Kişi, ôvgüye deger bütün özelliklerini kendi çabası ve çalışmasıyla elde ettigini zanneder. Ancak bir zorluk içersindeyken, bütün güçleri tü­ kendiginde, hayal kınklıgına ugradıgında Rabbi ona şöyle der: "Bütün bunlan kendi çabalann, kendi gücün ve kendi zekanla mı elde ettigini zannettin?. .. Bu zannın ve nankörlügün için bagışlanmayı dile. Çünkü sen, kendi ellerin ve ayaklannla başardıgını sandın. Şimdi artık tüm var­ dıklannın bizim lütfumuz oldugunu anladıgına göre, magfiret dile, çünkü O bagışlayıcıdır" (FmF, MEB, s.1 224-125).
anti tez
Sen şimdi yangın yerinde oturursun Ve saçların eskisi gibi değil; Geceleri aç karnına Çorabın yok ki söküğünü dikesin Ve yemek pişiremediğin için Muhakkak ki ellerin soğan da kokmaz . Senin şair dostun bir suratı güzel adamdı Ağzı kapalı uyurdu amma Senin vücudun yine bozuldu, çocuk doğurmadığın halde ...
Sayfa 25 - Inkılâp 2009Kitabı okuyor
Reklam
Derdin ne senin yazar?
Sen şimdi kocanın evinde oturursun Ve saçların artı eskisi gibi değil; Geceleri yemekten sonra Çorap söküğü dikersin Ve ihtimal ellerin de soğan kokar. Senin kocan bir surati çirkin adam Ağzı açık uyur Ve senin vücudun bozulur, çocuk doğurdukça ...
Sayfa 21 - Inkılâp 2009Kitabı okuyor
kırmızı deynek
Havanın yüzünde bir kırlangıç sürüsü Ve yabanıl ak atlar doludizgin Bu sabah, bu sabah öylesine güzel ki Bu sabah yağmur yağacak Bu sabah gün açacak Bu sabah tekmil tornurcuklar patlayacak Bahar patlayacak Köpükler, bulutlar patlayacak Özlemierin en güzeli, tozlu bir özlem Topraktan yeni çıkarılmış Üç bin yıllık yunan şarabı Atların kara
Sayfa 85 - Yapı Kredi Yayınları
ELLERİN MÜEBBET
senin neden neden istediğini bilmezdim çamaşır makinası der koyardın postanı tersyüz eder ceplerini gösterirdi babam bir el ıslatır çitiler bir el iplere dizer rüzgâr savurur güneş kurutur sanırdım ellerim ellerim ellerim derdin anne tuzbuz olurdu evimizin tek aynasında sesin binse sesim bir akça kuşun kanadına gitse boy boy çamaşır leğenlerinde kaç müebbet buluşuyor ellerim senin küçücek ellerinle Nevzat Çelik
Sayfa 561
kapıların olurdu korkudan çok denizlere açılan o denize açılan ellerin nerde şimdi
Sayfa 18 - 1962-Bakır tenli yapraklarKitabı okudu
Reklam
İşte yemişler, çiçekler yapraklar ve dallar! İşte kalbim, çarpıntısı yalnız senin için! O bembeyaz ellerin kalbimi kırmasalar! Bu küçük armağanı dilerim hoş göresin! Ben geldim işte, çiğlerle bezenmiş olarak; Alnımda seher yelinin dondurduğu çiğler. Yorgunluğumu alsam ayak ucunda bırak! Hayal etsem o tatlı demleri birer birer! Bırak unutayım başımı taze göğsünde! Hâlâ aklımda lezzeti son öpüşlerinin. Hayırlı fırtınadan sonra sakin, asude, Uyusam biraz, madem uzanmış dinlenirsin!
Sayfa 273 - Paul VerlaineKitabı okudu
ölmeyen..
Sana geliyorum, doğru sana, Susmamak için. Çünkü sensin dinleyince dinleyen, Bakınca bakan, görünce gören. Sevmesini iyi bilirim, düşünmeyi öğrendim. Duydum nedir can vermeden ölmek. Artık bütün kapıları açıp kapayabilirim. Sen anlarsın bunlar ne demek. Sana geliyorum, yalnız sana, Yalansız, gizlisiz. Olduğu gibi anlatacağım ne varsa, Bil, bilsinler, biliniz. Sen, Vurunca vuran, gülünce gülensin. Sesin, yüzün, ellerin yüzde-yüz senin. Sen ölmeyensin.
... Doyuma ermiş bir istiridye parıltısı bir vicdana sızmakta.
GELECEĞİN kuzeyinde akan ırmaklara atıyorum, senin taşların yazdırdığı gölgelerle, korka korka ağırlaştırdığın ağları.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.