Bak Ama güneş batmak üzere Elbette biliyorum, gelmeyeceksin Yine bu harika manzarayı berbat edeceksin
Sayfa 28 - ParantezKitabı okuyor
Biriyle öyle uzun zaman geçirirsiniz ki ona alıştığınızı fark edersiniz. Sevecen, sağlam kişilikli bir adamdır eşim; evet Bay Stevens, sonunda onu sevdim. Ama bu, ara sıra kendi kendinize, “Yaşamımı nasıl berbat ettim” diye düşündüğünüz zamanlar, son derece umutsuz zamanlar olmuyor anlamına gelmez elbette. İşte o zaman yaşamış olabileceğiniz farklı bir yaşamı, daha güzel bir yaşamı düşünmeye başlıyorsunuz. Örneğin, sizinle geçirilmiş olabilecek bir yaşamı düşünmeye başlıyorum, Bay Stevens. Galiba ufak tefek, önemsiz şeylere kızarak çekip gittiğim zamanlar da bunlar işte. Ama her gidişimde çok geçmeden anlıyorum ki..Asıl yerin eşimin yanı. Ne de olsa, zamanı geri döndüremezsiniz artık.İnsan oturup böyle olmasaydı nasıl olurdu diye ömür boyu kafa yoramaz. Çoğu insan kadar iyi hatta belki daha iyi şeylere sahip olduğunu fark edip şükretmeli.
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
152 syf.
·
Not rated
Dil birliği işgale zemin hazırlamıştı...
Dağılmış bir milleti birbirine bağlayan unsurlar onları yeniden devlet haline getirecek temel nedir? Ortak kandan ve dinden başka... Elbette dil.... Bir toplumun dağılması da asimilasyon süreci de dille başlar! Tek bir adam, antik bir dili yeniden diriltebilir bu 3 unsurla mümkündür: 1. Tarih huzurunda kendine bir görev vermek ve hayatını bunu adamak 2. Dış şartların olumsuzluğundan hiç yılmadan işine odaklanmak 3.Gayretle ve dava şuuru ile gece gündüz çalışmak Kitap, Elizer Ben-Yahuda'nın hayatını anlamak ve dilin önemini kavramak için çok güzel bir özet. Ama ben kitabı biraz daha tarihsel kronolejiden çıkarıp Dil ve İşgal arasındaki psikolojik, sosyolejik yönlerden daha yoğun bir şekilde ele alınıp biraz daha perde arkasının da anlatıldığını görmek isterdim. İtiraf etmek gerekirse bir tık Mücahit Gültekin'nin "manipülasyon" üzerine kaleme aldığı kitabın aydınlatıcı tadını aradım diyebilim. Ama bu kitabı kötü yapmaz sadece beklentilerimin biraz altında kaldı. Çünkü Eliezer Ben-Yahuda'nın hikayesi çok sürükleyici ve dehşet derslerle dolu bir hikaye. Başlangıç için güzel ama benim için anlatılanlar yetersiz. Güzel ama havada kalan çok şey var... Kronoleji açıya uyumlu ama olayların kısa kesildiği bir kitap görmeyi hayal etmemiştim yinede hikaye etkisinden hiç bir şey kaybetmiyor... "VAZİFENİZE ODAKLANIN, TARİH HAKKINIZI YEMEYECEKTİR"
Dil ve İşgal
Dil ve İşgalTaha Kılınç · Ketebe Yayınevi · 2024151 okunma
Köye geldim. Herkes köye gider. abartıyor muyum bilmiyorum ama sanmıyorum da, sanmadığım şey şu 'köylerin aynılığı'. Bir örnek; su ya da elektrik gidiyor. Herkes hep bir ağızdan 'bu bayramda da su yok'. Neden yok? Şundan yok. Muhtar yapsın. Ne yapsın? Bilinmiyor. Geçelim. Köye gelen özüne dönüyor. Nasıl dönüyor? Bir örnek; adam müftü normalde sövmez ama köyde sövüyor. Sövgüsünün bir şeyi ağarttığı da yok. Bir örnek daha; İstanbul'da tirenciyle takılan kız burada davul zurnaya eşlik ediyor. İstanbul'da 'yeter artık ya bu ilkel aletler yaa' olur. Emin değilim ama köy, insanın özündekini dışa vurma alanlarından biri. Bu şehirde de olur elbette. Ama şehirde utanıyoruz. Köyde, 'bizim insanımız' utanmamızı engelliyor. Saçma ama öyle. Diğer bir aynılık da belli yaşın üstündeki adamlar olaylara karşı o kadar sönük ki; her döngüsel olay onun zihnindeki bir yerden çıkardığı şablonlarla idare ediliyor. Açmayalım şöyle bağlayalım; "Ben ise hem gidebildiğim kadar çok çabuk, hem de mümkün olduğu kadar çok uzağa gitmek isterdim. Neden işler olduğu gibi? Niçin gönlüme göre kanun icat olmuyor? Niçin hiç kimse hep bir anki, hep o anki akıl düzeninden şikâyet etmiyor?"
"Elbette, acıyı ve hüznü mesken tutmuş biz fânilerin, gökyüzünde ikisinden de habersizce dolanan kuşları kıskanması doğaldır!"
Elimize mikrofon alıp sokağa çıksak, sıradan bir insana: "Şeriat deyince ne anlıyorsun?" diye sorsak on kişiden sekizi: "Şeriat el kesmek, çok kadınla evlenmektir." diyecektir. Bu, o insanların suçu mu yoksa bizim suçumuz mu? Biz şeriatin Allah'ın sistemi olduğunu şimdiye kadar doğru bir biçimde insanlara anlattık mı, anlatmadık mı? Şeriat İslâm'ın hukuk sistemidir ve o sistem Allah'ın sistemidir. O sistemin her parçasına kurban olunur. Allah en adil bir biçimde en ince ayrıntısına kadar o sistemi oluşturmuştur. Aileden ferde, fertten topluma, toplumdan devlete... Şeriat deyince insanların zihnine birileri başka şeyler nakşetmiş, sen de ona malzeme verecek işler yapmışsın. Elbette adam şeriatı kötü gösterecek.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.