savaşları'nın Yarattığı Güç Boşluğu
Eğer Yunan şehirleri, Perslerle savaştıkları zamanlarda olduğu gibi dost ve müttefik kalmış olsalardı, Yunanistan güçlü bir ülke olurdu. Ancak onlar savaşmaya devam ettiler. Bir zorbanın geldiğini göremeyecek kadar kendilerini kavgaya kaptırmış iki kardeşe benziyorlardı.
Araf suresi -131ayet
فَاِذَا جَٓاءَتْهُمُ الْحَسَنَةُ قَالُوا لَنَا هٰذِه۪ۚ وَاِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ يَطَّيَّرُوا بِمُوسٰى وَمَنْ مَعَهُۜ اَلَٓا اِنَّمَا طَٓائِرُهُمْ عِنْدَ اللّٰهِ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ Onlara bir iyilik (bolluk) gelince, «Bu bizim hakkımızdır» derler; eğer kendilerine bir fenalık gelirse Musa ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı. Bilesiniz ki, onlara gelen uğursuzluk Allah katındandır, fakat onların çoğu bunu bilmezler.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.