Niğde Dava Hanımlarının tahlil ettiği muhteşem ahlak serisinden “Kardeşlik Ahlakı” kitabı
Birbirinden isabetli 11 bölüm, vicdanı ile duyan her müminin içini güzelleştirecek bir kitap. Ümmetçi bir ruh ile hareket etmek için önce İslam’ın bu konudaki net duruşunu öğrenmemiz gerekiyor. Kardeşlik ahlakı kitabı da bu duruşu özetliyor. Şuurla okuyabileceğimiz ve din kardeşlerimize hediye edebileceğimiz bir kitap.
Muhammed Emin Yıldırım hocamızın uyarıcı dili, şefkat tonunda olduğundan tesiri de hoş oluyor.
Kitapta; ırkçılık, gıybet, tefrika, haksız eleştri bölümler arasında. Bizim birliğimizi ve gücümüzü zafiyete uğratan da bunlar değil mi?
“Rabbimiz bizi ve bizden önce geçmiş olan mü’min kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin ve kötü duygu bırakma!”
Haşr suresi / 10
Kardeşlik AhlakıMuhammed Emin Yıldırım · SİYER YAYINLARI · 0405 okunma
Aşağıdaki link Köstebek kitabına yaptığım incelemeyi gösteriyor. Burada Hablemitoğlu ile mefkurelerimizin farklılığına değinmiştim. Bu kitap ile bu farklılıklar belki daha da gün ışığına çıkıyor. Dolayısıyla bunları tekrarlamak yerine kendime bu link ile hatırlatmayı seçiyorum.
https://1000kitap.com/gonderi/240303722?oku=1
Hablemitoğlu'nun
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Bu kitabı okuyan kişiler ya çok beğenmişler ya da hiç beğenmemişler. İki uç eleştiriyi alması beni şaşırtmıştı. Bu yüzden okumam gerektiğini düşündüm.
Baş kahraman Holden Caulfield'in bakış açısıyla yazılmış. Ergenlik döneminde olan Holden bir okuldan daha kovulmuştur. Bu kovulma süreci, ailesine açıklamadan kaçınması ve bu sürede neler yaptığını anlatmış. Kitapta kahramanın hayata bakışını, sistemleri eleştirmesi ve insanlarla olan iletişimini görüyoruz.
Kitabın dili ağır değil. Hatta bazı yerlerde tekrara düşmüş. Bu yüzden okurken zorlandım. Yorucu değil sıkıcıydı. Holden'in hayata ve insanlara karşı tutumu da çok sıktı beni. Evet belki bir eleştri yapmış yazar ama bunu sıkıcı bir kalıba yerleştirdiğinden önemini yitirmiş. Ben kitabı pek beğenmedim.
Millî Mücadele sırasında Orta Anadolu'da bir köy. Tanzimat aydınının sosyo-psikolojik özelliklerinin uzantılarını taşıyan Ahmet Celal. Kendini kurtarıcı olarak gören, halkı eğitmeyi (ya da adam etmeyi) görev edinmiş, kafasında yarattığı gerçekle yaşanan gerçeğin çatışması sonucu "yaban"laşan tipik aydın.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında büyük bir üretkenlikle dergilere yazdığı şiir, öykü, makale ve eleştri türü yazılarla Türk edebiyatı sahnesine adımını atan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, romanları, hikayeleri, denemeleri, oyunları ve anılarıyla, en önemli edeiyatçılarımız arasında yer alır. Üslup özellikleri bakımından Yakup Kadri'nin 1910'dan 1974'e dek verdiği eserler Türkçe'nin geçirdiği bütün evreleri yansıtır. Eserlerinin konu ve fikir zenginliği de dil özelliklerinin çeşitliliğinden aşağı kalmaz. Yakup Kadri'nin Fransız edebiyatı etkisinde başlayan yazarlığı, 1920'lerden sonra özgün bir sese kavuşarak siyasi ve sosyolojik konulara, tarihe, dönem çatışmalarına ve birey psikolojisi irdelemelerine yönelir. Fecr-i Ati'den yetişmiş ama bunu izleyen elli yıl boyunca toplumsal koşullar, tarihi süreçler ve bireysel portreleri romanın dokusuna işlemek için roman tekniğiyle de boğuşmuş bir yazar olan Karaosmanoğlu'nun eserleri, hala tüketilmemiş ayrıntılarının tartışılıp incelenmesi gereken zengin bir "panoroma"dır.
pek bilinmeyen film önerileri part IV
Little Boy (2015) : savaşın ne kadar kötü olduğunu bir çocuk üzerinden dramatik, sıcak ve daha yumuşak bir tonda anlatan bir film. Birçok eleştri sitesinin haksızlık yaptığını düşünüyorm
Imdb : 7.3 Metascore: 30 Rotten Tomatoes : 26/78
Olcarscore : 7.0
''Ben'' in bir parçası ötekisine ateş püskürür. Ateş püskürten öteki parça, içyansıtımla değişikliğe uğrayan ve yitirilmiş objeyi içeren bölümdür. Ancak ,bu parçaya öylesine acımasız davranan öteki parça da yine yabancımız değildir; bu da ''ben'' deki eleştri mekanizmasını, yani vicdanı kendisinde barındıran, normal zamanlarda da ''ben'' karşısına eleştril tutumla çıkan, ama şimdiye kadar hiç böyle amansız ve haksız davrandığı görülmeyen parçadır.
Sinem Şal'ın ilk kitabı olmasına rağmen bu kadar derin olması kaleminin ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor aforizmalar toplamı denmiş bence haksızca bir eleştri olduğunu düşünüyorum ve aforizmalar toplamının nasıl olduğunu anlamdırmaları için net Özgür bacaksız'ın kitaplarını okumalarını/okumaya çalışmalarını tavsiye ederim. Sinem Şal'ı okumayı çok sevdim. Umarım yeni kitabı yakında çıkarda okurum.
DankSinem Sal · Kara Karga Yayınları · 0394 okunma
Bazen Mustafa Kemal Atatürkten bazen montaigneden etkilendigi eserde acikca ortada ve hoffer bunu saklamiyor ve bundan gocunmuyor. Kitap muazzam. Kitle hareketleri, sosyoloji, psikoloji, psikanaliz, elestri gibi konulara merakiniz varsa tavsiye etmekle kalmiyor, mutlaka okuyun diye uyariyorum.. okunmasi gereken ilk 5 kitaba sigdirmak icin cok titiz davranmak gerekiyor, ama ben cok dusunmeden ve gonul rahatligiyla okunmasi gereken ilk 5 kitaba sigdiriyorum..
ŞAH&SULTAN ~ İSKENDER PALA
2010 yılında yayımlanlandığında, yılın en çok satan kitabı olan Şah&Sultan, hâlâ tarihi roman denince ilk akla gelenlerden. Uzun araştırmalar, derlemeler ve okumalar sonucu ortaya çıkan bu kitap, Çaldıran Savaşı evveli ve ahirini kurgusal hikayelerle besleyerek anlatmaya çalışmış. Fakat İskender Pala'nın o
Heinrich Böll'den okuduğum ikinci roman. Kendine has bir kalemi var. Eleştiri ağırlıklı ve psikoloji, duygu yüklü. 1972 Nobel edebiyat ödüllü olan yazarın
Palyaço eseriyle tanıştım ve bu eser dini eleştri sebebiyle zamanında yasaklanmştır. Yazarımız
Trenin Tam Saatiydi eseriyle beraber bu sefer ikinci dünya savaşında bulunan kendi ülkesini eleştirmiş ve
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.
Armstrong'un bir kaç eserini daha
İmkansızın Şarkısı l. Kitapta cinsellikle ilgili çok açık anlatımlar mevcuttur, Haruki’nin bu anlatımlarını beğenmedim ve çoğu yeri atlayarak geçtim. Cinselliği sadece yüzeysel olarak anlatsaydı kitaba karşı bakış açımı tamamıyla Nirvana’ya çıkartabilirdi.
Merhaba! 2024'ün ilk kitabı ile sizinleyim. Ben bu kitaba bayıldım. Bu kitap bana aşkı tekrar hatırlattı. Bu kitabi 2 günde bitirdim. 5-6 saat boyunca sıkılmadan okudum. Hikaye o kadar sürükleyici ve güzel ki size anlatamam. Daha önce çok kitap okudum ama bu kitabın anlatımı bir ayrı. Çok fazla asker konulu kitaplar okudum fakat bu benim için en güzeli. Bu kitapta Türk damarları patlamayan yoktur zaten. (Yanlış olabilir) "Sevdası vatan olan bir adamdan, sevda dilemek suç muydu?" Bu sözü o kadar beğendim ki anlatamam. Kitabı okurken bir ilişkinin toz pembe olmadığını, herşeyin toz pembe gitmediğini ve bir ilişkide onlarca kez kavga olabileceğini anladım. Bu kitabi okurken musunuz bilmem ama, okursanız ne mutlu bana. Bu kitabı herkese önerdim ve önermeye devam ediyorum.
İyi okumalar☆
1/50 kitap