Abdullah şöyle demiştir: " Münafığın ilmi dilinde, mü'minin ilmi ise amelindedir."
Sayfa 23 - AshapKitabı okudu
Bunun misali tıpkı malların zekat ve İnfak olmadan hiçbir fayda sağlamaması gibidir. Yine bu, ilimle amel edip onun gerekliliğini gözetmeden bu ilmin hiçbir yarar sağlamayacak olması gibidir. Öyleyse her kişi nefsine bakmalı ve vaktini ganimet bilmelidir. Çünkü burada kalacağımız müddet az, göç etmek ise yakındır. Yol tehlikeli bunda aldanansa çoktur. Tehlike çok büyüktür. Bunu gözeten kişi de basiret sahibidir.
Reklam
“İlim birçok rivayeti aktarmaya dayanmaz. Daha ziyade, gerçek ilme sahip olan kişi odur ki, çok az ilme sahip olmasına karşın elde ettiği ilmi uygular ve sünnetin öğretilerini takip eder.”
Enes (r.a.) Rasûlullah (s.a.s)'in şöyle dediğini nakleder: “ İlmi öğrenin, onunla amel edin, onu başkalarına öğretin, onun layığı olmayan kimselere onu vermeyin ve onu hak edenden de onu mahrum etmeyin.”
Hiçbir şey kabirden daha çok öğüt vermez yalnızlıktan daha rahat yoktur ve kitaptan daha iyi bir dost bulunmaz.
Sayfa 124
-75-
Mansur bin Zazan: “Bana bildirildi ki, insanlardan biri Cehennem ateşine fırlatılacak-hatta cehennem sakinleri onun pis, kötü kokusunu bulacaklar. Bunun üzerine ona şöyle söylenecek: ‘Vay haline senin! Sen (dünyada) ne yaptın? Bizim bu kötü şartlar altında olmamız yeterli değil mi ki bir de seninle ve tiksindirici, pis kokunla imtihan edilmemiz gerekti?’ Bunun üzerine o, şöyle cevap verecek: ‘Ben bir alimdim ancak ilmim bana fayda vermedi.’”
Sayfa 22 - Books-library.net-PDFKitabı okudu
Reklam
Abdullah b. Muhammed el-Eş'ari şöyle demiştir: "Sana karşı sadece bir şahit olarak dünün gelip geçmiştir, Ve öyle bir günün sabahına erdin ki o da senin aleyhine bir şahittir. Eğer dün bir günah işlediysen, hemen iki iyilik yap ki övgüye layık olasın. Herhangi bir gün yapman gereken hayrı yarına erteleme, Olur ki yarın gelir ama sen ona varamazsın. Eğer gününün hakkını veremediysen bu aleyhinedir, Unutma geçen gününse asla gelmeyecektir."
Şüphesiz, sözlerin en doğrusu Allah’ın kelâm’ı, yolların en güzeli Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yoludur, ve işlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlardır. Sonradan uydurulup dine sokulan her yenilik bid’at ve her bid’at sapıklıktır ve her sapıklık da ateştedir.
Sayfa 2 - Books-library.net-PDFKitabı okudu
Yusuf b. Esbat der ki: Muhammed bin Semura bana şu mektubu yazıp göndermişti. "Ey kardeşim sakın ha ertelemk seni yönetmesin ve bu kalbinde yer etmesin! Çünkü o bitkinliğin yeri vetelefin/helakin sığınağıdır. Bununla birlikte eğer sen bunu yaparsan, azmini yitirir ve hevanı onun üzerine kılmış olursun. Azmin senden kaçar ve onun yerine bedenine bıkkınlığı getirmiş olursun. Eğer o azmin sana dönecek olsa bile sen bedeninden bir fayda göremeyeceksin. Bu nedenle acele et ey kardeşim, muhakkak ki sen böylece kendi vesilenle acele etmiş olacaksın. Çabuk ol, şüphesiz ki sen kendinle çabuk olmuş olacaksın. Ciddi ol çünkü bu iş ciddi bir iştir. Uykundan kalk, gafletinden silkin. Geride bırakıp noksan yaptığın, haddi aştığın amelleri ve işlediğin günahları düşün. Çünkü bunlar keydedilmektedir.
Sayfa 90
Hasen el-Basrî şöyle demiştir: "İman ne boş bir iddiadan ve ne de bir temenniden ibarettir. Ancak o kalplere yerleşen ve amellerle tasdik edilen şeydir. Kim güzel söz söylediği halde amelleri salih olmazsa Allah onun o konuşmasını reddeder. Her kimde güzel söz söyler ve salih amelde işlerse, o sözü işlediği o salih amel yükseltir. Bu, şu ayetten dolayı böyledir: "O'na ancak güzel kelimeler yükselir. Bunu da salih amel yükseltir."
el-Fâtır sûresi 10. Bkz: Mecmuu'l Fetevâ 7/293.Kitabı okudu
154 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.